Sevgili Aydın Denge Gazetesi okurları, bugün değişik tarzda bir yazı yazmaya niyetlendim. 31 Mart seçimleri yaklaşırken mahalli seçimler eksenli yazı yazmak daha doğru olacak. Zira toplum ruhen bu seçimlere endekslenmeye başladı. Adaylarla yaptığım yazılı soru ve cevaplar serisinde, bugün aday olmayan eski bir Aydın Belediye Başkanımızla bu şehrin son on yılını beraber değerlendireceğiz. Hüseyin Aksu’dan bahsediyorum. Sayın Aksu 1994 ve 1999 yıllarında halkımızın teveccühüyle Aydın Belediye Başkanı seçilmişti.
Ben doğma büyüme Aydınlıyım. 1960 ihtilalinden sonra Adalet Partisi'nden Aydın Belediye Başkanı seçilen Orhan Esin’den itibaren bütün başkanları bilirim. Bugüne kadar elli beş yıldan bahsediyorum sizlere. Bu elli beş yıl boyunca şehirde iz bırakan, isminden en çok bahsedilen başkanının Hüseyin Aksu olduğunu itiraf etmeliyim. Şehre yaptığı hizmetlerden tutun da imar konularına varana kadar. ODTÜ çıkışlı bir mühendis olmasının belediyecilikte büyük bir avantaj olduğu çok net belli. Yazımı fazla uzatmak istemiyorum. Soru cevaba geçmek istiyorum. İşte sorular ve cevapları:
1: Sayın Aksu, Aydın’ın son on yıllık belediyeciliğini irdelemek istiyorum. Birinci kısımda ilk beş yıllık şehir belediye başkanlığı dönemini, yani Sayın Özlem Çerçioğlu’nun Aydın Merkez belediye başkanlığını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Aksu: Eski Aydın kenti dar bir alanda idi. Başkan seçilirken biz şehrin bütün problemlerini çözmüştük sonucunda. Ben görevden ayrılmadan önce başkan Ortekin tarafından kasten ihmal edilmişti. Bunların içinde yuvarlak belediye hizmet binası, 1999'da Türkiye’nin en büyük kentsel dönüşüm projesi olan Aykonut projesi, şehir içindeki ulaşım ve trafik, Çevre Yolu, Egemenlik Bulvarı, Turgut Özal Bulvarı'nın GSİ’ye kadar uzatılması, merkezde yapılacak olan en az beş bin kapasiteli otopark, demiryolu trafiğini güvenli hale getirecek üç adet battı çıktı, yeni otobüs terminalinin yapılması. Bu projeleri bir rapor halinde başkan seçildiği zaman Sayın Çerçioğlu’na sunduk. Bunların hepsine el attı ancak bu projeleri yanlış bir biçimde uyguladı. Örneğin battı çıktı Atatürk Bulvarı'ndaki demiryolunun altından geçecekti. Yanlış istikamette yaptı bunu. Otobüs garajını otobanın Muğla çıkışına yapması gerekirken Menderes köprüsüne yakın arıtma tesisinin yanında, yeterli büyüklükte olmayan kötü bir mimarı projeyle yanlış yere yaptı. Az önce çizdiğim Belediye Hizmet Binası'nınsa baştan dört katını iptal etti. Binanın dış cephesini değiştirip ana girişini yan tarafa kaydırarak projemizi allak bullak etti. Aydın’ın ana bulvarı olarak planladığımız Egemenlik Bulvarını'ysa tabiri caizse rezil etti. Eskişehir’e özenip kayık yüzdüreceğim diye bırakın bulvar açmayı, caddeyi bile bozdu. Sonucunda daracık sokağa dönüştürdü bu bulvarı.
Kent merkezinde Zafer Meydanı'nda, eski itfaiye alanında, Otel Orhan'ın arkasında ve eski Tariş alanında beş bin araç kapasiteli otopark projesi bırakmış olmamıza rağmen hiç birini yapmadı. Sadece kent meydanında bizim yaptığımız otoparkı yıkarak hemen hemen aynı kapasitede otopark yaptı.
Ayko semtinin yanına kadar açtığımız Turgut Özal Bulvarı'nın Balık Köy üzerinden önce otobana bağlanması ve sonra DSİ kavşağına kadar uzatılması için bıraktığımız projeyeyse hiç el atmadı.
Otoban Çevre Yolu'nunsa şahsi çabalarımızla bakanlık tarafından yapılmasını sağlarken 2011-2012 yıllarında bakanlığın istediği kağıt üzerindeki kararları dahi almayarak otoban çevre yolunu yapımını sabote etti. Sayın Çerçioğlu’nun ilk beş yılında başka hiçbir icraat görünmüyor. Bizim tavsiyemizle tamamlanmasını istediğimiz, yukarıda saydığım projeleriyse eline yüzüne bulaştırdığını ve bir felakete dönüştürdüğünü ben değil vatandaş söylüyor. Sonuç vatandaşın feryadı.
