Takip Et

AYDIN İLİ İÇİN LAVANTA ÜRETİMİ

Önceki yazılarımızda lavantanın kullanım alanları ile ticari durumu ve tarımı hakkında genel bilgiler vermiştik.

Bu yazımızda lavantanın Aydın ilinde tarımının yapılabilirliğini ele alacağız.

Bu alanda araştırmalarını makaleleştiren ADÜ Ziraat Fakültesi öğretim üyesi Sayın Prof.Dr.Olcay Arabacı ve E.Ü Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri bölümünden Sayın Doç Dr.Emine Bayram’ın çalışmaları ışığında ele almaya çalışacağız.

Akademisyenlerimiz giriş bölümünde çalışmanın amacını şu şekilde özetlemişler:

“Bu araştırma, hakiki lavantanın Aydın ekolojik koşullarında yetişme olanaklarını incelemek, bazı agronomik ve kalite özellikleri üzerine farklı bitki sıklığı ve azotlu gübrenin etkisini ortaya koymak amacıyla yapılmıştır.”

Bir bitkinin tarımsal uğraşısından verim alabilmenin şartlarından ilki tarım yapılacak bölgenin toprak ve iklim yapısıdır.

“Ilıman Akdeniz İkliminin hakim olduğu Aydın ilinde uzun yıllara ait sıcaklık ortalaması 17.5 C'dir. Aylık en yüksek sıcaklık 28.1 C ile Temmuz ayında, en düşük sıcaklık 8 C ile Ocak ayında ölçülmüştür. Uzun yıllar gözlem sonuçlarına göre yıllık toplam yağış 658 mm olmasına karşın, yıl içindeki dağılımı düzensizdir.”

Çalışmanın sonuç bölümünde ise;

“Elde ettiğimiz bu sonuçlara göre, lavantanın Aydın ekolojik koşullarında çok iyi şekilde yetiştirilebileceği belirlenmiştir. Verim ve uçucu yağ bakımından bu araştırma ile daha önce yapılmış çalışmalar arasında bir paralelliğin olduğu, hatta bazı değerlerin önceki çalışmalardan oldukça yüksek olduğu tespit edilmiştir.” denilmektedir.

Aydın ilinde yetiştirilme sahaları bulunan ve gelir elde edilme imkânı bulunan lavanta bitkisinin ticari ve ekonomik yönü ile ilgili bir çalışma yapan S. Bozkıran, F.Handan Giray “Isparta’da Lavanta Üretimi ve Pazarlaması” konulu çalışmalarında lavantanın ekonomik ve ticari yönünü ele almışlardır.

“Tıbbi ve aromatik bitkiler ülke ekonomisine olan katkıları ve yöre halkına sağladığı ek gelir açısından tarımsal üretimde özel bir yere sahiptir. Türkiye sahip olduğu ekolojik koşulları ve tür çokluğu açısından dünyanın en zengin ülkeleri arasında yer almaktadır. Bunun yanında birçok bitkinin gen merkezidir ve bazı endemik türleri de içeren coğrafi bölgelere sahiptir. Nitekim, İskoçya Edinburg Üniversitesince hazırlanan Türkiye florası çalışmalarına göre Türkiye’nin 10.000’nin üzerinde bitki çeşidi bulunmaktadır ki bu rakam Avrupa’nın tümünde yetişen yaklaşık 12.000 kadar bitki çeşidi ile karşılaştırıldığında ve söz konusu floranın 1/3’ünü aromatik bitkiler oluşturduğu dikkate alındığında Türkiye’nin bu konudaki zenginliği ortaya çıkmaktadır (Başer, 1997).”

“Araziden çok fazla miktarda ve saf olarak drog elde edilebilir; ii) Ürünün toplanması kısa bir sürede ve arzu edilen zamanda yapılabilir; iii) Toplamadan sonra kurutmaya hemen geçilebilir; iv) Gerek verim ve gerekse etkili maddesi yüksek drog veren elverişli ırkların yetiştirilmesi mümkündür (Baytop, 1999).”

“Bitkileri arz edenler doğadan toplama, kültüre alma ve organik üretim şeklinde üretim yapan üreticiler, talep edenler ise toplayıcılar, kooperatifler, aktarlar, bitkisel ilaç, güzellik, temizlik, ürünleri, bitkisel çay imal eden firmalar ve bu ürünlerin nihai tüketicileridir.” 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.