Takip Et
  • 28 Ekim 2022, Cuma

CUMHURİYET

Yarın Cumhuriyet Bayramı’nın 99. Yılını kutlayacağız. Cumhuriyet Bayramıyla ilgili düşüncelerimi iletmeden önce bana ters gelen iki husus var. Onlara ait düşüncelerimi belirtmek isterim. Bunlardan biri Türk Tabipler Birliği’nin Türk askerine iftira atmasıyla ilgili diğeri ise diğeri ise TBMM AK Parti Grup Başkan Vekili Mahir Ünal’ın söylemi. Maalesef bu görüşler ilkel olsa da her partide maalesef böyle düşünenler var. Bunların temel hedeflerinden biri Cumhuriyet devrimlerine karşı çıkmaktır. Bunu her fırsatta dile getirmekten kaçınmazlar bazen gizlice bazen de ulu orta saçma sapan mantıksız bir biçimde. İşin temelinde tek bir özlem yatmaktadır. Arap hayranlığı Arapça ve Farsça özlemi…

Türkiye’de hala o günlerin özlemi içinde olanlar var. AKP Grup Başkan Vekili Mahir Ünal’ın şu sözlerine bakar mısınız; “Cumhuriyet ne yazık ki bizim lügatımızı, alfabemizi, dilimizi özetle bütün düşünme setlerini yok etmiştir. Tarihteki en sert kültürel devrim Türkiye’de yaşanmıştır.

Türkiye’yi İngilizler, Fransızlar, İtalyanlar, Yunanlılar ve daha niceleri işgal etmişler. Türkleri Ankara ve Polatlı çevresinde hapsetmek istiyorlar. Sen bu koşullarda dilini, dinini, geleneklerini nasıl koruyacaktın? İnsan bir söz söylerken biraz düşünmeli değil mi?

Sevgili dostlar kısaca biraz düşünce paylaşımında bulunmak istedim. Yunanistan halkıyla, meclisiyle, ordusuyla tamamen savaşa hazırlanıyor ama savaşmak için tabii ki ABD’den komut bekliyor. Ermenistan’da umduğunu bulamayan ABD, Türkiye’nin büyümesine, gelişmesine, güçlenmesini önlemek için tüm kozlarını oynuyor. Amaç ve gaye sadece Ortadoğu’da kurmak istedikleri Kürdistan devleti… Yıllardır bu projenin bedelini güzel ve yalnız ülkemin halkları ödedi.

Bir yandan o bölgeye askeri yığınak yapıyor, bir yandan Yunanistan’a yapıyor. Yıllarca hep böyle yaptı. Her tarafı kan gölüne döndürdü ABD. Şimdi sinsi planıyla Suriye’de amaca ulaşmak. Ama bilmedikleri şu var: Onlar bu sinsi planlarını hayata geçiremeden Türkiye bütün Avrupa ülkelerini, İngiltere ve ABD’yi karıştıracak eylemlerini hayata geçirecektir. Onlar biz Türkiye’nin başına bela salalım, uğraşsın diye düşünürken biz onların başına belayı salmak üzereyiz. Ayrıca bu Yunanistan konusunun tek açıklaması var. Yunanistan Türk tokadını yiyecektir. Çünkü halkın iradesiyle gelmemiş iktidarlar güçlü dış güçlere biat ederler. Ama dünyanın öğrenemediği dünya arenasında it itle dalaşır ama Azerbaycan ve Türkiye’nin olduğu arenada it itle değil it kurt ile karşılaşır ve erenler, evliyalar, aşıklar diyarı olan bu topraklarda 40 günü geçmez itin havlayarak geri kaçması. Gazanız mübarek olsun şimdiden…

Ayrıca değerli dostlarım muhalefet cephesi “Türk Silahlı Kuvvetleri kimyasal silah kullanıyor” diye sözlerin sahibi şeref yoksunları bilsinler ki Türk ordusu tarih boyunca değil onlarca yıl binlerce yıl bile kadına, kıza, çocuğa, masuma hayvana bile merhametten başka bir şey yapmamıştır.

Bizler imam Ali’nin, halife Ali’nin, asker Ali’nin, onun âşık olduğu, meftun olduğu Hazreti Muhammed Mustafa’nın (s.a.s) ordusuyuz.

Evet PKK itleri değil kimyasal silah ile ateşlerde yakmak lazım ama bizler savaşta kahpelik yapmayız. Bizim savaşta bile yapmadığımızı mikrofonlar da yapan kahpelere hitaben söyledim. Türk ordusunu ağzına almaya bile layık olmayanlar ülkenin başını belaya sokmaya uğraşıyorlar.

Yine bir atasözü oturur buraya: “Aç tavuk kendisini darı ambarında zanneder demiyorum, çakal sarhoş olunca nerede o kurt dermiş”

Yarın Cumhuriyetimizin 99. yılı zannetmeyin ki düşmanlarımızı (içte dışta) uyuyorlar. Her fırsatta saldırmak için fırsat kolluyorlar. Hepinize iyi hafta sonları değerli Denge okurları. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.