Sevgili Aydın Denge Gazetesi okurları dün Paris’ te dini mabet yandı ve kül oldu. Öyle bir mabet ki dünya çapında tanınmış bir katedral. Tam 850 yıllık bir maziye sahip kilise. Paris’ in 0 noktasında sen nehrinin kenarında şirin mi şirin bu katedralin yıllık ziyaretçi sayısı 13 milyon kişi.
Aynı zamanda tarih ve sanat katedrali özelliği taşıyan bu mabet cayır cayır yanarken şu dikkatimi çekti; Fiziken mabet yok olmaya doğru gidiyor Fransız halkının ruhu da dünyası da yanıyor. Bunu ifade eden Cumhurbaşkanı Macron ‘’ Benim de halkımın da vücudu yanıyor’’ diye ekleme yaptı. Dikkatimi çeken diğer bir husus ise yangın devam ederken halkın ve sivil toplum kuruluşlarının bir araya gelip anında karar vererek yeni mabedin inşası için bankada hesap açacaklarını açıklamaları oldu. Bu olay ve karar çok etkileyici. İlk düşüncem şudur 21. Asıra gelseniz dahi insanın yaradılışından ve ruhundan asla din ve dince kutsal sayılan algıları yok edemezsiniz. Allah’ a göre geçerliliği ve son kullanma tarihi bitmiş olan bir din ve bu dinin unsurları toplumu bu kadar yürekten etkiliyorsa bu aynı zamanda insanlığın kurtuluşunun tek bir reçetesi vardır o da Allah’ ın dinine sımsıkı sarılmak ve ömrünü Allah’ ın mabedinde geçirmek demektir.
Bu kiliseyle ilgili araştırma yaptığım zaman büyük çapta dikkatimi çeken özelliklerin şunlar odluğunu gördüm;
1. Kilise inşaatı tam 170 yıl sürmüş ve 1334 yılında tamamlanmış.
2. Bu kilise gotik mimarisinin dünya çapındaki sayılı örneklerinden olduğudur.
3. Napolyon Monolog tacını bu kilisede giymiş ve ünlü cumhurbaşkanı Charles de Gaulle’ nun cenaze merasimi bu kilisede yapılmış. Üstelik Fransa dünya çapında ileri boyutta laik bir ülke olmasına rağmen.
4. Victor Hugo bu mabet merkezli ünlü romanı ‘Notre Dame' ın Kamburu' nu burası için yazdı.
5. Bu mabette 1350’ li yıllarda 9 bin kişinin aynı anda ibadet etmesi sağlanmış.
Sevgili okurlar 1350’ li yıllarda Paris’ de 9 bin kişinin aynı anda ibadet edebileceği bir kilise yapılıyor ülkede hiçbir insandan muhalif bir laf duymuyorsunuz. Şimdi gelelim günümüze ve ülkemize bizim ülkemizde muhalif bir siyasi parti var, adı Saadet Partisi ve onun da bir genel başkanı var adı Temel Karamollaoğlu. Temel bey Karadenizli Temel değil Sivaslı Temel beydir. Bütün ömrü merhum Erbakan hocamızın yanında geçmiştir. Erbakan hocamızdan bir gram manevi nasip olmamış olacak ki geçtiğimiz gün televizyonda 80 milyonun karşısında Recep Tayyip Erdoğan zamanında yapılan 60 bin kişilik Çamlıca Camii'nin gereksiz bir yere ve gereksiz büyüklükte yapıldığını utanmadan sıkılmadan söylüyor. Bu genel başkanın haddini bildirmek bana düşmez ona haddini bildiren başkan oldu üstelik en güzel edebiyatla. Bu konuda ben şunu söylemek isterim Temel Karamollaoğlu gibi Fransa’ da muhalif bir lider Notre Dame Kilisesi veya ona benzer devasa büyüklükte ki bir mabet hakkında ileri geri konuşsa halkın tepkisiyle Fransa’ yı terk etmek zorunda kalır.
Allah’ dan kork be Temel bey! 13. Asırda Paris şehrinin nüfusu ne kadar? Parisililer 9 bin kişilik bir mabet yapıyorlar. 21. Yüzyılda İstanbul’ da 20 milyon insanın yaşadığı bu kentte senin ülkenin başkanı 60 bin kişilik bir mabet yapıyorsa veya yaptırtıyorsa senin vazifen ancak başkanı tebrik etmek olmalıdır.
Sevgili okurlarım 2001 yılında büyük kızım Avukat Betül Acar Eker hukuk fakültesini kazandığından dolayı ödül olarak Paris’ e götürmüştüm. Bu seyahatim esnasında bu kiliseyi ziyaret ettik ve bu ziyaretim esnasında gelin ve damat dini törenleri Katolik esaslarına göre yapılıyordu. En arkaya geçtik ve töreni sonuna kadar izledik. Bir dini tören ancak bu kadar ciddiyetle yapıldığını gördüm. O dini törenin estetiği ve insanların ne kadar manevi olgunlukla bir törende bulunuşları dikkatimi çekmişti. Bu sahneyi unutmam mümkün değildir.
Bu kilisenin yanmasından dolayı Fransız halkına geçmiş olsun dileklerimi iletiyor, Allah’ ın yer yüzündeki tüm mabetlerini kaza ve musibetlerden korumasını diliyorum.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.