Değerli okurlarım,
İlimizin ağırlıklı olarak tarım kenti olduğunu düşünerek ve ziraat ile geçimini temin eden çiftçi yurttaşlarımızın sosyal güvenliğini, avukatımız Sayın Neşat Diner'in de katkılarıyla Yargıtay içtihatları doğrultusunda daha ayrıntılı ve daha hukuki açıdan ele almak istedim.
2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu , 1 Ocak 1984 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Ancak gerek kurum, kanun ile kendisine düşen görevleri tam olarak yerine getirmediği ve gerekse yine kanun ile belirlenen kamu kuruşları ve muhtarlar, bildirim zorunluluklarını yerine getirmediği için, kanun tüm Türkiye’de aynı anda uygulamaya geçilmediği gibi, tarım ile uğraşan zorunlu sigortalı vasfı taşıyan kişiler de tabiri caizse tesadüfen sigortalanmıştır.
2926 SAYILI KANUN ;
Amaç:
Madde 1 - Bu kanunun amacı, tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlara ve hak sahiplerine, malullük, yaşlılık ve ölüm hallerinde bu kanunda yazılı şartlarla sosyal sigorta yardımları sağlamaktır.
Kapsam:
Madde 2 - (Değişik madde: 24/07/2003 - 4956 S.K./48. md.)(*)
Kanunla veya kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulan sosyal güvenlik kuruluşları kapsamı dışında kalan ve herhangi bir işverene hizmet akdi ile bağlı olmaksızın 3'üncü maddenin (b) bendinde tanımlanan tarımsal faaliyetlerde bulunanlar, bu kanuna göre sigortalı sayılırlar.
Madde 3 - Bu kanunda geçen;
a) Sigortalı: Bu Kanuna göre sigortalı sayılan kimseleri,
b) Tarımsal Faaliyette Bulunanlar: Kendi mülkünde, ortaklık veya kiralamak suretiyle başkalarının mülkünde, kamuya mahsus mahallerde ekim, dikim, bakım, üretim, yetiştirme ve ıslah yollarıyla veya doğrudan doğruya tabiattan istifade etmek suretiyle bitki, orman, hayvan ve su ürünlerinin üretimini, avlanmasını, avcılar ve yetiştiriciler tarafından muhafazasını, taşınmasını sağlayanları veya bu ürünlerden sair bir şekilde faydalanmak suretiyle kendi adına ve hesabına faaliyette bulunanları,
Sigortalılığın başlangıcı ve zorunlu oluşu:
Madde 5 - 2'nci madde kapsamına girenler, on sekiz yaşını doldurdukları tarihi takip eden yılbaşından itibaren sigortalı sayılırlar. Ancak, 7'nci maddede belirtilen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülükleri kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlar. (*)
Bu suretle sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçilemez ve kaçınılamaz.
Sigortalıların kayıt ve tescil yaptırma zorunluluğu:
Madde 7 - Bu Kanuna göre sigortalı sayılanlar, sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç üç ay içinde kuruma başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorundadırlar.
Sigortalıları bildirme yükümlülüğü:
Madde 8 - (Değişik madde: 04/10/2000 - KHK/619, md.40; İptal : Anayasa M.nin 26/10/2000 - E. 2000/61, K. 2000/34 S. K.; Değişik madde: 24/07/2003 - 4956 S.K./51. md.)
(*) Köy ve mahalle muhtarları, bu kanuna göre sigortalı sayılanları sigortalılıklarının başladığı tarihten, sigortalılığı sona erenleri ise sigortalılıklarının sona erdiği tarihten itibaren, en geç üç ay içinde kuruma bildirmekle yükümlüdürler
Resen tescil:
Madde 9 - Bu kanuna göre sigortalı sayılanlardan sigortalılıklarının başladığı tarihten itibaren üç ay içinde kuruma kayıt ve tescillerini yaptırmayanların tescil işlemleri, kurumca resen yapılır.
