Aydın Denge Gazetesi'nin sevgili okurları, bugün koronavirüse evrensel bir pencereden bakarak siyasi ve metafizik bir yazı kaleme almak istiyorum.
Bu virüs Ocak ayında Amerikalı bir sporcunun Çin’e gitmesi sonucunda ortaya çıktı ve hızla yayılmaya başladı. İki ay içerisinde o kadar hızlı yayıldı ki şuan itibariyle 150 ülkede bu virüs görülmeye başladı. Bugün itibariyle de dünyada 200 bin vaka ve 7 bin kişi öldü. Bu hastalığın kısa zamanda bu kadar hızla yayılmasında en önemli faktör bana göre dünyada ulaşım teknolojilerinin büyük ilerleme kaydetmesi ve küresel anlamda dünyanın küçük bir köye dönüşmesidir diye düşünüyorum.
Bu hastalık neden Çin’den dünyaya yayıldı? Bu konuya girmeden önce dünya tarihinde böyle hastalıkların en büyüklerini dile getirmekte fayda görüyorum. Tarihte bu tip salgınların en büyüğü ve en fazla ölümle sonuçlanan virüs ‘İspanyol Gribi’dir. İsminden tahmin edildiğinin aksine bu virüs İspanya’da ortaya çıkmamıştır. 1918 yılında ilk önce Amerika’da ortaya çıkmıştır. 1. Dünya Savaşı esnasında İspanya savaşa girmemiş bir ülkeydi ve basını da özgür yayın yapabiliyordu. Dünya bu hastalığı İspanyol gazetelerinden öğrendi.
1918-1920 yılları içerisinde bütün Dünya’ya yayılan bu virüs dünya çapında 50-100 milyon arasında insanın canına mal oldu. Bu açıdan insanlık tarihinin en büyük salgını unvanını almıştır. Dünya nüfusunun yüzde 15’ine denk gelen oran bu salgının büyüklüğünü ortaya koyar. 1918'li yıllarda bu virüsün hızla yayılmasında en büyük etken ticaret ve dünya savaşıdır. 1. Dünya Savaşı'nda 8 milyon asker öldü ama aynı dönemde bu virüs 100 milyona yakın insanı öldürdü.
Bu virüslerin tarihi boyutunu fazla uzatmak istemiyorum ama tarih boyunca meşhur mikroplar şunlardı; Veba salgını (M.Ö. 430) Atina’da halkın yüzde 30’u öldü. İkinci Veba salgını (M.S. 161-180) Roma İmparatorluğu’nun çöküşünü hızlandırdı.
Ayrıca Mustafa Kemal Atatürk de bu İspanyol gribine 1918’de yakalandı. Viyana’da tedavi olduktan sonra iyileşti ve Türkiye’ye döndü.
Şimdi gelelim esas konumuza bu Koronavirüs (Kovid-19) ilk Çin’de ortay çıktı. Bu açıdan çok ilginç bir yerden fışkırdı. Son on yıldan beri Müslüman Uygur Türkleri’ne çektirdiği zulümlerden sonra bu ülkeden fışkırması da bana ilginç geliyor. Çin’den, Pakistan ve Hindistan gibi ülkelere atlayarak İran’a gelmesini de metafizik anlamda ilginç buluyorum. Dünya’da en fazla virüsün görüldüğü ülkeler İran ve İtalya oldu. Aslında Hindistan sınır komşusu olmasına rağmen bugüne kadar ciddi boyutta vak’a olmaması da çok ilginçtir ve metafizik manada da anlamlıdır. Cumhurbaşkanı yardımcısının da virüse yakalandığı İran’ın, Suriye’de 1 Milyon insanın şehit edilmesinden en az Esad kadar İran İslam Cumhuriyeti'nin de hukuki ve manevi anlamda sorumludur. Bu İran devlet yetkililerinin bu durumu da değerlendirebileceklerini sanmıyorum. Çünkü bu devlet kurulurken şeklen İslami manen ise İslam’ın evrensel değerlerini benimsemediklerinden dolayıdır.
Bu virüs Avrupa ve Amerika’da hızla yayılmaktadır. Bilhassa İtalya ve Fransa büyük bedel ödemeye başladı bile. Ve aynı zamanda Amerika ekonomik anlamda perişan bir noktaya hızla gitmektedir. Bu virüsün ne zamana kadar devam edeceği ne kadar insan öleceği şimdiden bilinemiyor. Ama şu iyi biliniyor ki bilhassa Avrupa ülkeleri ve Amerika, Çin ve İran’ın bu salgından çok ağır bedeller ödeyeceği şimdiden belli oldu. İran İslam Cumhuriyeti İMF gibi Siyonist bankalardan 5 Milyar dolar faizle para alaya başladı. 1991 yılından beri Ortadoğu’yu kan gölüne çeviren Amerika ve 1 Milyon Müslümanı şehit eden İran bunun bedelini çok ağır ödeyecekler gibi geliyor bana…
Milyonlarca Müslümanı 30 yıldan beri katleden Amerika ve onun başkanı Trump buna rağmen “Tanrı Amerika’yı korusun” demeyi de ihmal etmedi. Milyonlarca insanı katleden Amerika Tanrı’dan medet ummaya başladı.
Bu hastalık vesilesiyle dünya yeniden siyasi, idari ve askeri açılardan yenilenecektir. Fakat bu virüsten sonra koskoca Roma İmparatorluğu yerle bir olmuşsa Koronavirüs (Kovid-19) sonrası emperyalist Amerika ve benzeri ülkelerin de yerle bir olma ihtimali en azından vardır. İşte bu açıdan teolojik tarihi çok iyi irdeleyen Yahudi İsrail Devleti’de asla bu saatten sonra rahat olamayacaktır. Hiç ummadıkları bir anda İsrail’inde yerle bir olma ihtimali göz ardı edilmemelidir. Çünkü insan iradesinin bittiği yerde Allah’ın iradesi ve azabı tecelli eder. Bunu Yahudiler İranlılardan daha iyi bildikleri için Netenyahu geceleri rahat uyuyamıyordur.
Bu Amerikalılar son 50 yıldan beri “Bu dünya bizden sorulur, karar mercii biziz ve biz bu dünyanın ilahıyız” diyorlar. Bu sözleri dilleri ile söylemiyorlar ama uygulamaları ve zulümleri ile adeta perçinliyorlar. Onlara bu dünyanın ve kâinatın tek sahibinin Allah olduğunu göstermesi gerekenler 2 milyar Müslüman olması gerekirken bu iş Allah’a kalmıştır. Tarih sahnesine dönüp baktığımız zaman ne gibi imparatorlukların, Mısır Firavunlarının Allah’ın azabı ile yok edildiğini hep birlikte gördük.
Ben bu tarihi hadiselere biraz da metafizik açıdan bakmak istedim sürçülisan ettiysem affola…
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.