Takip Et

Tariş’e doğru giden yolda incir-7

I. Dünya Savaşı içinde mühim iş yapmış olan bu kooperatif, Yunan işgali devrelerinde mühim zararlara uğramış ve adeta ölüm devresi geçirmiştir(178).

Aydın Bölgesinin Yunan işgalinden kurtarıldığı 3–8 Eylül 1922 tarihleri arasında, kaçan Yunan silahlı kuvvetleri, katliamlar yaparak, şehir, kasaba ve köyleri yakarak çekildiği gibi gerilerinde ekonomik bir virane de bırakmak istemişlerdir. Pek çok köy ve kasaba civarındaki incir bahçelerine zarar vermek amacı ile yangınlar çıkarılmış, hatta pek çok yerde Yunan güçlerince incir ağaçları kesilmiştir.

1923 yılında incir üretiminde neredeyse yüzde 65-70’lere varan üretim düşüklüğü yaşanmıştır. Yunan işgalinden bölgede yetişen tüm tarım ürünleri üretim rakamları açısından olumsuz olarak etkilenmiştir.

Bu nedenle burada, 1923 yılına ait elde edebildiğimiz birkaç rakamı vermekle yetiniyoruz. Pamuk; 160 bin balya, tütün; 26 milyon 90 bin 33 kilo 686, palamut; 32 milyon kilo, Afyon; 22 bin sandık ve Meyankökü 28 milyon kilo. Bu verileri Mütareke dönemindeki üretim miktarları ile kıyasladığımız zaman hepsinde de artış sağlandığını görmekteyiz. Bölgenin en önemli ürünlerinden olan üzümden 1923’de 36 milyon 608 bin kilo ve incirden 20 milyon 480 bin kilo istihsal sağlanmıştır. Bu miktarlar Mütareke dönemindeki üretim miktarlarına kıyasla olumlu görünse de Dünya Savaşı öncesindeki miktarların ancak yarısını oluşturabilmektedir. Üzüm ve incirden sonra bölgenin bir diğer önemli ürünü olan zeytinden 8 milyon kilo hâsılat elde edilmiştir. Bu miktarın yüzde 37,5’i (3 milyon kilosu) İzmir, yüzde 25’i (2 milyon kilo) Edremit ve yüzde 18,7’si (1 milyon 500 bin kilo) Ayvalık yöresine aittir. 1923 yılı zeytininden 8 bin kilo yağ çıkarılmıştır(179).

İncir üzerinde oynanan oyunlarla ilgili olarak Ziraat ve Ticaret Gazetesi,9 Eylül 1924 tarihli nüshasında şunları yazmaktaydı:

“İncir piyasası üreticileri ortadan kaldırmak isteyenlerin elinde kalmıştır. Piyasaya fazla miktarda incir sürülmesi yüzünden fiyatlar sürekli olarak düşmektedir. İncirin kasası Eylül ayı başlarında 25–26 kuruşa kadar inmiştir. İncir üreticileri bu durum karşısında komisyoncular ve alıcılar fiyatları düşürmeye devam ederlerse, incir göndermemeğe ve gerekirse mallarını çürütmeye karar vermiştir”(180).

1923 yılı sonlarına doğru Aydın bölgesi incirciliğinin içinde bulunduğu buhran, incir üreticilerine büyük sıkıntılar yaşatmış, Kurtuluş Savaşı ertesi, cumhuriyetin ilk yıllarında incir piyasası üreticileri ortadan kaldırmak isteyenlerin elinde kalmıştı. İncirin fazla miktarda piyasaya sürülmesi fiyatlarda sürekli düşmelere neden olmuş, incirin kasası Eylül ayı başlarında 25–26 kuruşa kadar inmişti. İncir üreticileri bu durum karşısında komisyoncular ve alıcılar fiyatları düşürmeye devam ederlerse, incir göndermemeye ve gerekirse mallarını ellerinde çürütmeğe karar vermişti. Kaldı ki basında bu konuya fazlaca yer ayrılıyor, dikkat çekiliyordu. Ahenk Gazetesi’nde, “İncirlerimizin Fiyatını Düşürmeye Çalışıyorlar: Komisyoncuların, Müstahsillerin Gözlerini Açmaları” başlıklı bir yazıda; İzmir’e her zamankinden fazla mal (incir) gönderileceğini haber alan iki komisyoncunun hemen İzmir’de fiyat düşürmeye çalıştıklarından bahsetmekteydi. Gazete “Bütün müstahsillerimize, incir alıp satan tüccarlara ve komisyonculara haber verelim ki incir mahsulü bu sene azdır” diyerek bu tür fiyat kırma oyunlarının önüne geçmeye çalışmaktaydı. Hatta tehditkâr bir şekilde eğer incir fiyatı düşürülmesi çabalarına devam edilirse incir müstahsilleri İzmir’e mal göndermeyeceklerdir denilmekte, bu iki büyük komisyoncunun fiyatlar üzerinde oynamasına diğer komisyoncuların önem vermemesi istenmekte ve eğer fiyat düşerse müstahsil ve tüccarların zarara uğrayacakları hatırlatılmaktaydı(181).

Bu dönemde İzmir’de incir üzerine çalışan başlıca 5 büyük ticarethane, 12 kadar ihracatçı ve 40 kadar da komisyoncu vardı. Bunların en önemlileri Fig Paker Mösyö Jir Ticarethanesi, Baladur ticarethanesi ve Amerikalı Hills Bruder ticarethanesiydi. İncircilerin yaşadıkları sıkıntılar, üreticilerin ürünlerini elebaşılar vasıtasıyla göndermek zorunda kalmalarından, malların toptan satılması usulleri sırasında yabancıların tekelinde olmasından kaynaklanıyordu.(182).

1924 yılında tarım ürünleri fiyatlarında yaşanan sıkıntıların giderilmesi için TBMM “İtibar-ı Zira Birlikleri Kanunu”nu çıkardı.13 maddelik bu kanunla kooperatifçilik teşvik edilmekte, harç, rüsum ve bazı vergilerden muaf tutulmaktadır. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.