Takip Et
  • 28 Ağustos 2015, Cuma

Yarbay'ın isyanı

Bizi yere düşen karpuz gibi ikiye böldüler.

Bu ülkenin partilerini ülkelerinden çok sevenlere değil, ülkelerine partilerinden çok seven insan canına değer veren siyasilere ihtiyacı var. Matemin dayattıklarını duymayanlara da. Bir gün o matemin sahipleri duymayacaktır. Bu ülkede sarmaşıklar bile birbirine sarılmıyor artık. Dava memleket davası olmalı ama uğruna ölünecek ‘’dava’’ bırakmadılar bizlere. Çocuklarımız bedavaya öldürüldüğü için.

Annesiz büyüyen üç kardeşin üçü de subay birbirlerine hem kardeş hem anne hem arkadaş hem meslekdaş olmuşlar. Yarbay tabutun başında Ali’m diye feryat ederken şüphesiz bu duygular içerisindeydi. Ama biz ne yaptık yarbayın aleviliğinden girdik hainliğinden çıktık. Hiç mi utanma duygusu kalmadı bizde? Biz türk milleti olarak böyle değildik. Yarbayı çarmıha gelmeden önce düşünmeliyiz.

Kozmik odalar, yolgeçen hanı oldu. Karargahlar ipini sallayanın dergahına döndü. Dünyanın en güçlü üç ordusundan biri olan TSK... Kafalarına çuval geçirilen subaylar ve ellerindeki silahla tek bir mermi atmadan topraklarını teslim edip, arkasına bakmadan kaçan özel kuvvetlerin verdikleri utançla anılır olduk.

Önce teğmeni verdi en büyük komutan! Sonra arkası geldi. Biri anlatmamıştı sanırım “sarı öküzün’’ hikayesini. Kendine geleceğini de bilemedi.

Şimdiki en büyük komutan lütfen bu sözleri dikkate alın. Yarbayını verme komutan! Onu ezmeye çalışanlara mani ol... Gerekirse, emrindeki TSK’nın tüm gücünü kullanarak... Ona koruyucu kalkan ol. O kahraman yarbayımızı çakal sürüsüne yedirme. Senin ilaveten ne milyonlarca askere ne de olağanüstü silahlara ihtiyacın var. Dünyanın en mükemmel milleti hemen arkanda.

İnanmayan Çanakkale’de Anafartalar’da Dumlupınar’da neler olduğuna baksın.

Yarbayın isyanını anlatmak için kaleme aldığım bu yazıyı yazarken Ahmet Hakan’ın yazısı gözüme ilişti. Birebir benim düşüncelerimle örtüşüyordu burada sözü de yazıyı da ona bırakıyorum:

“Sen ay- yıldızlı bayrağa sarılmış tabutuna ‘Ali’m, Ali’m’ diye sarılırken... Yaşadığını, acını ta içimde hissettim. Aslan gibi kardeşini kaybetmiş olmanın acısıyla isyan ediyordun. İnsana yarbaylığı, üniformayı, hiyerarşiyi, emir-komutayı, garnizonları, komutanları falan unutturan bir acının isyanıydı bu.

Sen yürekten haykırırken ‘Aktrol’ denilen besleme ahlaksızlar hemen harekete geçtiler. Ve ağızlarına ne geliyorsa söylediler:

‘Yarbay, Alevi dediler, siyaset yapıyor dediler, paralelci, terörist, hain’ bile dediler.

Bunları iyi tanı. Bunlar siyaset adına yalan söylemekten, iftira atmaktan zerre kadar çekinmeyen mahluklardır. Siyaset ve iktidar, bu mahlukalrın gözünü öyle karartmıştır ki... Aslan gibi kardeşini kurban vermiş bir abinin ay-yıldıza sarılmış kardeş tabutu karşısında siyaset yapabileceğini zanneder.

Bu derece çukurlaşmış, bu derece pespayeleşmiştir bunlar.

Bunları iyi tanı, bunlar kardeş acısını anlamayacak, kardeş acısını bile bilmeyecek hale gelmiş yaratıklardır. ‘Siyaset’ denilen olgu, bunları insanlıktan çıkarmıştır.

 

Siyaset bunları cenazeye saygısız, ölüme saygısız, acıya saygısız, isyana saygısız, birer canavara dönüştürmüştür. Karşındakiler düşman ordusunun askerleri olsa seni anlarlardı. Senin isyanına sonsuz bir kredi tanırlardı. Büyük bir anlayışla karşılarlardı isyanını. Ama bu paralı troller, düşman ordusunun askerlerinden bile beter hale gelmiş durumdalar. İktidarın delirttiği, siyasetin insanlıktan çıkardığı zavallılardır bunlar.

Sevgili yarbay sakın tasalanma, üzülme umutsuzluğa kapılma. Bu ülkede seni cami avlusunda kardeşinin tabutuna sarılıp isyan ederken görünce, ‘Bu yarbay’ın isyanı acaba hangi partinin işine yarar, hangi partinin işine yaramaz?’ meselesini akıllarından geçirmeyen milyonlar var. Bil ki onlar sana baktıklarında ... Siyaseti, partileri, Tayyip Erdoğan’ı, anketleri, liderleri iktidarı, devleti, falan değil sadece ve sadece kardeşini kurban vermenin acısıyla isyan eden bir abiyi görüyorlar. Bir insanı görüyorlar yani.

Siyasetin ve iktidarın zıvanadan çıkardığı yaratıklar, sakın seni mahzun kılmasın. Yalnız değilsin, halk seninledir. Allah, seninledir. Vicdanlarını ve insanlıklarını siyasete ve iktidara satmamış her partiden, her çevreden, her görüşten milyonlar seninledir.’

Ahmet Hakan’a tüm kalbimle katılıyor ve diyorum ki eğer bir iktidar şehit yakınlarına kulp takmaya başlamışsa, “vatandaşın tepkisinin isyanının, acısının başımın üstünde yeri var” diyemiyorsa iniş başlamış demektir...

Hepinize iyi hafta sonları sevgili Denge okurları.

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.