Takip Et
  • 27 Kasım 2015, Cuma

Öğretmenim ben

Öğretmenim ben… Avlusunda eşsiz güllerin, narçiçeklerinin, asmaların buram buram koktuğu bir kasaba evinden geldim.

Öğrencilerimle sonsuza yayılan anlar yaşadım. Dünyalarına ulaştım, kimi zaman birbirimizin ruhlarına dokunduk. Acı veren bir şeydi ama dehşet güzellikteydi.

Klasik edebiyatın öncülerinden Victor Hugo, Sefiller'de “Taş iseniz mihenk taşı olunuz, bitki iseniz ilaç olunuz, insan iseniz aşık olunuz" diyordu. Ben gerçeklerin mihenk taşı, toplumsal hastalıkların ilacı, insanların sevgilisi oldum.

Öğretmenim ben…

Yeryüzündeki tüm güzellikler benim ateşimden çaldı. Tuvale vurulan fırçadaki anlam bendim. Şairler beni anlattı, müziğe ses verdi, sinema benim hayatımdı.

Şiirlerle yıkandım, “aşk ayetleri” sundum insanlara. Yepyeni dünyalar araladım, duvarlar arasında eserler oluşturdum. Sabrın zaferiydi bu…

Sabrın zaferiydi, ilk insanla başlayan bir hikaye bu. “İnsan kılığındaki kutsal soyu” ve doğayı yeniden keşfeden Rönesans’la bilim ve düşünceyi birleştiren Descartes’im ben.

“Doğadaki her şey akar” diyerek hayattaki devinimi yakalayan Platon’um.

Öğretmenim ben…

Gerçeğin içindeki bir hayat benimki. Kimi zaman bir bakışla, bir gülümsemeyle patladı narçiçekleri, fırladı kalbim yerinden, sonsuz zamanlar yaşadım. Kimi zaman küçük bir gerçeğin peşinden koştum, duvarlara çarptım. Duvarlar sertti, soğuktu. Yalnız kaldım.

Umudumu yitirmedim.

Yaşamın renklerinin peşindeyim, hayatın kokularını hissediyorum. Ellerimle dokunuyorum hayata, anlar şölene dönüşüyor.

Richard Bach’ın eşsiz tattaki kitabında anlattığı sınırların ötesine uçmak isteyen, sonsuz idealler peşindeki Martı, Jonathan Livingston’um.

Gerçeğe kanat açmış Simurg’um ben… Işığın izindeki Zerdüşt'üm.

Öğretmenim ben…

Küçük aşkların, bozuk paraların, anlamsız ölümlerin ülkesinde kelimelere anlam yüklemeye çalışıyorum. Yaşama kültürel tat katıyorum. Gerçeği, yerin yedi kat dibinden dişlerimle, tırnağımla kazıyarak çıkarıyorum.

Varsın birileri kirletsin hayatı, omuzlara basarak yükselsin, kasetler, CD’ler, tapeler gündemi saradursun. Ben içimde patlayacak kadar bir gücü taşıyorum. Korkusuzluğumu eşsiz ve çarpıcı güzel bir güle dönüştürdüm ve onu hep yakamda taşıyacağım.

Ben öğretmenim ve çok şanslıyım. En güzel mesleğe sahibim. Her öğrencimin Michelangelo, Richard Wagner, Mozart, Edison, Spinoza olabileceğini biliyorum.

Doktorlar can kurtarır, ben bir insanın her gün yeniden doğuşunu görürüm. Mimarlar ve heykeltıraşlar özenle taşları yontarak onlara şekil verirler. Ben insana anlam, güzellikler ve kişilik katarım.

Antrenör çeşitli yöntemlerle takımını zafere götürmek ve başarılara ulaşmak için çalışır. Ben insanlara başarı, mutluluk ve güzellik veririm.

Ben öğretmenim…

Etrafımda duvarlar kin, öfke, nefretler kol gezerken bir türkü tutturdum, bir türkü tutturdum ki:

Söyler misiniz benimle?

Ellerimle dokunuyorum hayata, insanlara ve öğrencilerime öğretmenim ben…

Sevgili Denge okurları 24 Kasım Salı günü Öğretmenler Günü. İlkokul birinci sınıftan başlayarak, lise ve üniversitede dahil ve çalıştığım dershanedeki tüm öğretmenlerimi, sevgi, şükran ve minnetle anıyorum. Tüm öğretmenlerimizin gününü kutlarken önlerinde saygıyla eğiliyorum.

Öğretmenim sen her şeyin en güzeline layıksın diyorum ve bu güzel günde tüm öğretmenlerimize değerli şair Nizami Sunguroğlu’nun şiirini gönderiyorum çam sakızı çoban armağanı misali:

Ellerim kirliydi tuttun elimden

Bilgi dağarcığın açtın özünden

Bendeki cevheri gördün gözümden

Umudum sen oldun düşüm sen gibi

Yüksünmedin burnumdaki sümükten

Sende bir insandın etten kemikten

Annem miydin, babam mıydın, eğitmen

Kutsal meslek istiyorum sen gibi

Yırtığımda yamam oldun dikişsiz

Özünde doğruydun süssüz nakışsız

Yüreğimdi yüreğin düzgün çakılsız

Düz yollarda gideceğim sen gibi

Aklaştı saçların bendeki kara

Yürüdüm bir hayli vermedim ara

Ektiğin tohumlar yeşersin daha

Ben de tohum ekeceğim sen gibi

Yurdumu öğrettin bayrağım başta

Atamı sevdirdin, her an, her yaşta

Kol kolaydık cehaletle savaşta

Şimdi eğitmenim tıpkı sen gibi

Yüreğim yorulmaz feyz aldım senden

Ben de tutacağım çamurlu elden

Dikensiz gördüğüm, dikenli gülden

Demet, demet dereceğim sen gibi…

Hepinize iyi hafta sonları sevgili Denge okurları.

Yazarın notu: Yukarıda okuduğunuz yazım daha önce de yayınlanmıştı. Öğretmenler Günü nedeniyle tekrar etmeyi uygun buldum.

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.