Takip Et

Aydın ili ve jeotermal gerçeği-8

Bu yazımızda Aydın ilindeki tarihi doğal çıkışlı sıcak su kaynakları ile şu andaki mevcut jeotermal alanlar arasındaki ortak noktaları ve ilişkileri ortaya koymaya çalışacağız.

Depremle doğrudan ilişkili olan jeotermal alanlardan olan Büyük Menderes Vadisi ve vadinin doğu başlangıç noktasında bulunan zengin jeotermal alanlara sahip Buharkent, konumuz içinde önemli bir özne durumundadır. Çünkü bu bölge tarihin ilk çağlarından beri sıcak su kaynakları ile dikkati çekmiş geniş bir jeotermal alandır. Bu jeotermal alan her ne kadar şerit halinde Afyonkarahisar ve Sandıklı’ya kadar uzanmakta ise de yakın alan olarak Pamukkale(Hierapolis),Yenicekent (Tripolis),Kızıldere (Hileria),Tekke (Karura),Kabaağaç (Men Kauno),Ortakçı tarihi jeotermal alanlar olarak değerlendirilebilir.

Bölgedeki jeolojik bulgular, jeotermal varlığın, tektonik hareketler sonucu değişime, yer değiştirmeye, kaynak körelmesine ve zenginleşmesine yol açtığını göstermektedir. Özellikle M.S 17, 138, 244, 262, 1702, 1895, 1899 yıllarında meydana gelen 8 ve üzeri meydana gelen depremler bölgedeki jeolojik yapıların ve jeotermal özelliklerin değişerek bugünlere gelmesinde önemli rol oynamışlardır. Bölgede Ortakçı, Kızıldere, Tekke, Kabaağaç, Tırkaz dolaylarındaki doğal çıkışlı sıcak sular ve su buharları depremler etkisiyle büyük değişiklikler göstermiştir.

Buharkent ve çevresi bu bakımdan en şanslı alanların başında gelmektedir. Buharkent’in doğu sınırında yer alan Kızıldere sahası, gene doğusunda yer alan Savcılı jeotermal alanı, güneydoğusunda Kabaağaç, Tekke, Tırkaz jeotermal alanları ve batısında Ortakçı sahaları ilçeyi üç yönden kuşatmıştır. Bu alanlardan Ortakçı sahası (Ortakçı hamamlarının) sağlık alanında kullanımına ait izler Roma dönemine kadar uzanmaktadır. Bugün kullanım dışı olan bu antik yapılar, yüzyıllar boyu insanların umudu olmuş ve sağlık termal tesisi olarak varlıklarını sürdürmüşlerdir. Yine Kabaağaç ve Tekke alanlarında ilk ve orta çağ insanlarının sağlık gerekçeleri ile bölgedeki doğal çıkışlı mineralli sulardan yararlanmak amacı ile inşa ettikleri yapıların kalıntıları mevcuttur.

Bölgeyi ilk çağlardan beri cazibe merkezi haline getiren en önemli özellik, doğal yapının yanı sıra, verimli topraklara, kaynak sularına, Büyük Menderes’e, ılıman bir iklime sahip olmanın sağladığı avantajlar olduğu gibi söz ettiğimiz jeotermal kaynaklardan sağlık açısından yararlanma imkânının var olmasıdır.

Bugün bu sahalarda Kızıldere’de 2,Tekke’de 3,Kabaağaç’ta 1 ve atıl vaziyette Ortakçı’da 1 tesis yer almaktadır.

Bu saha bugün Sarayköy batısından itibaren Büyük Menderes’in sağ ve sol sahillerine şamil olmak üzere üç jeotermal imtiyaz alanına bölünmüş olup, Kızıldere doğusu ve güneyinde yer alan arama, çalışmaları, sondaj ve jeotermal üretim yapılan bir bölgedir.

İkinci saha ise daha çok Büyük Menderes güneyinde yer alan Tekke, Kabaağaç, Savcıllı ve Kızıldere sınırları içindedir.

Üçüncü saha ise Savcıllı ve Kızıldere alanlarında bulunup deneme amaçlı sondajlar yapılmaktadır.

Bu bölge jeotermal rezerv yönünden ülkemizin en zengin alanlarından birisi olup yaklaşık olarak 600-650 megawat/e enerji potansiyeline sahiptir.

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.