Otobüs garajı kokuyor. Otobüslerin ve minibüslerin üzerine yağmur yağıyor. Alan yetersiz. Egemenlik Sokağı geçilmez durumda. Santral Garaj ve Zafer Meydanı kilitlenmiş ve harabe görünümünde. Yapılmayan otoparkların parasını vatandaş arabasını koyacak yer bulamayarak ödüyor. Avuç içi kadar kentimizde neredeyse İstanbul trafiğini aratmayacak tıkanıklıklar yaşanıyor. Dört katı iptal edilen belediye hizmet binasına belediye sığmıyor. ASKİ apartmanlarda hizmet veriyor. Yani şehir zaten beş yılda bu hatalarla tıkanmış durumdadır. Ama Sayın Çerçioğlu’nun ilk beş yılında yaptığı tarihe not düşülecek en büyük hatası kent meydanı faciasıdır.
2: İkinci beş yıllık belediye başkanlığını nasıl değerlendirirsiniz? Büyükşehir dediğimiz zaman on yedi ilçe, bir milyon yüz bin nüfuslu bir şehrin belediye çalışmalarını nasıl değerlendirirsiniz?
Aksu: Aydın şehrinin büyükşehir statüsüne geçmesinden sonra sıfırdan yapılan büyükşehir belediyesi ne yazık ki iyi niyetli olmayan kurumların ve onun temsilcisi olan bir danışmanın eline geçti. Böylece bu dönemde seçim vaatleri projeler, sorunlar, Aydın’ın geleceği hepsi unutuldu. Sadece oy avcılığı dönemi başladı. Oy avcılığı sanatının iki temel unsuru vardır: Birincisi belediye bütçesini çarçur etmek, parasını ihtiyacı olan olmayan herkese ulufe dağıtmaktır. İkincisi koskoca vilayetin her yerini kişisel fotoğraflarla donatıp algı yaratmaktır. Sayın Çerçioğlu’nun ikinci beş yılı ne yazık ki sadece bunları yapmakla geçti. Yatırım olarak, hizmet olarak hemen hemen kayda değer hiçbir şey yapılmadı. Yapıldığı iddia edilen küçük, geçici, uydurma, önemsiz şeylerse Aydın’ı gelişme ve kalkınma yarışında etkisiz bıraktı. Bu nedenle Aydın kenti yarışmak zorunda olduğu Denizli, Manisa, Uşak, Afyon, Muğla gibi kentlerin çok gerisinde kaldı. İşin kötüsü şehirler tıkandı, işsizlik arttı, susuzluk bunalttı. Arıtılmayan kanalizasyon Menderes Nehrini kirletti. Sağlığımızı ve çevremizi tehdit eder hale geldi. Sayın Çerçioğlu’nun son beş yıllık reklam ve algı belediyeciliğinin faturası sadece pahalı su faturası olarak değil, sağlığımıza ve geçimimize etki ederek bu şehrin de insanın da adeta geleceğini karattı.
Sayın Çerçioğlu’nun Büyükşehir belediyeciliğindeki en büyük ihmaliyse daha önceden kazanılmış hakları olan jeotermal sahaya çıkmamasıdır. Bu sahaların haklarını ücretsiz olarak alma yetkisi varken dışarıdan gelen firmalara ikram etmesi ve onların bu doğa dostu enerjiyi hatalı kullanmalarına göz yummasıdır. 1999 yılında hazırladığımız büyük AY-JE projesine Büyükşehir Belediyesi olarak sahip çıksaydı bugün sağlığımızı tehdit eden jeotermal sorunu kesinlikle yaşanmayacaktı. Bana göre en büyük ihmal budur. 1999 yılında bize verilmeyen büyükşehir yetkileri 2014 yılından itibaren Çerçioğlu tarafından doğru kullanılmamıştır.
3: Bu seçimlerde gördüğümüz kadarıyla Özlem Çerçioğlu istemediği başkanların tekrar aday gösterilmemesinde etkili ve başarılı oldu. Bunun seçim sonuçlarına nasıl olur?
Aksu: Büyükşehir belediyeciliği bir ekip çalışmasıdır. Büyükşehir başkanının ilçe belediye başkanlarıyla uyumu çok önemlidir. Bu nedenle Çerçioğlu kendisi açısından haklıdır. Kendi yanlış belediyecilik üslubunu benimsemeyen, doğruyu savunan belediye başkanlarını tasfiye etmesi doğaldır. Ben bu konuda kendisine hak veriyorum. Neyin doğru, neyin yanlış olduğunu zaman gösterecektir.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.