Yusuf İslam üzerine..

Sevgili Aydın Denge Gazetesi okurları;

Dün sabahleyin haberleri izlerken İngiliz ünlü şarkıcı Yusuf İslam (Cat Stevens) ile 10 dakika bir haber yayınlandı. Kendi kurduğu Londra’daki okullarında öğrencilerle buluşmasını gösterdiler. Can kulağı ile haberi ve görüntüleri izledim. Zira 1993 yılında Londra’daki ofisinde eşimle beraber ziyaret edip üç saat sohbet etmiştim. Öğrencileri ile sohbetinde şarkıcılığına İslama girişine ve eğitimle ilgili düşüncelerini içeren sohbet etti. Sohbetinde şarkıcılığa Müslümanlığa girdikten sonra ara verdiğini ve yıllar sonra tekrar döndüğünü beyan ederek istikbalde hedefinin Hz. İbrahim Peygamber Hz. İsa Peygamber ve Hz. Meryem ile ilgili şarkı yapacağını belirtti.

Modern giysilerle öğrencilerle sohbet eden Yusuf İslam Hristiyanlıktan Müslümanlığa geçtiği zaman bu dünyadan özellikle Katolik dünyasından büyük aforoz gördüğünü belirterek Hristiyanların kendisine Joseph olarak hitap etmek istediklerini kendisi hakkında da kötü spekülasyonlar yaparak yalnızlaştırılmak istendiğini söyledi. Bir öğrenci ise kendisine Londra da yalnız hissedip hissetmediğini sordu?Oda muhteşem şu cevabı verdi “Ünlü bir şarkıcıyken milyonlar peşinden geliyordu ve ben kendimi hep yalnız hissediyordum. Müslüman olduktan sonra ise insan kendisini yalnız hissetmiyor. Çünkü yanı başında Allah'ı var. Bu muhteşem cevabı veren bizim kardeşimiz Yusuf İslam Allah'ın yanı başındaki varlığını ruhen fiilen hukuken ahlaken diğer unsurlar açısından yürekten inanmasıdır. Çünkü Kur-anı Kerimde cenabı hak “Ey inanalar inanınız” (Nisa Suresi 136. Ayet)

Ayetini boşuna koymuş değildir. Allah’ın varlığına yürekten inanan bir mümin ancak böyle muhteşem cevabı verir. O Müslüman da Katolik İngiltere’sinden neşet eder.

Yeri gelmişken Yusuf İslam ile hukukumu anlatayım. 1993 yılında Londra ziyaretim esnasında rehberimize Yusuf İslam’dan şahsıma randevu almasını istediğimde rehberimin benimle dalga geçme demişliğini unutamıyorum. Dedim ki rehbere Aydın Refah Partisi İl Başkanı olduğumu söyle sana dakikasında randevu verir demiştim ve 1 dakika içinde bana ertesi gün için randevu verildi. Ofisine gittik ben, eşim, rehber ve eşi olmak üzere çok uzun sohbetimizden sonra kendisine Aydın Eğrikavak köy temsilcisi İsmail’in bana hediye ettiği incirlerdi. O zaman Yusuf İslam bizleri Arap kıyafetleriyle karşılamıştı. Ve fotoğraf çektirirken bayanları fotoğrafa almamıştı. Ben o zaman olayı şöyle yorumlamıştım. Yusuf İslam İslam’a girerken İngiliz Müslüman tarikatlarının özellikle Pakistan çevresine etkisinden dolayı bu kıyafetlerle gezmekte olduğunu anladım. Ama yıllar içerisinde orijinal islamı öğrendikten sonra (bu bir zaman almıştır) günlük kıyafetlerini Müslüman olmadan önceki kıyafetlerine dönüştürmüştür. Aynı zamanda da şarkıcılığa geri döndü. Çünkü Arapların giymiş olduğu kıyafet dini motivasyonlu değildir, kültür ve coğrafyanın getirdiği bir zorunluluktur. Bu ülkeler dışında kimseyi bağlamaz. Üzerinde dini motivasyon olması için kıyafetle ilgili ayeti kerim olması gerekir. Üstelik Mekkeli müminlerle aynı kıyafetleri giyiyorlardı.İkincisi şarkıcılığa dönmesinin hiçbir mahsuru yoktur İslam açısından. Allah’ı ve peygamberlerini Meryem annemiz için şarkı söylemesinin hiçbir dini engeli olamaz ve olmamalıdır da. Ayrıca Yusuf İslam’ın ofisinden ayrılırken kırk yıllık Müslüman Mehmet Ali Acar’a iyi bir kibarlık ve zarif müslümanlık örneği vermişti bu kardeşimiz. Kapıya kadar bizleri uğurladı ve biz sokaktan ayrılana kadar da kapısını kapatmamıştı. Bu durum beni çok etkilemiştir. Ayrıca akşamüzeri Yusuf İslam Oxfort Cadesi’nde karşıma çıktı kızıyla beraber ve beni Mr. Acar diye hitap ettikten sonra bağrına basışının içtenliğini de unutamıyorum. Bu keyfi beni çok etkilemiştir yaşamım boyunca.Televizyonda Yusuf İslam haberi bu yazıyı yazmama vesile oldu. Ben de diyorum ki "Yarabbi Yusuf İslam kuluna sağlıklı yıllar nasip eyle ve Yusuf İslam’ın Hz İbrahim Hz İsa ve Hz Meryem şarkılarını yapmasına izin ver” gerçekleşirse Avrupa’nın göbeğinde insanlık alemine yapılan büyük hizmetlerden olacağına inanıyorum.

Vesselam..