Sevgili okurlarım bu dört siyasi ve devlet adamını sizlere özetlemeye çalıştım. Şimdi gelelim esas meselemize. AK Parti, 2012 seçimlerinden sonra matematik olarak zayıflamaya başladı. Bundan istifade etmek için 2016 yılında uluslararası derin güçler FETÖ’yü kullanarak Türkiye’de bir iç isyan çıkarıp ülkemizi parçalamak istiyorlardı, hedef buydu ama Allah ve aziz milletimiz buna izin vermedi ve bu darbe teşebbüsünde halkımızda oluşan Erdoğan sevgisi darbeye galebe çaldı ve bu özelliği ile Erdoğan darbe teşebbüsünü püskürten bir devlet adamı özelliğini de kazanmış oldu.
Arkasından çıkarılan ekonomik kriz ile amaçlarına ulaşamadılar. Bütün bu olaylardan sonra cumhur ittifakı oluştu ve ülkeyi bu ittifak yönetmeye başladı. AK Parti'nin MHP ile ittifak kurmasının siyasi, ahlaki ve hukuki dayanakları vardır. Ama CHP ve İYİ Parti'nin HDP ile kurduğu ittifakın siyasi, hukuki ve ahlaki dayanağı yoktur ve hiçbir zaman da olmayacaktır. Erbil'de Türk diplomatını şehit eden hain PKK'lı adamın kardeşi HDP Diyarbakır milletvekilidir.
Türkiye'miz üç yıldır FETÖ ve dış dünya ile mücadele veriyor. Bu mücadelenin baş mimarı Recep Tayyip Erdoğan’dır. Türkiye zor bir dönemden sıyrılmaya çalışıyor.
31 Mart seçimlerinden sonra AK Parti zor bir viraja girmiştir. Böyle bir dönemde bu davaya bağlı kişilerin yapması gereken tek şey, davanın içinde kalarak gerçekleri söylemesidir. Ben de üç yıldan beri bazı konularda yanlış işler yapıldığına inanlardanım. Bunun eleştiri kültürü içinde söylenmesinin yanlış olamayacağına inananlardanım. Ben 31 Mart seçimlerinin önemli bir viraj olduğunu önceden görerek iki ay boyunca gazetedeki köşemde yazı yazdım. AK Partililer bizim adayımız aday gösterilmedi diye bir kenarda oturdukları dönemde tarihi vazifemi bir birey olarak gerçekleştirdim. Üstelik ben de çocuklarımın göreve talipliği olmadığı bir dönemde bunu yaptım. Çünkü biz bu AK Parti davasını normal bir siyasi parti gözüyle görenlerden değiliz. 2 milyar mazlum Müslümanın Filistinlinin ve 80 milyon vatan evladının tarihi ümidi olarak hayatını devam ettirirken bize düşen bu davaya köstek olmak değil, bu davayı düştüğü yerden ayağa kaldırmak ile mümkündür. Ali Babacan’ın siyasi parti kurması demokratik bir hakkıdır, kimse onu bundan dolayı kınayamaz ama siyaset öyle bir meşguliyettir ki siyaset hukuk ile başlar ama hukuk ile devam etmez. Adalet, ahlak ve ahde vefa siyasette önemli kavramlardır.
Recep Tayyip Erdoğan, Ali Babacan, Abdullah Gül ve Ahmet Davutoğlu’na rüyalarında göremeyecekleri makamı veren kişidir. Baksınlar Bülent Arınç’a, siyasete bu noktaya tırnaklarını kazıyarak gelmiş bir siyasetçidir. Ama aynı cümleyi bu üç siyasetçi için söyleyemem çünkü onlar Reis'in himmeti ile bu noktaya gelmişlerdir.
Şimdi ayrı bir parti olarak siyasete girecekler. Kuracakları parti iktidara gelir ise o zaman onlar devlet başkanı olacaklar ve bizi de yalanlayacaklar ama ayrı bir siyasi parti olarak seçimlere girdikleri zaman cumhur ittifakı yüzde 50'nin altına düşecek CHP, İYİ Parti ve HDP’nin ülkeyi yönettiği bir görüntü ortaya çıkacak. Düşünsenize 20 milyonluk İstanbul’da eski ülkücü Meral Akşener HDP ile seçim ittifakı kurdu, bugün İstanbul’un yönetimi bu üç partinin elindedir.
Yukarıdaki çeşitli sebeplerden dolayı eğer bu üç kardeşimiz siyasetin ahde vefa olduğuna inanıyorlarsa, bu çalışmalarından vazgeçmeleri gerekir. Tarih kitaplarını iyice okusunlar, ikinci Abdulhamid’i tanısınlar, oradaki gerçekleri göreceklerdir. İkinci Abdülhamid 1909’da bir darbe ile iktidardan uzaklaştırıldı. İttihat ve Terakki Partisinin öncülüğünde zillet ittifakı kurularak daha sonra ne oldu? Üç yıl sonrasında 1912'de dünyanın en stratejik coğrafyası olan balkanlar elimizden gitti, darbeden 8 yıl sonra ise 1917’de koskoca Osmanlı İmparatorluğu yıkıldı.
Siz ey Babacan, diyelim ki parti kurdunuz, diyelim ki yüzde 10 aldınız, bunların sonucunda AK Parti'yi iktidardan düşürdünüz, siz iktidara gelmiyorsunuz, zillet ittifakı geliyor. Siz bana 9 yıl sonrasında ikinci Abdulhamid Han'da olduğu gibi TC devletinin parçalanmayacağının garantisini verebilir misiniz?
Bu açıdan yapacak olduğunuz hareketin nasıl sonuçlanacağını önceden tespit ediniz, aklınızı başınıza alınız, bu dava içinde kalarak muhalefet yaparsanız size asla kızma hakkım olmaz, eleştiri hakkınızı sonuna kadar kullanabilirsiniz ama ülkemiz üç yıldan beri en kritik noktalardan geçerken ayrılıkçı olmak ancak ve ancak dünya siyonizminin işine gelir. Zira cehennemin yolları iyi niyet taşları ile döşenmiştir.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.