Takip Et
  • 19 Ekim 2018, Cuma

FENOMEN Mİ, MENEMEN Mİ?

OECD’nin “dijital çağda çocuk ve gençlerde zihinsel sağlık” raporuna göre 15 yaş düzeyindeki öğrencilerin %61’i internette vakit geçirirken, zamanı unuttuğunu söylüyormuş.%54’ü ise internete giremediğinde, kendini kötü hissediyormuş. Birçok araştırma internette geçen aşırı zamanın, çocuk ve gençlerin zihinsel sağlığı için iyi olmadığını gösteriyor. Günde 1 saat en uygun süre olarak uzmanlarca tanımlanıyor.

İstanbul’da iki hafta önce, bir grup sosyal medya fenomeni, uyuşturucuyu övdükleri gerekçesiyle gözaltına alındı. Önceki günlerde İzmir’de para vaadederek, küçük yaştaki çocukları ahlâka aykırı davranışlar yaptıran bir fenomen , Emniyet tarafından gözaltına alındı.

Sosyal medyada şöhret olan tiplerin daha fazla beğeni “like” alma uğruna sergilediği rezaletler, adeta toplumsal bir vebaya dönüştü. Onlar Youtube, Facebook, Instangram gibi mecralarda boy gösteriyor. Milyonlarca takipçileri var. Oturdukları yerden yüz binlerce lira kazanıyorlar. Sosyal medyayı sesini daha çok kişiye duyurmak için fırsat gören ve faydalı işler yapan fenomenlerde yok değil. Ancak bir çoğunun videolarında ne ararsanız var: Küfür ,erotizm, farklı cinsel eğilimler…Üstelik bunları izlemek için abone olmaya da gerek yok.(Bakınız Kerimcan Durmaz ve benzerleri)

Artan takipçileriyle geniş sanal şehirler oluşturan Youtuberlar, yayınladıkları videolarla yüzbinlerce gelir elde ediyor. Kendi mecralarından markaların reklamını yaparak servetlerine servet katıyor. Bu sayede villalarda yaşıyor, lüx arabalara binip, sınırsız tüketiyorlar. Bu atmosfer binlerce gencin iştahını kabartıyor. “Benim neyim eksik” diyen gençler, “Youtuber” lığa yöneliyor. “Para kazanayım da ne olursa olsun” hırsıyla hareket edildiği için seviye aşağılara çekiliyor. Hal böyle olunca, Sosyal Medya beğeni uğruna vücudunu teşhir eden genç kızlardan, daha 12 yaşında inanılmaz küfürler eden çocuklardan geçilmiyor. Bütün bu çirkinlikleri görmezden gelen bazı kurumlar reklamları için bu isimlerin kapısını çalıyorlar.

Birçok genç uyuşturucuyu da yine bu hesaplardan öğreniyor. Ortaokul çağındaki bu öğrenciler, satır aralarına gizlenen tuzaklardan habersiz fenomenlerin şarkılarını ezberliyor ve onları rol model olarak görüyorlar.

Derin bir soruşturma ve analiz isteyen fenomenler, açık şekilde gençleri zehirliyor, toplumsal yapıyı çok ciddi şekilde tehdit ediyorlar.

“Sanki ne var, abartma” diyen bir kesim olsa da gerçeklik şu: Bozuk Türkçesi olan, araştırmayı sevmeyen, kitap karıştırmayan, sorgulamadan uzak, içi boş fenomenler, gençler tarafından özenilerek izleniyor, taklit ediliyorlar.

Olayın daha vahimi, aileler çocuklarının bu videoları izlemesinden oldukça mutlu oluyor. Yaramazlık yapan miniğin ve yemeğini yemeyen çocuğun eline telefonlar tutuşturuluyor. Uzmanlara göre renkli dünyaya odaklanan çocuğun susmasıyla anlık bir çözüm bulduğunu zanneden aileler, büyük yanılgıya düştüklerinin farkında bile değiller.

Çocuklarının dışarıda neyle uğraştığını değil de gözü önünde yada yan odada video seyretmesi ,anne babaları sorumluluktan kurtarıyor zannediyorlar.

Bütün bu olumsuz tablo ,her geçen gün yeni çirkinliklere davetiye çıkarıyor. Son örnek ise İzmir’den. Para karşılığında erkek çocukları öpüştürülüp bu görüntüleride sosyal medya hesabından paylaşan “Gagabulut” lakaplı B.A., müstehcenlik suçu işlediği gerekçesiyle tutuklandı. Fenomenlerin ortak özellikleri: Hepsi internet kurdu, hepsinin hedefi cep telefonu kullanan gençler.Birçoğunun Türkçesi bozuk, birçoğu teşhirci ,birçoğu gençleri farklı cinsel eğilimlere yönlendiriyor.

Kısa yoldan kazanç ve şöhret gayesi, çocukları ve gençleri fenomen olmaya özendiriyor. Hatta bazı ailelerde, kazanç uğruna bu duruma zaman zaman göz yumuyor ve teşvik ediyor.

Sosyal medyanın bilirkişisi , kanaat önderi durumunda olan ,Sosyal Medya Fenomenleri çoğu zaman bazı amaçlar doğrultusunda yapılandırılmış hesaplardan oluşuyor. FETÖ den PKK ya kadar bütün illegal örgütler bu kişileri kullanıyor. Fenomenliğin en ciddi handikabı , herhangi bir eğitim ve yeterlilik kriteri gözetilmemesi… Bir gazete yayıncılığı, bir Tv proğramcılığı için birçok yeterlilik kriterimizin olması gerekirken, sosyal medya fenomenliği için hiçbir yeterlilik ve eğitim gerekliliği bulunmuyor. Bu bir savaş. Kendi arama motorumuzu ,kendi sosyal paylaşım sitelerimizi kurmadığımız sürece ,sosyal medya savaşlarında başarılı olmamız mümkün değil. Zira orayı da menemen gibi karıştırmış durumdayız.

Hepinize iyi hafta sonları, Sevgili Denge Okurları… 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.