Tescilde esas alınacak kayıtlar:
Madde 10 - Sigortalıların kayıt ve tescil işlemlerinde valilik, kaymakamlık, özel idare, belediye muhtarlık ve nüfus idareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, 21/10/1935 tarih ve 2834 sayılı Kanuna göre kurulan tarım satış kooperatifleri ve birliklerinin, 18/04/1972 tarih ve 1581 sayılı Kanun'a göre kurulan tarım kredi kooperatifleri ve birliklerinin, 24/04/1969 tarih ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'na göre kurulan Pancar Ekicileri İstihsal Kooperatifleri ile Birliği (Pankobirlik), Türkiye Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtları esas alınır. (Ek cümle: 24/07/2003 - 4956 S.K./52. md.) Belirtilen bu merci, kurum, kuruluş, kooperatifler ve birlikleri ile şirket ve bankalar, kurumun isteği üzerine her türlü bilgiyi ve belgeyi vermekle yükümlüdürler.
İŞ YASAL DÜZENLEMELER UYARINCA ;
Madde 2'de belirtilen ve madde 3'te tanımı yapılan tarımsal faaliyette bulunan şahısların; bu kanuna göre sigortalı niteliği taşımakta olduğu ve zorunlu Bağ-Kur sigortalısı kapsamında olduğu ve
5. madde gereği, “Sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçilemez ve kaçınılamaz” dendiğinden ve 9. madde gereği “Bu kanuna göre sigortalı sayılanlardan sigortalılıklarının başladığı tarihten itibaren üç ay içinde kuruma kayıt ve tescillerini yaptırmayanların tescil işlemleri, kurumca resen yapılır “ denildiğinden ve 10. maddede Tarım Bağ-Kur´luluğun kanıtlanması yönünde hangi belgelerin yasal karine olarak kabul edildiği, sigortalıların kayıt ve tescil işlemlerinde hangi kayıtların esas alınacağı (valilik, kaymakamlık, özel idare, belediye muhtarlık ve nüfus idareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifleri ve birliklerinin, tarım kredi kooperatifleri ve birliklerinin, Pancar Ekicileri İstihsal Kooperatifleri ile Birliği (Pankobirlik), Türkiye Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtları esas alınır ) belirtilmiş olduğundan şahısların, tarım işi ile uğraştığını ispat ettiği ve kanunda belirtilen kurum kayıtlardan da anlaşılan sürelerde,
2926 sayılı Kanun hükümleri gereği sigortalılık niteliği kazandığı tarihi takip eden ay başından itibaren ZORUNLU BAĞ-KUR SİGORTALISI olarak kabul edilmesi ve GERİYE DÖNÜK HİZMETLERİNİN TESPİTİNE karar verilmesi gerekmektedir
Zira; 2926 sayılı Kanun'un amacı, tarımda kendi adına ve hesabına çalışanlara sosyal güvenlik kazandırmaktır ve sigortalılık zorunludur. Buna göre de kanunun amacı ve genel sosyal güvenlik anlayışı ve ilkeleri gereği de sigortalılığın başlangıcı, sigortalılık niteliğinin kazanıldığı tarih olmalıdır. Aksine yorumla, sigortalılığın başlangıcını kuruma tescil tarihi kabul etmek, zorunlu Tarım Bağ-Kur Sigortalılığı'nı İsteğe Bağlı Sigortalılık gibi değerlendirmek ve sadece tescil ettirenleri sigortadan yararlandırmak tarzında olacaktır. Bu durum, haksız ve eşitliğe aykırı sonuçların ortaya çıkmasına sebep olacaktır.
Burada tüm kanun maddelerini bir bütün olarak değerlendirmek gereklidir, tek bir maddeyi dikkate alarak yorum yapılması haksız ve kanunun özüne aykırı olacaktır.
Haftaya görüşmek üzere, sosyal güvenlikle kalın.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.