Takip Et
  • 21 Ekim 2013, Pazartesi

Vermek

Hikaye çok uzaklardan.

Eczacı kadın: Defol git buradan hırsız. Dur bakalım! Ne çaldın? Bununla ne yapacaksın? cevap ver bana... diyor ve çocuğun elinden ilaçları alıyor.

Çocuk: Anneme vereceğim.

Seslerle yanlarına koşan bir lokantacı: Bir saniye bekle, annen hasta mı? Çocuk bir kez kafasını sallıyor. Lokantacı eczacıya ilaçların parası veriyor ve elinden ilaçları alıyor. Parayı aldıktan sonra eczacı kadın çocuğa, "Bunu bir daha yapma" diyerek uzaklaşıyor.

Çocukla aynı yaşlarda olan küçük kızına seslenen lokantacı, "Tatlım sebze çorbası" diyor.

Kızı, içinde sebze çorbası olan poşeti babasına getiriyor, içine ilaçları da koyan lokantacı torbayı çocuğa uzatıyor. Başı önünde beklemekte olan çocuk lokantacının yüzüne bir kaç saniye baktıktan sonra torbayı kapıp koşarak uzaklaşıyor.

30 YIL SONRA

Lokantada yoğun bir gün yaşanıyor. Tezgaha gelen dilenciyi gören kızı, babasına sesleniyor. Lokantacı yemeğini verip dilenciyi gönderdikten sonra işine dönüyor. Tam bu sırda kriz geçiren lokantacı yere yığılıyor. Hastaneye kaldırılıyor. Bilinci kapalı bir şekilde yoğun bakımda yatmakta olan lokantacının sağlık giderleri toplamı: 792 bin Baht tutuyor.

Bu kadar paraları olmadığı için kızı lokantayı "acil" ibaresiyle satılığa çıkarıyor. Lokantacının kızı telefonla kimlerle görüşse de parayı bulamıyor ve lokantaya da talip çıkmıyor. Bir ara babasının başında uyuya kalan kız, uyandığında önünde kağıtlar buluyor. Sağlık giderleri özeti olan kağıtlarda, tutar: 0 olarak gözüküyor. Altında da şöyle bir not var, "Tüm masraflar 30 yıl önce ödendi. 3 paket ağrı kesici ve bir poşet sebze çorbasıyla. Saygılarımla Dr. Prajak Arunthong."

"Vermek en iyi iletişimdir" sloganıyla biten bu hikaye; Tayland'da bir telekomünikasyon firmasının reklam olarak yayınladığı dokunaklı, harika kısa filmden. Ben de Facebook'ta gördüm...

 

Kurban Bayramının 3. ve 4. günleri Bitlis’teydik.

Aydın Sanayici İşadamları Derneği ile Kimse Yok Mu Derneğinin ortaklaşa organizasyonu için gittik. Aydın’dan toplanan 500 kurban payının oradaki ihtiyaç sahiplerine dağıtılmasını izledik.

Yukarıdaki hikayede dikkat çekilen hususu bizzat gördük. Mutlu olanların hislerine ortak olmanın mutluluğunu yaşadık.

Allah kabul etsin. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.