Sevgili Aydın Denge gazetesi okurları, geçen hafta Duran Teke’nin yazısına karşılık bir yazı yazmıştım. Bir gün sonra da Muzaffer Arslan’ın avukatı Sayın Ahmet Kürşat Uğur’un açıklamasını yayınlamıştım. Avukat Bey'in ifadesine göre bahse konu olan kişinin zimmete para geçirdiği iddiası ile görevden alınmadığı, kendi istediği ile görevden ayrılmak istediği resmi evraklarla belirtilmişti. Sonucunda da Duran Teke’nin Muzaffer Aslan’a iftira suçu işlediği ve bunun akabinde de dolayısıyla AK Partililere ve İslamcı düşünce mensuplarına da iftira suçu işlediğini beyan etmiştim.
Bunlardan sonra 5 Haziran 2017 tarihi itibariyle Duran Teke, Aydınpost internet gazetesi ortamında ‘Trollerle aramızdaki on fark’ başlıklı yazı yayınladı. Yazısını dikkatlice okudum, aynı ifade ve üslupla yazmaya devam etmektesiniz. Doğrusu insanın bu gerçekler karşısında mahcup olması gerekir. Yazında şahsımdan ismen hiç bahsetmiyor. Fakat Trollerin arasına beni de katmışa benziyor. İsmimden bahsetme cesaretini gösteremiyor. Ben ise kendisini Muzaffer Arslan’a AK Partililere ve İslamcı topluluğuna iftira ettiğini açıkça belirtiyorum. Duran Teke ile aramızda nicelik ve nitelik farkı işte burada yatmaktadır.
Duran Teke, yazında birinci olarak şunu söylüyor ‘Doğruları söylemenin bir bedeli vardır. Ayrıca doğruyu kabullenmekte zordur’ Ey Duran Teke, sen her şeyden önce Muzaffer Arslan zimmetine para geçirdiği iddiası ile görevden alınmıştır diyerek, iftirada bulunuyorsun. Buradan yola çıkarak AK Partileri ve İslamcı düşünce sahiplerine iftira ve hakaret ediyorsun ve bunun adına da doğrulara söylemek diyerek kamuoyuna lanse ediyorsun. Sen bu iftirayı nasıl olurda doğruları söylemek diye kamuoyuna yutturmaya çalışıyorsun.
TEKZİP YAZISINI NİYE YAYINLAMIYORSUN
Bir kişiye iftira attığı resmi evraklarla ispatlanan bir kişinin ben doğruları söylüyorum lafını söylemesi ne hukuken ne ahlaken konuşamaz ve bunu ilk defa sizde görüyorum. Sen nasıl doğru bir yazar olabilirsin? Avukat Ömer Cengiz’in yayınladığı tekzip yazısını Aydınpost internet gazetesinde niye yayınlamıyorsun? O yazıda Aydın Valisi imzasıyla ne açığa alınma var ne de zimmetine para geçirme var. Doğruları söylediğine vicdanın inanmış olsaydı, mahkemenin vermiş olduğu tekzip yazısını yayınlardınız. O tekzip yazısında senin yalan söylediğin ve Muzaffer Arsalan, AKP ve Müslümanlara iftira attığının resmi belgesidir. O yazıda Aydın Valiliğinin yazı numarası dahi veriliyor. 6181 1598 sayılı yazı ile İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne Muzaffer Arslan’ın geri dönmesi uygundur deniliyor. Zimmetine para geçirme, görevden azil iftiralarını neden resmi yazılarla ispatlanmıyor da böyle bir durum asla söz konusu değil iken, iftira cehitine gidiyorsun ve bunun adına da doğrulara söylemek olarak sıfatlandırıyorsun.
KURAN-I KERİM DOĞRULUĞU EMREDER
İkinci olarak yazısında şunu söylüyorsun: Geçen pazartesi, ‘İslamcılar parayla olan sınavı kaybettiler’ başlıklı yazım Trollere diken gibi battı erişim engellendi, diyorsun.
Sayın Duran Teke, ne zamana kadar hakikatleri örteceksin, yalan beyanda bulunacaksın. Kur’an-ı Kerim’de Cenab-ı Hak, ‘Emrolduğu gibi dosdoğru ol’emrini duymadın mı? İlayahiyat tahsil hayatın boyunca sana tefsir öğretmenin bu ayeti kerimeyi söylemedi mi? Sen inanan insanlara iftara atıyorsun, o insanlar resmi yazılarıyla bunu ispatlıyor ve sen o insanlara trol diyorsun. Trol olmak gerçekleri bildiği halde ve ortada resmi evraklar olduğu halde gerçekleri örtbas edip onurlu insanlara iftira atmaktır.
Bizim sitenin erişimi engellendi diye ne olduğu anlamsız bir cümle söylüyorsun. Peki kardeşim senin sitenin erişimini kim engelledi? Bunu bildiğin halde yazsında niye açıklamıyorsun? Senin 70 yıllık bireysel yaşamın hep böyle iftiralarla mı geçti? Son nefesini verene kadar böyle mi olacak? Bak kardeşim sen benden daha teferruatlı biliyorsun ki Muzaffer Arslan’ın avukatları sizin sitenizdeki yazsınız hakkında Aydın 1. Sulh Ceza Mahkemesinden 2017/3356 ve 2017/3404 kararları ile mahkemeden erişim yasağı aldırmışlar, bu mahkeme kararı yüzünden sitenizdeki şahsınız yazısı imha edilmiştir.
Duran Teke şimdi sana soruyorum; Sende hiç mi merhamet ve vicdan duyguları yokta bu mahkeme kararına rağmen, insanlara iftiraya devam ediyorsun ve sitenizde bu tekzibi yayınlamıyorsunuz.
Ben Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültes'nde öğrenciyken İslam tarihi hocamız, bize meşhur Akabe Beyahatı olayını anlatmıştı. Ben de sana bu beyahatı anlatayım, bunu çok iyi algıla da hayatının ahir ömründe hiç olmazsa insanlara iftara etmeden yaşamını sürdürürsün.
İNSANLARA ASLA İFTİRA ATMAYACAKSIN
“Mekke’yi Mürebbinin de Akabe semtinde Müslümanlık gizlilik içerisinde yaşanırken, yani müminler Kabe’ye gidip açıkça ibadet edemedikleri zamanda Hz. Peygamber 20 civarında müminle bir evde gizlice bir araya geliyor, onlara İslam’ın temel öğretilerini anlatırken iman esaslarından sonra şunu söylüyor:
1)İnsanlara sadece (Müslümanlar değil) asla iftirada bulunmayacaksınız
2)Mahkemelerde asla ve katta yalan yere şahitlik etmeyeceksiniz. İşte İslam böyle güzel bir dindir.
Ben Akabe Beyatını ruhun ve ahlaken çok iyi kavradığımı düşünüyorum. Bunun sonucu olarak hayatımda hiçbir insana iftirada bulunmadığım gibi TC. Mahkemelerinde asla yalan yere şahitlikte etmedim.
Bu yazılardan sonra geriye kalan 10 maddeyi değerlendirmeye dahi almıyorum çünkü ciddi değil. Laf salatasından ibaret olan maddeler olarak görüyorum
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.