Sevgili Aydın Denge Gazetesi okurları, geçen hafta ailece Edremit gürede termal otelde tatil yapma imkanını bulduk. Dolayısıyla Aydın'dan yola çıktık. İzmir Aliağa'dan Çanakkale yoluna girdik. Sırasıyla Menemen, Dikili, Burhaniye, Ayvalık, Edremit yollarında sefer eyledik. Bundan tam 14 yıl önce aynı yolu bir kez daha kat etmiştik. Gürede oturan kadim bir dostumuzu ziyarete gitmiştik. Yıl 2003 idi. Onun öncesinde de 1982 yılında balayından dönerken aynı yoldan aydınımıza geri dönmüştük. 1982-2003-2017 üç kez Körfez yolunda yapılan yolculuk. Bu yol, 1982 yılında Adalet Partisi ve CHP'nin idaresi sonrasında geçilen bir yoldu. 2003 yılı ise ANAP-DYP, SHP-ANAP-MHP koalisyonlarının yönetiminde geçirilen yıllar idi. 2003 yılı ise AKP için maçın birinci dakikası oluyordu. 2017 yılı ise AKP için geçirilen tam tamına 14 yıl idi. Bu üç dönem arasında öyle korkunç farklılıklar vardı ki, insan hafızası alamayacak. Ben şaşırdım kaldım. Bu üç takvimi bir benzetme ile aktarmam gerekirse, şu şekilde ifade edebilirim;
1.1982'li yıllar adeta İstanbul'un 1930'lu yıllardaki görüntüsünü anımsatıyordu.
2.2003lü yıllar ise İstanbul'umuzun 1960 sonrası görüntüsünü veriyordu.
3.2017'li yıllar ise İstanbul'umuz bir Avrupa şehrini bizlere hatırlatıyor.
Bu üç tarihi benzetmeyi hiçbir parti tesiri altında kalmadan ifade ettiğimi, bütün maneviyatımızla ortaya koyarak tarihi bir gerçek olarak ifade etmem gerekir. Bu üç tarih bizim 1960 sonrası siyasi iktidarlarımızın da bir karnesi sayılmalıdır. Yıllarca geçirilen 42 yıl(1960-2002) ve arkasından geçirilen laf yerine iş üretilen bir 14 yıl. Bu kadar farkın olabileceğini ben dahi tahmin edemezdim. Öncelikle şunu ifade edeyim Aliağa'dan, Edremit güreye kadar olan asfalt yol, duble yol ama otobandan zerre kadar farkı olmayan bir yol. Avrupa ülkelerinde dahi bu kalitede yolu bulmak çok zor. Çünkü kaliteli yol medeniyettir, çağdaşlıktır diye bize 40 yıl boyunca rahmetli Demirel öğretmişti. Alın size yolun kralı... İkinci tespitimde şu oldu Körfez bölgesinin ürünü olan zeytinin bölge halkı tarafından bu kadar iyi algılayabileceğim tahmin edemezdim. Körfez bölgesinin petrolü, zeytin olmuş. Zeytin ağaçlarının bakımına hayran kaldım. Bir Aydınlı olarak utandım. Bizim bölgemizin Körfez bölgesinden alacağı çok dersler var. Üçüncü tespitim de bölgede turizm sadece deniz turizmi olarak karşımıza çıkmıyor. Kış aylarına da hitap edecek şekilde termal turizminde büyük bir gelişme gösterdiğini tespit ettim. Kışın dahi Edremit, Akçay pazarlarının canlılığını görünce çeşitli turizm potansiyelinin de ne kadar önemli olduğu ortaya çıkıyordu. Bütün bunlardan başka bir de özel bir durumu da izah etmek isterim. Edremit'in içinde 110 yıllık maziye sahip olan Cumhuriyet Lokantasında yemek yedik. Ve bölge üzerinde böyle kaliteli lokantanın bir ilçeden zukur etmesi de beni şaşırttı. Asırların şehir ve uygarlık merkezi olan aydınımız da böyle bir lokantanın olmaması da beni çok üzdü. Edremit'e giden Aydınlı hemşerilerimin bu lokantada yemek yemelerini tavsiye ediyorum. Sonuç olarak şunu söyleyebilirim ki, bu seyahatte şunu tespit ettim. Türk seçmeni iş yapan iktidarları asla başından eksik etmiyor. Başına taç ediyor. Bunun sayısal gerçekleri ve realitesinin de herhalde Nisan ayında ortaya çıkacağa benziyor. Milletimizin yüzünde bunu okudum.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.