Takip Et
  • 11 Eylül 2020, Cuma

KIVILCIM ANI…

“Bir trendin, bir davranış biçiminin, bir ürünün, bir eşiği aştıktan sonra hızla yayılmaya başladığı o büyülü noktaya verilen isimdir.” Amerikalı yazar Malcolm Glodwell, 2002 yılında yayınlanan meşhur kitabına ismini veren Kıvılcım Anı’nı (Tipping Point) böyle tanımlıyor.

Diyelim ki, eskiden çok popüler olan ama sonra unutulmuş bir ayakkabı modeli, bir kıvılcım ve bir anda yeni trend oluyor. Bu kıvılcım anını her zaman “reklam” vs. gibi dış etkenler belirlemiyor. Reklam boş kabı bir yere kadar dolduruyor ve hiç öngörülemeyen bir şey bir kıvılcım çakıyor, hoop her yerde o ayakkabı. Bu “kıvılcım anını” kendi yaratabilmek için ihtirasla Gladwell’in kitabına yapışan nice pazarlama profesyonelinin çuvallaması da cabası. Nedeni yazımızın konusunu da içeriyor.

Geçtiğimiz günlerde emekli deniz binbaşısı ve Haliç Üniversitesi öğretim görevlisi Erol Mütercimler kıvılcım anını yaşayanlardandı. Erol Mütercimler’in “ İmam hatip mezunları sapık, sahtekar, ahlaksız olarak karşımıza çıkıyor” sözleri büyük tepki çekti. Erol Mütercimler daha sonra “yanlış anlaşıldım özür dileyeceğim” dedi ama kıvılcım anı parlamıştı bir kere…

Erol Mütercimler: “Bir tarikat liderini konuşuyorduk. Bu sırada İmam Hatiplerle ilgili toplumun bir kesiminde oluşan yanlış bir algıyı dile getirdim. İmam hatip mezunu yüzlerce öğrencim oldu. İmam hatip okulları bir Cumhuriyet projesidir. Ben bir Cumhuriyet öğretmeni olarak bu okulları hep destekledim dese de ne fayda?

Halis Karataş önceki günkü yarışta atına yumruk atarken görüntülendi. Hayvan starting box’a girerken huysuzlaşıyor, Karataş da var gücüyle kulağının altına vuruyor… Tam da gazi koşusu zamanı, tamda TJK hayvan sevgisi kampanyası başlatmışken. Çok talihsiz bir olay oldu Halis Karataş için…

Halis Karataş’ın şampiyon at Bolt Pilot’la yaşadıkları var halbuki, “Bizim için Şampiyon” filminde anlatılanlar içinde. Orada da Bolt Pilot starting box’a girmek istemiyor ama Karataş onu severek, okşayarak piste sokuyor. Bir insanla bir hayvanın bütünleşmesinin en duygusal sahneleri var o filmde. Bu duygusal bütünleşmeden sonra ata yumruk atmak acaba kıvılcım anımıydı?

Güner Ümit bir dublaj sanatçısıydı. 1990’lı yıllarda TRT, Star TV, ATV ekranlarında gösterilen yarışma programı Turnike’yi sunuyordu. Reyting listelerini alt-üst etmişti, izlenme rekorları kırıyordu. Canlı yayında yarışma programına katılan iki hanıma başlarındaki kırmızı eşarplar nedeniyle “Yoksa siz Kızılbaş mısınız?” dedi ve Alevilerden gelen sert tepkiler nedeniyle ekranlara veda etmek zorunda kaldı. Kıvılcım anına yakalanmıştı.

Geçen yıllarda medyadan Rasim Ozan Kütahyalı isminin bir anda silinmesine yol açan öfkeselini izlerken ilk aklıma düşen yukarıda adını yazdığım kitap olmuştur. Nitekim Rasim Ozan’da bir anda gündemden düştü. Acaba Rasim Ozan’a öfkelenmeyi bunca trend yapan şey, acaba sadece Boşnaklar hakkındaki iğrenç sözlerimiydi? Yoksa kıvılcım anına mı denk gelmişti? “Kıvılcım anı” hesaplanabilir mi?Boşnakların ve toplumun olayı sahiplenme ve tepki verme biçimleri elbette anlamlı. Kütahyalı’ya öfkelenmekte de son derece haklılar. Bunu tartışmak bile abesle iştigal. Ancak Kütahyalı’ya bu denli yüksek frekansta öfke olmasının tek sebebinin Boşnak olmak veya Boşnakları sahiplenmek olduğunu sanmıyorum. Bence olay tam da yazının girişinde bahsettiğimiz bir “kıvılcım anı”ydı. Bu önceden planlanacak bir şey değil. Kimse “Derin futbol” denilen saçma sapan bir programda bir “kıvılcım” çakılacağını hesap edemez. Ancak çakıldıktan sonra gördük ki, bir anda hiç tahmin edilemeyen bir konuda bazı şeyler taşıveriyor.

Burada bazen kişiler ve olayın kendisi bile önemsizleşiyor. Belki o programda eskiden daha sevimsiz şeyler de oldu ama kimse üzerinde durmadı. Onca vicdan yaralayan mesela varken, toplumun bir ekran şovmeni üzerinden yükselmesine isyan edenler de oldu tabi ki.

Tepkilerin bu kadar büyük olmasının sebebi sözlerden ziyade söyleyenin Rasim Ozan olmasıdır. Toplumu iten bir tip olmasının nedeni de olabilir.

Ancak Rasim Ozan olayındaki “kıvılcım anı” ve tepkilerin öfkeseline dönmesi, bana kalırsa sadece o olayla ilgili değil. Başka bir kıvılcımı tetikler mi? Sorularımızın yanıtlarını ancak bekleyerek alabiliriz, çünkü “kıvılcım anı” ne hesaplanabilir, ne de planlanabilir. Ancak olduktan sonra tespit edilebilir.

Doğu Akdeniz’de sıcak saatler yaşanıyor. Herkes bir “kıvılcım anı” bekliyor sanki. Tanrım Türk’ü korusun, şımarık yunanın oyuncağı olmayalım.

Hepinize iyi hafta sonları diliyorum sevgili Denge okurları.

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.