Sevgili Aydın Denge Gazetesi okurları, yukarıdaki başlıktan da anlaşılacağı üzere CHP ve İYİ Parti’nin birlikte oldukları Millet İttifakı seçimlere 2 ay kala çatırdamaya ve çökmeye başladı. Türkiye’nin her tarafındaki İYİ Parti mensuplarından yüksek dozajda sesler çıkmaya başladı. Ayrıca CHP’den de aykırı sesler ve isyanlar oluşmaya başladı.
Elbette bunun bir takım siyasal, sosyal ve ideolojik sebepleri vardır. Bunlardan önce şunu ifade edeyim; bu ittifak çalışmaları belirli ve az sayıda vilayetlerde yapılacak diye görüşmelere başlandı, bir ay boyunca kapsam alanı o kadar genişledi ki bu 2 partinin yetkilileri neredeyse Türkiye’nin tamamında seçime birlikte girmeye karar verdiler. Küçük bir misal, Aydın’da seçim ittifakı yaptılar, Büyükşehir ve 16 ilçede seçim seçim ittifakı kurdular, Kuşadası hariç. Baktılar ki pabuç pahalı. Aydın Büyükşehir ve 17 ilçede seçimi kaybetme ihtimali yükselince son dakikada Kuşadası’nı da ittifaka dahil ettiler.
2 partinin bu denli bütün vilayetlerde birlikte seçime girmesi demek, Türkiye’de siyasetin ve siyaset kurumlarının siyasi anlamda iflası demektir. Bu bir sosyal, siyasal ve ideolojik bir çöküntüdür. Zira, CHP’nin parti tüzüğü ile İYİ Parti’nin parti tüzüğü ideoloji ve siyasi taban tabana zıttır. MHP’den ayrılanlarla ve solcu CHP bir araya geldi ve bu gidişle de partileri ayakta kalabilirse mahşer gününe kadar birlikte seçim ittifakı yapacaklar. Zira AK Parti bu gidişle iktidarı merkezde ve yerelde Millet İttifakı’na bırakmayacak da ondan.
Kaderin cilvesine bakın ki CHP İzmir’de büyüşehir adayında öğle bir isim tespiti yaptı ki 1980 İhtilali sonrası ülkücü ve milliyetçi gençliğe pırasa doğrar gibi idam cezası verilmesinde etkili olan, aynı zamanda da merhum Türkeş’e de idam cezası öngören darbe döneminin savcısının oğlunu İzmir’den aday gösterdiler. Bütün Türkiye’deki ülkücü kökenli İYİ Parti mensupları, başkanları Meral Akşener’e isyan bayrağını açtılar. Bir babanın hukuk dışı savcılığından dolayı elbette ki oğlu mesul görülüp suçlanamaz. Ama siyasette bu durum daha değişik bir farklılığı ortaya koyar. CHP’nin İzmir Büyükşehir Adayı olan Tunç Soyer babasının hukuk adına işlediği cinayetleri reddettiğini beyan etmek zorundadır. Bunu yapmadığı müddetçe babasının icraatlarını kabullenmiş anlamı taşır. Bunu kamuoyuna açık bir şekilde ifade etmediği sürece oğul aday ahlaken ve siyaseten bunun sorumluluğunu taşımak zorunda kalır.
İYİ Parti mensuplarının bütün Türkiye’de isyanı boşuna değildir. Ayrıca bu olay siyasetin metafizik boyutunu ve ilişkisini de ortaya koyar. Bu iki parti yetkilileri bu işin bu noktaya geleceğini kestirememişlerdi. Evdeki hesap çarşıya uymadı. Bu iki parti arasındaki ittifak süreci sonrası çatırtılar yükselmeye başladıktan sonra da devreye HDP girdi. İttifak sonuçlanana kadar sessiz ve derinden götürülen CHP ve HDP ittifakı su yüzüne çıktı ve HDP yetkilileri İstanbul, Adana ve İzmir’de aday çıkarmayacaklarını ve Millet İttifakı’nı destekleyeceklerini açıkça beyan ettiler. Yani dolaylı olarak şunu söylemeye çalıştılar. Bu 3 vilayette CHP adaylarını destekleyeceğiz ama ülkücü kökenli Mansur Yavaş’ı asla Ankara’da desteklemeyeceğiz. Bu açıklamalar sonrasında İYİ Parti ve HDP arasında da dolaylı olarak bir seçim ittifakı da ortaya çıktı.
Buradan İYİ Parti mensuplarına ve sevdalılarına sesleniyorum. Sizin genel başkanınız ve yetkili organlarınız ilkesiz, materyalist ve Makyavelist bir siyasi ahlaka sahip olursa (Nitekim olmuşlardır.) sizler siyasi facialarla karşılaşırsınız. Bu faciayı seçim öncesi farkına varan İYİ Parti etiketli siyasetçiler bütün Türkiye’de kurdukları partilerinden ayrılmaya başladılar. Çünkü dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde bir devlet başkanına düşmanlıktan harekete geçerek siyaset yapılamaz ve yapılmamalıdır. Bir siyasi parti kurmak demek, o siyasi düşünce ve ideolojiyi ülkede iktidara getirme ameliyesidir. Bakınız geçen seçimlerde merhum Erbakan hocanın siyasi mirası üzerine kurulan Saadet Partisi CHP ile seçim ittifakı yaptı, boyunun ölçüsünü aldı. Kendi tabanı tarafından ileri boyutta cezalandırıldı. Şimdi aynı cezalandırma İYİ Parti’ye kendi tabanı tarafından verilecektir. Çünkü hiçbir siyasi ve ideolojik gerekçe İYİ Parti’yi CHP ve HDP ile ittifaka zorlayamaz. Merhum Türkeş’i idam ile cezalandırmak isteyen bir savcının oğluna ülkücü kökenli İYİ Partililer rey veremezler. Veya nasıl rey verecekler çok merak ediyorum. Üstelik genel başkanları Meral Akşener, "Rey verin." dese dahi. Bu açıdan Millet İttifakı ana karnından ölü doğan bir çocuğa benzemektedir.
Seçimlere 2 ay kala Millet İttifakı görüntüleri işte böyle arzı endam etmektedir. Allah milletimize zeval vermesin. Kafasında tilki hesabı kuran siyasetçilere de bu fırsatlara vermesin.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.