Takip Et

BAKANLIK VE ZEYTİNLERİMİZ

Son günlerde Enerji Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın aşağıdaki yönetmelik ile zeytinimizi koruyan yegane kanun olan 3573 sayılı yasayı geçersiz kılarak zeytinlikleri maden sahası yapma çabasının olgu ve sonuçlarını 15 Şubat 2015 tarihli Denge Gazetesi’nde bu köşede yazdığımız yazıyı aynen ve tekrar yayınlayarak konunun önemini bir kez daha vurgularken öncelikle Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın 2017 ylında TBMM’ye sunulan ancak milletvekilleri tarafından reddedilen taslağı kopyala/yapıştır yöntemi ile yönetmelik haline getirdiği metni yayınlayalım:

“Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığından:

MADEN YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK

YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK

MADDE 1- 21/9/2017 tarihli ve 30187 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Maden Yönetmeliğinin 115 inci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“(4) Ülkenin elektrik ihtiyacını karşılamak üzere yürütülen madencilik faaliyetlerinin tapuda zeytinlik olarak kayıtlı olan alanlara denk gelmesi ve faaliyetlerin başka alanlarda yürütülmesinin mümkün olmaması durumunda madencilik faaliyeti yürütecek kişinin faaliyetlerin bitiminde sahayı rehabilite ederek eski hale getireceğini taahhüt etmesi şartıyla Genel Müdürlük tarafından belirlenen çalışma takvimi içerisinde zeytin sahasının madencilik faaliyeti yürütülecek kısmının taşınmasına, sahada madencilik faaliyetleri yürütülmesine ve bu faaliyetlere ilişkin geçici tesisler inşa edilmesine kamu yararı dikkate alınarak Bakanlıkça izin verilebilir. Zeytin sahasının taşınmasının mümkün olmadığı durumlarda sahada madencilik faaliyetleri yürütülmesine ve bu faaliyetlere ilişkin geçici tesisler inşa edilmesine kamu yararı dikkate alınarak Bakanlıkça izin verilebilmesi için madencilik faaliyeti yürütecek kişinin madencilik faaliyetleri bitiminde sahayı rehabilite ederek eski hale getireceğini ve Tarım ve Orman Bakanlığınca uygun görülecek alanda dikim normlarına uygun, faaliyet yürütülecek saha ile eşdeğer büyüklükte zeytin bahçesi tesis edeceğini taahhüt etmesi zorunludur. Bu fıkra kapsamında zeytin sahasının taşınmasına ilişkin tüm masraflardan ve zeytin sahasının taşınmasından kaynaklanan tüm taleplerden madencilik faaliyeti yürütmesi yönünde lehine karar verilen kişi sorumludur. Bu fıkra kapsamında zeytin sahasının taşınmasına ilişkin usul ve esaslar Tarım ve Orman Bakanlığının uygun görüşü alınarak Bakanlıkça, zeytin bahçesi tesis edilmesine ilişkin usul ve esaslar Tarım ve Orman Bakanlığınca belirlenir.”

MADDE 2- Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 3- Bu Yönetmelik hükümlerini Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı yürütür.”

Dün kaleme aldığımız yazımızda 1939 yılında uygulanmaya başlanan ,zeytin ağaçlarımızı kollayan, zeytinliklerimizi genişleterek modern kapama bahçeler haline gelmesini sağlayan ,Türk zeytinciliğini koruma altına alan “Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerin Aşılattırılması Hakkında Kanunun “ TBMM’ye sevk edilerek Enerji Komisyonunda bu yasanın yürürlükten kaldırılması için enerji ve maden lobisinin Enerji Bakanlığı kanalı ile girişimde bulunduğundan bahsetmiştik. Yazımıza kaldığımız yerden devam ediyoruz.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nca hazırlanan “Elektrik Piyasası Kanunu ile Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerin Aşılattırılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” ile yürürlükteki yasanın 20. maddesinde değişiklik yapılması öngörülüyordu. Yasa tasarısına göre yeni 20. madde ile zeytinliklerin alanlarının daralmasını ve bu sahalarda yapılaşmanın önlenmesi amacıyla getirilen kısıtlamalara ilişkin hükümler yürürlükten kaldırılıyordu.

“Zeytincilik sahaları daraltılamaz” hükmü ortadan kaldırılıyordu.

“Belediye sınırları içinde bulunan zeytinlik sahalarının imar hudutları kapsamı içine alınması halinde altyapı ve sosyal tesisler dahil toplam yapılaşma, zeytinlik alanının % 10'unu geçemez” maddesi yürürlükten kaldırılarak zeytinlikler her türlü inşaata açık hale getiriliyordu.

“ zeytin ağaçlarının sökülmesi Tarım ve Köyişleri Bakanlığının fenni gerekçeye dayalı iznine tabidir.” Hükmü yok sayılarak, Gıda Tarım ve hayvancılık Bakanlığı’nın tarım üzerindeki tasarrufları lağvediliyordu.

“Bu sahalardaki zeytin ağaçlarının sökülmesi Tarım ve Köyişleri Bakanlığının fenni gerekçeye dayalı iznine tabidir “ hükmü yok sayılıyordu.

“ Bu iznin verilmesinde, Tarım ve Köyişleri Bakanlığına bağlı araştırma enstitülerinin” görüşünün alınması maddesi ortadan kaldırılmaktaydı.

“Ziraat odasının uygun görüşü alınır” cümlesi tasarıdan çıkarılarak Ziraat Odaları by-pass edilmek sureti ile tarıma müdahil olmalarının önüne geçilmekteydi.

“ Bu halde dahi kesin zaruret görülmeyen zeytin ağacı kesilemez ve sökülemez” hükmü de yok hükmüne girmekte; zeytin ağaçlarını kesmek enerji ve maden lobisinin keyfine ve insafına bırakılıyordu.

“İzinsiz kesenler veya sökenlerden ağaç başına 2 milyon liradan 5 milyon liraya kadar hafif para cezası alınır” maddesi de kanundan çıkarılarak ağaç katliamının önü açılmaktaydı. Artık lobi için her türlü ağacı ve hatta ormanı yok etmek fırsatı ortaya çıkmaktaydı. Zaten çok düşük olan para cezalarını da ödemeyecekler anlamında bir tasarı ortaya konmaktaydı. Zeytinliğe hayvan bırakan çoban hapis cezası ile tecziye edilirken, zeytin, zeytinlik ve ormanları yok edenler ağaç başına 90 lira cezadan dahi sıyırmaktaydılar.

Fatih Sultan Mehmet’in “Bir dal kesenin kelesini keserim” düsturu ile koruduğu ağaçlar artık kesime ve yok edilmeye hazır duruma getirilmekteydi. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.