Takip Et

OSMANLI DEVLETİNDE TARIMIN DÖNÜŞÜMÜ: TANZİMAT

Klasik,duraklama ve gerileme dönemlerinde,ekonominin temel sektörü olan tarımda gerekli verimin alınamaması ve devlete olan vergi katkısının yetersiz kalması dolayısıyla Tanzimat döneminde yapılan ekonomik reformlar doğrudan imparatorluk tarımını etkilemiştir.

 

Osmanlı’nın iktisadi temelini tarımın oluşturması, üretim büyük oranda tarıma bağlı olmasına rağmen tarımdaki alınan verim çok yetersizliği ve buna paralel olarak siyasi gerilemenin yanında ekonomik ve iktisadi olarak da gerilemiş olup, bu gerileme tarımda ilkel yöntemlerin egemenliğinin sürmesininin yolunu açmıştır.

 

Üretimde kuraklık etkisi başta olmak üzere bazı doğal afetler küçük üretici olan köylü kesimi üstündeki vergi yükünü artıran etkili unsurlardı.

 

Söz konusu şartlar hemen hemen üretimi arttırmaya ve toprağı geliştirmeye yönelik faaliyetleri ortadan kaldırmıştı.

 

Bu çeşit olumsuz şartları kaldırılmasını hedefleyen Tanzimat yönetimleri döneminde tarım ve çiftçi lehine pek çok düzenlemeler hayata geçirilmeye çalışılmıştır.

 

Bu dönemde iltizam sistemi kaldırılıp, vergilerin devlet yetkililerince alınması benimsenmesine rağmen hedeflenen amaçlara ulaşılamadığı ve istenen başarı gösteremediği için 1841’de tekrar iltizam uygulamasının sürdürülmesine karar verilmiştir.

 

Tanzimat döneminde ilk olarak tarım politikalarını meydana getirecek ve yürütecek bir tarım bürokrasi kurulmuştur.Bu amaçla 1838’de Ziraat ve Sanayi Meclisi, 1843 yılında Ziraat Meclisi, 1846’da dört ay gibi kısa ömür süren müstakil bir Ziraat Nezareti, 1858 yılında Ziraat Fırkası, 1868 yılında ise mahalli Nafia Dairesi kurulmuştur.

 

19. yüzyılda tarımı geliştirmek, üretim alanlarını genişletmek, ticari değeri yüksek olan ürünlerin üretimini artırmaya yönelik geçici vergi muafiyetleri sağlanarak, üretimde modern araç kullanımını yaygınlaştırmak ve çiftçinin kullanımını sağlamak amacı ile dışardan karşılanacak araç ve gereçlerin gümrüksüz ithal edilmesi gibi politikalar gerçekleştirilmiştir.Bu politikaların dikkat çeken kalemleri şunlardır:

 

Çiftçi, üretim ve tüketimi için gerekli finansmanı, çoğunlukla tefeciden çok yüksek faiz oranları ile ya da alivre satışlar yoluyla sağlıyordu. Alivre satış, ekilmiş ama elde edilmemiş ürünün ya da henüz doğmamış hayvanın % 30 - % 40 oranında düşük fiyatla satılması, çiftçinin sattığı malı üretmek için çalışması anlamına geliyordu.

 

Çiftçinin para sorununa bir çözüm bulmak amacıyla uygulanmaya başlayan avans sistemi olması ve gerekse dağıtılan avansın büyük kısmının hükümetle arası iyi olan toprak ağaları ile üst düzey yöneticilerin elinde kalmış olmasından dolayı sistemden beklenilen fayda sağlanamadı. Beklenildiği gibi üretimde ciddi artışlar gerçekleşmedi ve köylerdeki para yokluğu aynı şekilde var olmaya devam etti (1).

 

çiftçilerin üretim alanlarını genişletmeleri, ticari değeri yüksek ürünlerin üretiminin yaygınlaştırılması ve üretimde modern araç gereç kullanılması teşvik dilmiştir. Bunun için de ekiminin yaygınlaştırılması istenen ürünler için geçici vergi muafiyetleri sağlanmış zirai metotların modernleştirilmesini sağlamak amacıyla Avrupa’dan getirilecek araçlar için gümrük vergisi ödemeden ithaline olanak sağlanmıştır (2).

 

Zirai ürün ticaretinin serbestleştirilmesidir. Geleneksel ekonomik uygulamaların iki önemli örneği olan devlet tekelleri ve devlet mubayaaları büyük ölçüde kaldırılmıştır. Bu karar, zirai ürün ve hammaddelerin ticareti üzerindeki sınırlamaların kaldırılması açısından çok önemlidir (3).

 

Mubayaa usulü: İki ayrı mubayaa uygulanmıştır.Devlet bu mubayaalardan miri mubayaa adı verilen bir bölümünde piyasa fiyatlarının çok altında sembolik bir ödemede bulunuyor, rayiç mubayaası adı verilen bölümünde ise miri mubayaa fiyatlarına göre oldukça yüksek, fakat piyasa fiyatlarından daha düşük fiyatlarla buğday, arpa, pirinç ve mısır gibi zirai ürünleri satın alıyordu. Bu uygulama ile hem devlet için mali bir kaynak oluşturuluyor hem de İstanbul halkının ve bu arada bürokrat kadroların ve askerlerin temel gıda maddesi olan ekmeğin ucuz olarak sağlanması amaçlanıyordu (4) . 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.