Takip Et
  • 17 Şubat 2017, Cuma

Anne özlemi

Sizin hiç anneniniz öldü mü? Benim öldü, dünyam karardı. Karanlıklar içinde kaldım. Dün benim annemin ikinci ölüm yıldönümü idi. Annen ölür önce ağlarsın sonra sessiz hıçkırıklarını kara gece duyar sadece yastığın saklar gözyaşlarını zaman geçer özlersin sızlar yüreğinin sol köşesi anlatmak istersin tüm dünyaya tüm dünya özlesin istersin ama anlatamazsın hiç kimseye o özlemi ifade edecek kelime kalmamıştır. Düğüm olur sonra yutkunursun geçsin diye ve sonra özlemin akar gözlerinden…

Dün (16 şubat 2017) senin ölüm yıl dönümündü. İnan 2 yıl geçmek bilmedi. Sen artık yoksun… Sen gideli, 2 yıl bir gün dört saat oldu. Bunca zaman geçti hala sensizliğe alışamadım… Sensiz bu hayat gerçekten çok zor. Güneş biraz puslumu doğuyor?

Esen deli poyrazlar senin yokluğunda, daha da mı deli esiyor? Ben korkuyorum bu deliliklerden, sığınacak bir kucak arıyorum. Sen yoksun anne…

Güneşin başka iklimleri aydınlatmaya, başka gönülleri ısıtmaya gittiği şu saatlerde, kağıdı, kalemi elime alıp, seninle dertleşmek, yalnızca sana yazmak ve yalnızca seni sevmek, seni öpmek ve seni özlemek geçiyor içimden…

Sana yazmak. “sana seni yazmak” (nasıl olacaksa?) güneşin her doğuşunda, ben biraz daha batıyorum. Bu hayatı anlamsız, sensiz yaşıyorum, sensizliğe alışamadım! Her gün seni özleyerek ve bekleyerek…

Hayatın son demine yaklaşırken artık günlerim normal günlerden, gecelerim normal gecelerden daha uzun. Bu uzun gecelerde sığınacak bir liman gibi kucak arıyorum. Sen yoksun anne…

Sen gittiğinden beri her acıyı tattım… Her çileyi gördüm… Hayatın her cilvesine alıştım anne. Biliyor musun? Her şeye alıştım, yalnız senin yokluğuna alışamadım anne.

Evet, şimdi daha iyi anlıyorum. Senin gidişin bana; acıdan, hasretten, gözyaşından başka hiçbir şey vermemiş…

Gelecekle ilgili, senin verdiğin manevi destek olmayınca, yıkılan hayallerime, yok olan geçmişime, kaybolan geleceğime hep ağlıyorum annem…

Sakın deme! Bu benim seninle olan özel bir konuşmam… Annem, yattığın yerde rahat uyu.

Annem, öbür tarafta babamla aranız nasıl? Yan yana yatıyorsunuz ama… bilirim babamla yan yana olmak sana her zaman keyif verir.

Annem, hiç merak etme!

Burada her şey senin bıraktığın gibi… emanetlerini korumaya, hep birlikte büyük özen ve itina gösteriyoruz. Tıpkı senin bize öğrettiğin gibi…

Bencilliğin dibe vurduğu anlar seni en çok yanımda istediğim anlar biliyorum. Hem haberin var mı? Bir gün kimseye ihtiyacım yok diye yırtınıyorum, diğer gün “ annem nerede?” diyorum haykırarak ağlamalarımın arasından. Ah anne o kadar zor ki, sen bilemezsin bu acıyı, ben senden kalanlarla 2 yıldır paylaşıyorum, bu acıyı… Anne korkuyorum tüm anneli şarkıları dinliyor, şiirleri okuyorum. Yokluğunda seni özlüyor ve unutamıyorum. Ben seni istiyor, seni özlüyorum. Bu aralar en çok “ ah annem olacaktı şimdi yanımda” ile başlıyor cümlelerim. “bir tek annem olsaydı bana bir şey olmazdı” diyorum. Sonra bakıyorum kendime aslında ucuz atlatmışım sensizliği ben. Hiç de fena gitmiyorum ama özlüyorum işte yine de…

Canım anam… Burada yanı başımda olamasan da ölümünün ikinci yıldönümünde seni hasret özlemle anıyorum. Ve sana çok sevdiğim şair olan Yahya Kemal Beyatlı’nın Sessiz Gemi şiiri ile şimdilik veda ediyorum.

Artık demir almak günü gelmişse zamandan,

Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.

Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;

Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.

Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli,

Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli.

Biçare gönüller! Ne giden son gemidir bu!

Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu!

Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;

Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler.

Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden,

Birçok seneler geçti; dönen yok seferinden.

Hepinize iyi hafta sonları sevgili Denge okurları. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.