Takip Et

SÜT SEKTÖRÜNDE NELER OLUYOR

Tarım sektörü içerisinde en sıkıntılı kesim süt üreticileri.

Sütün en önemli girdisi yem. Yem fiyatları son altı ayda hayale sığmayacak kadar zamlandı.

Süt sanayicisi ise kur artışından dertli.Ancak kerameti kendisinden menkul Ulusal Süt Konseyine çiğ süt için tavsiye fiyatı olarak 7,50 TL belirlenmesi için yapılan çalışmalar netice verdi.Yem sanayicisi de fırsatı ganimet eyleyim yem fiyatlarına 30 TL zamı yapıştırdı.Ve bizim üreticinin süt fiyat artışı çöpe gitti.

Konu ile ilgili olarak Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, aylık basın açıklamasında süt sektöründeki gelişmelere bir bölüm ayırdı.

“Bilindiği üzere, Ulusal Süt Konseyi (USK) 15 Mayıs 2022 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere soğutulmuş çiğ süt tavsiye satış fiyatını brüt 7,50 TL/litre olarak belirledi. Konsey yaptığı açıklamada; ‘çiğ süt üretim maliyetinde önemli bir değişiklik olduğunda önümüzdeki süreçte piyasa şartlarına göre tekrar değerlendirme yapılacaktır’ dedi.

Bugün itibariyle üreticinin eline kesintiler çıktıktan sonra net olarak ortalama 7 lira geçiyor. Bazı yerlerde bu fiyatın da altına çiğ süt satılıyor. Üreticilerimiz zamlı süt fiyatı daha eline geçmeden, yeme gelen zamlarla hayal kırıklığını yaşadı. Bir kilo yemin fiyatı bazı yerlerde 8 liraya kadar dayandı. Parite ise 1 buçuğun çok altında seyrediyor.

Bugünkü fiyatlar ne yazık ki damızlık kesimlerini durduramıyor. Yeni sezonda yonca gibi kaba yem maliyetleri de yükseldi. Üreticinin tek maliyeti yem değildir. Mazota da zam geliyor, elektriğe de, işçiye de, nakliyeye de, ilaca da… Üreticilerimiz artık ne önünü görebiliyor, ne de geleceğini planlayabiliyor.

Ayrıca üreticilerimizin ne üretme şevki, ne de geleceğe dair umudu kaldı.

Artık üreticilerimiz, ‘sürdürülemez çiğ süt fiyatları ve artan maliyetler nedeniyle sürekli fiyat talep eden’ konumunda olmaktan yoruldu. Yüksek süt fiyatlarına ulaşmakta zorlanan, sağlıklı ve dengeli beslenememe riskiyle karşı karşıya kalan tüketiciler de durumlarından memnun değildir.

Hayvancılığın geleceği gibi milletimizin geleceği de tehlike altındadır. Yüksek fiyatlı hayvansal ürünlere ulaşamayan bir halk nasıl sağlıklı nesiller yetiştirecek ve geleceğin Türkiye’sini inşa edecektir?

Eskiden kırsalda üretimden kopan insanlar şehirlere göç eder, kendisine orada hayat kurmaya çalışırdı. Artık oralarda da hayat çok pahalı. İnsanların bu hayat pahalılığında yerinde kalmaktan, üretmekten başka çareleri de yok. Yetkililerden bu sorunu nasıl çözeceklerine yönelik stratejik, somut adımlar bekliyoruz. Bu ülkeye yapılacak en öncelikli ve büyük yatırım, daha çok kaynağın bu alana aktarılmasıdır.

Üreticilerimize destek olalım, onları ayağa kaldıralım, üretim şevklerini tekrar canlandıralım. Türkiye’yi hak ettiği yere yani hayvancılıkta dünyanın sayılı ülkelerinden biri konumuna ulaştıralım.

Onun için diyoruz ki;

Yem fiyat artışlarını kontrol altına alalım. Ya çiğ süt fiyatında artış sağlayalım, ya da yem fiyatlarını indirecek tedbirler alalım. Pariteyi 1 buçuk bandına oturtalım. Diğer maliyet artışlarını durduracak tedbirleri hayata geçirelim. Süt teşvik primini 1 lira seviyelerine çıkaralım. Üreticiye sürdürülebilir, istikrarlı bir gelir elde etmesini sağlayacak piyasa oluşturalım. Damızlık hayvanların kesilmesini engelleyelim, geleceğimizi koruma altına alalım. Tüketiciye de uygun fiyattan hayvansal ürün alabilme imkânı sağlayalım. Üreten ve tüketen, herkesin kazandığı mutlu Türkiye’nin inşası için etkin politikaları hızlı bir şekilde hayata geçirelim.” 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.