Takip Et

TARIMSAL DESTEKLEMELERİN ÖNEMİ-3

1994 yılı ise batılı finans kurumlarının (Dünya Bankası ve IMF ) ülkemizin üzerinde baskılarının en fazla hissedildiği yıllardan birisi olmuştur.

Türk ekonomisinin yüksek enflasyonlu kırılgan ve dirençsiz yapısı, bu kuruluşların ülkemiz üzerinde oyunlar oynamasına fırsat yaratmıştır.

Bütçe açıkları, cari dengeler, üretim-ihracat dengesinin bozukluğu, ekonomik krizlerin ortaya çıkışında en önemli etmenler olarak ortaya çıksa da gerçek neden batılı sömürgeci güçlerin Türkiye’ye yaklaşımıdır.

1994 Nisan kararları, Türk çiftçisinin büyük bir bölümünün desteklemeler açısından mağdur olmasına yol açmıştır.

5 Nisan 1994 Ekonomik Önlemler ve Uygulama Planı'nda temel ilke olarak, üretim yapan ve sübvansiyon dağıtan bir devlet yapısından, ekonomide piyasa mekanizmasının tüm kurum ve kurullarıyla işlemesini sağlayan, sosyal dengeleri gözeten bir devlet yapısına geçmek hedeflenmiştir. Bu çerçevede, tarım sektörüne ilişkin birtakım düzenlemeler öngörülmüş ve ekonomiden tarımsal ürünlere ayrılan kaynağın üç ürün ve/veya ürün grubu ile sınırlı kalacağı açıklanmıştır. Buna göre; hububat, şeker pancarı ve tütün gibi stratejik ve sosyal açıdan önemi olan ve büyük üretici kitlelerini kapsayan ürünlerde destekleme alımı yapılmasına karar verilmiştir. Tarımsal desteklemede tasarruf sağlayıcı birtakım tedbirler alınırken, Kamu İktisadi Teşebbüsleri (KİT) ve Tarım Satış Kooperatifleri Birliklerinin (TSKB) kamu finansmanı üzerindeki yükünün azaltılması ve Merkez Bankası tarafından finansman sağlanmayacağı kararı alınmıştır. Bu tedbirlerle; tarımda devletin müdahalesi en aza indirerek KİT'lerin, anılan üç ürün grubu dışındaki ürün alımlarında kendi imkanlarını kullanmaları amaçlanmıştır. (1)

Straetejik olarak nitelendirilen hububat, şeker pancarı ve tütün dışındaki ürünlerin destekleme kapsamı dışına çıkarılması hem KİT’leri hem de büyük bir üretici kesimi zor duruma düşürmüştür.

Pamukta Ege ve Akdeniz, incirde Ege, üzümde başta Ege olmak üzere ülkenin büyük bir bölümü, çay ve fındıkta Karadeniz, mısırda sulak ovaların tamamı, patateste Ege ve İç Anadolu, sebze, meyve yem bitkileri vb. olmak üzere pek çok kesimde üretim yapan Türk çiftçisi, destekleme sistemi dışına çıkarıldığı için büyük zararlara uğramış,5 Nisan karalarının zararını uzun yıllar zarar olarak hissetmiş ve yaşamıştır.

Ayrıca 1995 yılında hazırlanan 7. Beş Yıllık Kalkınma Planı'nda (1996-2000) tarım politikalarının DTÖ Tarım Anlaşması ve AB Ortak Tarım Politikalarında beklenen gelişmelere uygun olarak düzenleneceği belirtilmiştir. Bu doğrultuda, tarımsal destekleme politikaları, üretimin serbest rekabet şartlarında piyasa sinyallerine göre şekillenmesi ve kamu kaynaklarının daha rasyonel kullanılması hedeflenmiştir. Bu çerçevede tarım ürünleri fiyatlarına devlet müdahalelerinin azaltılarak bunun yerine kayıtlı üreticilere DGD verilmesi; girdi sübvansiyonların aşamalı olarak kaldırılması; arz fazlası olan ürünlerin üretimleri, ürün kalitesi ve tipleri ile arazi durumu dikkate alınarak ekim alanlarının sınırlandırılması ve bunların yerine iç ve dış talebi olan ürünlerin üretimine yönelme sağlanması hedeflenmiştir. (2)

 

(1): Cumhuriyetin İlk Yıllarında Tarım (Anonim).

(2):TC Kalkınma Bakanlığı, 2011. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.