Takip Et
  • 12 Kasım 2021, Cuma

YAZ BİTTİ, GELDİ SONBAHAR

Yaz bitti, geldi sonbahar. Aklıma sonbahar ile ilgili söylenmiş bazı güzel sözler geliyor; ‘Yaprak ağaçtan sıkılmıştı aslında… Sonbahar bahaneydi. Sen gidersen ansızın sonbahar olurum, yağmurlar dökülür yanaklarıma. Bir sonbahar yağmuru gibi yağıyor aşkın, üzerime, bir sonbahar esintisi sanki sesin kulaklarımda. İlkbaharı, yazı boş ver. Herkes aşık olur o mevsimlerde. Seveceksen bir insanı sonbahar yağmurları üzerine yağarken seveceksin. Dikenin kalbime battığı bir sonbahar günüdür. Sen elini bulutların içinde gezdirirsin bulutlar senin gözlerinin üstünde yürürler.’

Mevsimlerden en güzeli hangisi deseler herkes farklı bir mevsimi söyler fakat pek az insan için sonbahar dört mevsim arasında en güzeli sayılır. Sonbahar mevsimi biraz hasret, biraz gözyaşı, biraz da yarım kalmışlık gibi nitelendirilir.Mevsim sonbahar ise demek ki en güzel yaz günleri bitmiş ve önümüzde uzun bir kış var. Belki de bu yüzden sıcak, insanın içini ısıtan günlere vedayı simgelediği için sonbahar mevsimi biraz buruk duygular içeriyor.

Yaz bitti… Acaba bundan sonra kaç yaz mevsimi görebileceğinizi sıcak bir yaz günü ayaklarımızı Serin sulara daha kaç defa sokabileceğinizi hiç düşündünüz mü? Bundan sonra daha kaç kez yaz görme şansınızın kaldığını?

Bundan sonra belki sadece beş yaza daha tanıklık yapacak birileri. Bazılarınız sadece bir yaz daha görebilecek.

Bazıları onbeş, bazıları belki daha çok… Fakat bazılarınız hiç… Hayatımızdan bir yaz daha gitti; gelecek yazın garantisini vermeden. Oysa hepimiz bu gerçeği biliyoruz. Benim hatırlatmam ne kadar da can sıkıcı değil mi? Bir yaz daha geçti. Bu belki son yaz.

İçinde ekonomik sıkıntılar, demokrasi ve özgürlük tartışmaları, giderek daha da can sıkıcı hale gelen garip ötesi siyasi atışma ve polemikler ile bir yaz daha gitti ömrümüzden. Acaba bir kez daha, balıklama atlayabileceğimiz bir deniz, bunaltacak bir güneş, heyecan verici bir yolculuk, içinde acıyı da barındıran aşklar, sahilde dost sohbetleri kaldı mı bilmiyoruz. Kimse bilmiyor. Bilemez de. Garantisi yok. Fakat ülkede yaşayan herkes, bunaltıcı siyasi tartışmaların devam edeceğinden, canımızı yakacak ekonomik sıkıntıların olacağından, özgürlük ve çağdaş demokrasi için bir adım atılmayacağından, mavi saçlı çocuğa önümüzde ki yaz da şiir okutulmayacağından emin. İşsizlik,açlık falan. Hepsinden eminiz.

Daha kaç yaz mevsimi göreceğimizin garantisinin olmadığı şu dünyada, ülkemizin bu saçma sapan gündemlerle zaman öldüreceğinden, mutsuzluk saçacağından herkes emin.

Biz mi bir yazı daha tükettik, yoksa bu tuhaf gündem mi bizi tüketiyor?

Yanıt ne olursa olsun, bir yaz mevsimi daha gitti ömürden,ömrümüzden…

Herkesin bir sonbaharı vardır; Kiminin yaşamadan yaşlandığı, kiminin yaşlanmadan yaşadığı.

Sonbahar, şairlerin mevsimidir. İnce bir hüzün kokar her zaman. Ruhumuzun esintilerinden hırkamıza, paltomuza sığınırız sıkı sıkı.

Yazımıza üsdat şair Cemal Süreya'nın Eylül’dü şiiriyle son verelim.

Dalından kopan yaprakların

Sararan yanlarına yazdım adını

Sahte bir gülüşten ibarettin oysa.

Ve hiç bilmedin ellerimin soğuğunu.

Eylüldü.

Di’li geçmiş bir zamandı yaşadığımız

Adımlarımızın kısalığı bundandı

Bundandı gözlerimin durgunluğu.

Sarı sıcak cümlelerde sözün kadar yalan,

Ellerin kadar ıssız,

Sen kadar zamansız molalar veriyordum

Ve çocuksu bir bencillikti hüznümüz.

Eylüldü.

İzlerini çizdiği zaman ansızın gidişin,

Şimdi yoktu bi anlamı suskunluğun.

Çırılçıplak kalakaldım sessizliğinin orta yerinde.

Sonra sesime yankı vermeyen uçurumlar kıyısında yürüdüm bir zaman

En çok sesini aradım.

Gözlerinse asılı bıraktığın yerdeydiler hâlâ.

Gözlerini sildi zaman..

Dedim ya… Eylüldü.

Savruluşu bundandı kimsesizliğimizin

 

Hepinize iyi hafta sonları değerli Denge okurları. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.