Takip Et
  • 1 Ekim 2021, Cuma

İNŞAAT ŞANTİYELERİ, PROJE ALANLARI…

Yıllar önce bu günkü HOTEL ORHAN’ın tam karşısında Ağababaoğullarının kuru kahveci dükkanı vardı. Biz arkadaşlarla bu dükkanın önünde buluşup laflardık. Bir gün yine aynı yerde dururken yanımıza Kızılay Aydın Şube Başkanı Sami Candaş geldi. ‘ Gençler burada ne yapıyorsunuz?’ diye sordu, bizde burada arkadaşlarla oyalanıyoruz, diye cevapladık. Hadi babalarınızdan onaylı dilekçe getirin de sizi Güzelçamlı Kızılay kampına göndereyim, 15 gün güzel bir tatil yapın deyince hepimiz evlere koştuk. Saat 15:00 sularında elimizde dilekçelerle Kızılay Şubesi önündeydik. Çoğumuz 10-12 yaşlarındaydık. Sami Candaş bizi bir minibüse bindirerek uğurladı. Ben ilk defa Davutlar ve Güzelçamlı’yı o zaman gördüm. Davutlar bir camiinin etrafından Girit’ten gelen göçmenlerin tek katlı evlerinden oluşan bir köy gibiydi. Güzelçamlı sahilinde ise bir jandarma karakolu, bir de Orhan Özaydınlı’nın tek göz odalı evi vardı. Sahil tamamen boştu. Bizi bir okulun bahçesine kurulmuş çadırlara 3 er kişi olarak dağıttılar.

Ve biz hayatımızda ilk kez bir deniz kıyısında tatil yapma olanağı bulmuştuk. Aradan yıllar geçtikten sonra Davutlara yerleşeceğimi ve hayatımın son günlerini burada geçireceğimi söyleseler inanamazdım herhalde…

Tam 16 yıldır Davutlar’da sakin bir hayat sürüyorum. Yalnız son zamanlarda kamyon homurtularından, iş makinelerinin gürültülerinden evde duramaz oldum. Pandeminin başlamasından bu yana kalabalıktan kaçanların şehir merkezinden uzak, bağımsız bahçeli evlere talebi arttıkça inşaatlar da maalesef artmaya başladı.

Sabah 8:00’ den itibaren kamyonların biri gidiyor, biri geliyor.

Çevrede ardı ardına başlayan inşaatlara çalışıyor kepçeler, grayderler, çimento taşıyıcılar ve gaz beton getiren tırlar…

Yakınlarda bir yerde 70 villalık bir projenin yapımı başlamış, 80 evlik yeni bir projenin eli kulağında imiş.

Zaten bazı tipler mahallede sokak gezerek boş arsa veya tek katlı evler arıyorlar, bulduklarında hemen bir levha konduruyorlar ‘Proje Alanı’ diye. Pandeminin başlamasından bu yana kalabalıktan kaçanların şehir merkezinden uzak, bağımsız bahçeli evlere talebi arttıkça inşaatlarda artıyor.

Zaten herkes müteahhit olmuş. Kasap, berber, marketçi herkes inşaat yapıyor. Ama asıl talep uzaklardan geliyor.

Evden eve nakliye yetkililerinin ifadesine göre Davutlar ve Güzelçamlı’ ya göç artmış. En çok göç veren iller ise İstanbul, Ankara, Bursa, Antalya, Kocaeli, Çorum olarak sıralanıyor. İzmir ise Çeşme, Alaçatı, Seferihisar, Urla’ya çok göç alıyormuş.

Gayrimenkul işleriyle uğraşan bir arkadaşımın anlattığına göre evler 1 milyon TL’den başlıyor, yukarılara kadar gidiyor.

‘ Kimler alıyor bu fiyatlara böyle evleri?’ derseniz, Türkiye gelir dağılımında hayli farklılıkların olduğu bir ülke. İstatistiki olarak kişi başı gelir ortalama 9 bin dolar. Ama serveti milyon dolarları bulan hayli kalabalık bir nüfus da var.

Değme Avrupalı zenginlerle yarışabilecek bir nüfus bu. Kayıt dışı ekonominin rakamları da dahil edildiğinde dolar milyonerlerinin sayısı tahminlerin çok üzerinde olabilir.

İsviçre bankası Credit Suisse’ in 2021 servet raporuna göre Türkiye’ de serveti 1 milyon dolardan fazla olan 115 bin 423 kişi var. Serveti 100 bin dolar ile 1 milyon dolar arasında olanların sayısı ise 2 milyon kişi ye yakın.

22 milyon kişinin serveti ise 10 bin ile 100 bin dolar arasında bulunuyor. Nüfusun yüzde 57,6’ sı olan 33 milyon kişinin serveti de bin doların altında.

Yukarıda ki tablo Türkiye’nin fotoğrafı. Yüzbinlerce dolar milyonerinin olduğu ülkede yeni yapılan birkaç yüz adet milyon eurroluk villaların kolayca müşteri bulabilmesinin nedeni bu.

Ayrıca bölgeye ilgisi artan yabancılar gibi genişleyen alıcı yelpazesini de düşünürsek inşaatların neden çoğaldığını ve neden hızlandığını anlayabiliriz.

Geçenlerde Almanya’dan emekli olan bir arkadaşla sohbet ediyorduk: ‘ Tuncer bey 3 yıl önce Davutlara geldiğimde 1000 eur emekli aylığı alıyordum ve karşılığı 3000 TL ediyordu. Şimdi aynı bin eur 10.000 TL ediyor’ dedi. Haklıydı. Davutlarda Alman ve İngiliz siteleri var. Diyorlar ki: ‘ Biz bu aldığımız emekli maaşlarıyla kendi memleketimizde geçinmemiz mümkün değil, ama burada beyler gibi yaşıyoruz.’

Bir zamanlar, öyle uzakta değil 10-15 yıl önce Davutlar’ da şeftali festivali yapılır, şeftali güzeli seçilirdi. Kamyonlar boş gelir kasa kasa şeftali ve mandalina ile yüklü dönerlerdi. Şimdi ne şeftali kaldı ne de festivali.

Şeftali bahçeleri, narenciye alanları proje sahası oldu. Çok az kuytu yerlerde olanları da önümüzdeki günler de ve aylar da hallederler, bizler uyurken…

Hepinize iyi hafta sonları değerli Denge okurları. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.