Takip Et
  • 17 Ekim 2014, Cuma

BEP nedir biliyor musunuz?

Geçenlerde İzmir’de yayımlanan YENİGÜN Gazetesi'nde bir mektup yayımlandı. Aynı mektubu Fatih Altaylı Habertürk’te kendi sütununda paylaştı. Mektup, internete düşünce okunma rekorları kırdı. Mektubu lehçesine, aksanına ve özüne dokunmadan aşağıya alıyorum.

“BAĞIMSIZ EGE PROJESİ”

Mektupta Egelilerin Türkiye’nin kronik sorunlarından kurtulmak için oluşturacakları bağımsız yeni bir devlet projesi esprili bir dille anlatılıyor.

"Ben sıkıldım arkideş bu memleketten, yetti gari Egemiz için demokratik özerklik mi ney ondan talep ediyorum.

Memlekette başka seçiyola, bizim vergilecemizle propaganda yapayo, Yozgatlı’nın , Kastamolu’nun, Urfalı’nın oylarıyla başımıza geliyor, bizi yönetiyola.Yetti gari ülennn hasta etmen adama.

Egemizin gaynaklarına, Kasımpaşalıların, Konyalıların, Yozgatlıların elinde mundar ettiler yıllardır. 10 sene önce Gayseri neydi şimdi ne oldu, bi bakın bakem. Bi de bunlara oy vermeyen şeherlere bak, yerinde sayıyo bak İzmir’e, Konya’ya gider bu zihniyet, Yozgat’a gider de, Ege’ye gitmiyor arkideş. Ben özerklik istiyom. Ege’yi Egeliler yönetsin gari.

Haritamız belli (bkz.C B Seçimleri) komşularımız Kuzeyde Çanakkale, Güneyde Antalya, Batıda Yunanistan, Güneydoğu'da Afyon (Afyon’u devletimize alamayız yoksa senelerce Güneydoğu sorunuyla uğraşırız, bissürü masraf olu hiiiç gerek yok zaten sözde Egeli de olsa Konyalılarla daha iyi anlaşıyor onla.)

Turizm vaaa Bodrum, Çeşme bizde, sanayi vaaa maden ocaklarımız va.. Tekstilimiz va, tarımımız va sebze, meyve bizde , dağlarımızdan, yağ, bağlarımızdan bal akıpduru.

Liman kentimiz İzmir, yurtdışılan ticaretimiz zaten va. Ekonomi Bakanı'na Bubadağlı yaptık mıydı iyi olu. Başkentte İzmir yaparız. Şaraba zaten biz üretiyoruz kendimize vergi gomayız gari, o gadar da olsun arkideş.

Enerji sıkıntımız da olmaz güneş va, rüzgar da Allah’a şükür.

Angaralıların Soma'yı çalıştırıp birileri rant etsin, birilerine bizim paramızlan seçimlerde beleşe kömür dağıtsın deye Egeli işçilemize öldürmeye gerek yok gari. Avrupalı, Tekirdağlı arkideşlerimizi de gapütülasyon verdikmiydi, şarabımızla rakıyı takas eder, gül gibi yaşaaa gideriz ay oğlum ya. Nüfus 11 milyon iyi. Resmi dilimizce. Güzeee. İnsanımız çalışkan, aydın, hoşgörülü, moderen. AB’ye bugün başvuram yarın üyeyiz. Projemizin adı Bağımsız Ege Projesi (BEP)."

Biliyor ve görüyoruz ki Türkiye bir süredir Abdullah Öcalan’ın öngörüleri ve talepleriyle çizilen bir yola girmiş görünüyor.

Öcalan'ın en önemli taleplerinden biri de “demokratik özerklik” olarak biliniyor. Bu talep başta büyük bir tepkiyle karşılanırken bugün “Bağımsız Ege Projesi” adı altında başlayan bir şaka bile aslında toplumun tek çıkış yolu olarak bunu görmeye başladığını, demokratik özerklik tamlamasına en sert tepkiyi gösteren bölgelerden Ege’de bile benzer bir talebin şaka yollu da olsa konuşulmaya başladığını gösteriyor.

Kim bilir belki de zorla muhafazakarlaştırılan ve hatta tek tip muhafazakarlığa dahi zorlanan Türkiye’de bir süre sonra bu demokratik özerklik meselesi en istemeyenin bile istediği bir yönetim biçimi haline gelecek.

Kim bilir belki de zorla dayatılan yaşam biçimlerinden kurtulmanın tek yolu olarak görülecek.

Belli ki Ege’nin laik orta sınıfları, hayatlarında ilk defa merkeziyetçi bürokratik devletin tehdidini kendi özgünlükleri, hayat tarzlarının tehlikeye girmesi gibi özgün çıkarları söz konusu olunca anlamaya başlamışlar.

Yeni gidişin yönü belli. Kürdistan Özgürlük Hareketi'nin Türkiyeleşmesi ile Türkiye’nin Egesi'nin Egelileşmesi bütün yerellerin yerelleşmesi iç içe geçecek. Yani yereller merkezden ne kadar uzaklaşırsa Türkiye halkı, demokratik ulus temelinde o kadar birleşecek.

Şu sıralarda diyalektik denince yeni yetmeler bizimle hafiften gır gır geçse de devrimci yapı işte böyle değişikliklerle oluşur.

Bize çocukluğumuzda gerek ailemizde büyüklerimiz, gerek okullarımızda öğretmenlerimiz öncelikle vatanımızı sevmeyi, vatan için gerekirse ölmeyi öğretti.

Biz bu değerlerle büyüdük. Şimdilerde bir milletin sembolü, şehitlerinin kanıyla sulanmış bayrağımızı yakmaları, yırtmalarını görünce içimiz sızlıyor. Bu devletin kurucusu Yüce Atatürk’e yapılanları görünce deliye dönüyoruz. Biz, devletin kurucularına "iki ayyaş" diyenlerle aynı çatı altında olamayız gibi geliyor hepimize. O yüzden bende aynı fikri öneriyorum şaka da olsa Ege, bağımsız devlet olsun. Başkenti de İzmir. Unutmayalım ki her şakada az da olsa gerçek payı vardır.

Hepinize iyi hafta sonları sevgili Denge okurları. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.