Takip Et
  • 5 Ağustos 2022, Cuma

‘YAZIK OLDU YARINLARA; ANLASANA…’

Türkiye geçtiğimiz günlerde müziğimizin şövalye ruhlu radikal, naif süvarisi İlhan İrem'i kaybetti.Kimi parada puldaydı, o ise hep aşkı sevgi ve barışı aradı.

İlhan İrem müziğimizin en unutulmaz, en özel seslerinden ve kimliklerinden biriydi. Müziğimizin romantik cephesindeki öncelikli süvariydi. Birçok kuşak onun muhteşem yer yer naif şarkılarıyla gençliğini yaşadı, aşık oldu, sevdi sevildi…

Onunla ilk karşılaşmamızı dün gibi hatırlıyorum. Sanırım 70'li yıllardı. Aydın'a geleceğini duymuştum. Kışlık Hisar (taşdöner) sinemasının önüne gittim. Daha gelmemişti. Sinemacı Zeki Taşdöner’ e sordum şimdi gelecek dedi. Giriş kapısında bekliyorum. Derken bir taksi geldi ve içinden İlhan İrem indi mahcup, utangaç bir tavrı vardı. Başı önde elindeki kitabı yüzüne tutuyor sanki kitabın arkasına saklanmak istiyor gibiydi. Kendimi Milliyet Gazetesi Aydın muhabiri olarak tanıttıktan sonra sordum; sizin için gazeteler Bursa'da 17 yaşında bir genç milyonları peşinden sürüklüyor diyorlar, yolculuğunuz nasıl başladı? ‘Anlatmaya başladı;‘ 1 Nisan 1955 yılında Bursa'da doğdum. 1969 yılı 14 yaşındaydım. Lisedeki arkadaşların çağrısıyla okul orkestrasında solist oldum. Aynı kadroyla Bursa Çelik Palas otelinde ve Uludağ diskolarında Beatles, Rolling Stone, Pink Floyd gibi grupların şarkılarını söylüyordum. Grubun adı Meltemler idi ve çok iyi müzik yapıyorduk. Hatta milliyetin düzenlediği liseler arası Hafif Batı Müziği yarışmasına katılıp Marmara birincisi olmuştuk.

Mavi ışıklar, Haramiler, Damlalar gibi o dönemin ünlü grupları Bursa'ya geldiğinde biz değişmez ısıtıcı gruptuk. 4 yıl sürdü bu birliktelik, artık başkalarınınşarkılarını söylemekten sıkılmıştım. Kendimce bir şeyler yaratmaya çalıştım.

72'nin sonlarına doğru evde amatörce kayıt yaptığım bir bandı yanıma alarak İstanbul'a geldim. Beyoğlu'nda bir otele yerleştim. Bir hafta boyunca her gün Unkapanı’na gidiyorum ama sonuç olumsuz. Hiçbir plak şirketi beni kabul etmiyor. Artık Bursa'ya geri dönmeye karar vermiştim ki Diskotür Plak’ın sahibi AntuanŞoris çalışmalarımı beğendiğini söyledi. Ama şarkıları o dönemin ünlü isimlerinin okumasını istiyordu. Kabul etmedim. ‘Bu şarkıları kimse benim kadar iyi söyleyemez’ dedim. Olur dedi bir hafta sonra stüdyoya girdim, böylece Birleşsin Bütün Eller ve Bazen Neşe, Bazen kederin olduğu ilk 45’liğim çıkmış oldu. Ama sonuç düş kırıklığı; tam 96 adet sattı.

Bu 45'liği babamın bana verdiği destekle kendim çıkarmıştım. Peşi sıra bu kez Diskötür’ündesteğiyle yeni bir hamleye atıldık. Bursa'dan getirdiğim hazır parçalarla (yazık oldu yarınlara ve boş ver arkadaş) çıkardığım yeni 45'lik olağanüstü bir ilgi gördü, Altın plak ödülünü kazandı. 2 milyona yakın bir satış başarısı kazandı.

Ben bu dönemde lise ikinci sınıf öğrencisiydim ve bu baş döndürücü gelişmeler esnasında eğitimime ara verdim. Liseyi yıllar sonra dışarıdan bitirdim.’

Kendi ağzından böyle bir anlattığı çıkış serüveninde en önemli dönemeçlerden biri ‘Anlasana’ şarkısı oluyor.

Onu da şöyle anlatıyordu;‘Yaz dönemi, Mudanya- Burgaz'da sahne alıyoruz. Bir gece ilginç bir rüya gördüm. Rüyada yöredeki Kireçocağısahillerine gitmem söyleniyordu. Uyandım, gittim ve günün ilk ışıklarına kadar Anlasana'yı besteledim. Rüzgarlı bir hava vardı. Yıldız Poyraz esiyordu. Sanki o dalgaların köpükleri satır satır bana sözleri ve melodileri taşıyordu. Daha önce yaşamadığım bir yıkanmışlık duygusu içindeydim ve günün ilk ışıkları doğduğunda şarkı her şeyiyle tamamlanmış durumdaydı. Dalgalar ve hava durulmuştu ve ben inanılmaz bir doğum sonrası eve döndüm.

1974 Ocak ayında İstanbul'a taşındıktan birkaç ay sonra anlasana yayınlandı. Benim için çok özel bir şarkıdır; ortaya çıkışı, yaratılışı sanki göksel bir buluşmaydı. O küçük yerleşim yerindeki küçük odamdan çıkmış, ilk kez kainatla buluşuyormuşum gibi geldi bana.’

Konuşmadan sonra onun farklı olduğunu sezinlemiştim. Sonra zaten mutsuzluğuma da mutluluğuma da yıllarca eşlik etti. ‘İşte Hayat’ şarkısı hangimizi hüzünlendirmedi ki…

‘işte hayat sensiz de yaşanıyor’ ya da ‘Boşver Arkadaş’ şarkısı ile kimler ayrıldığı sevgilisini unutmaya çalışmadı ki? Hatta hangimiz gidenin ardından ‘Yazık oldu yarınlara’ şarkısıyla dertlenmedik ki?

‘Yazık oldu yarınlara avunurum anılarla…’ Anlasana'yı dinlerken gözyaşı dökmeyenler el kaldırabilir mi? ‘ Sensizliğin acısını sen nerden bileceksin?

İlhan İrem ‘saf duyguların asaleti’ söz yazarı, besteci, kendine has duyguların şarkılarını söyleyen radikal romantik… Müziğinden ve düşüncelerinden taviz vermeden yaşanan bir ömür… Unutulmaz ezgilerin bestecisi, ruhlara veren güzel sözlerin sessiz şairi…

Vasiyeti; Türk bayrağı, Atatürk Kültür Merkezi'nde hatırlanma ve Bursa aşkı bir ömür sürmesine rağmen-sanatına ve hayatına ilham veren bir eski sevgiliyle dönüş gibi- Aşiyan Mezarlığın’da bir tatlı huzur… Bir yıldız kaymış gibi…

Hepinize mutlu hafta sonları diliyorum değerli Denge okurları. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.