Türkiye’de taşınmaz kültür varlıklarının korunması Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulları ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü’nce mevzuat ve yönetmelik kapsamında güvence altına alınmıştır. Sit alanları, taşınmazın bulunduğu bölgeye göre doğal, arkeolojik, tarihi ve kentsel sit alanları olarak sınıflandırılır.
Kentsel sit alanları, şehir merkezlerinde bulunan yapılar, mimari eserler ve bunların çevre dokularını kapsar. Kastamonu’nun Safranbolu ilçesi buna örnek verilebilir. Tarihi sit alanları, milli tarih ve askeri harp tarihi açısından önemli olaylara ev sahipliği yapan ve çevresiyle birlikte korunması gereken yerler olarak tanımlanıyor.
I.Derece Arkeoloji Sit Alanları, bilimsel çalışmalar haricinde kazı izni verilmezken II. Derece alanlarda yetkili olarak koruma kurulunun kararları esas alınıyor. III. Derece alanlar ise düzenleme, kazı ve imar faaliyetleri yönüyle daha esnek kurallara tabii. Kamu yararı esas olmak üzere valilik tarafından verilecek inşaat izni, müze müdürlüklerinin yürüteceği sondaj çalışmalarına ve hatta enerji santrali inşasına izin verilebiliyor.
Doğal Sit Alanları, insan faaliyetleri dışında doğada meydana gelmiş yeraltı ve üstündeki doğal güzellikler ve bunların üzerinde yaşayan canlıların birlikte korunması gereken bölgelerdir. Doğal sit alanları kendi içinde üçe ayrılır. I. Derece Doğal Sit Alanları, ulusal ve uluslararası öneme sahip, korunmasında kamu yararı görülen bölgelerdir. Buna Marmara Denizi’nde bulunan ve İstanbul’a bağlı olan Prens adalarının birçoğu örnek gösterilebilir, ayrıca bu adalar kentsel sit kapsamında da değerlendirilmektedir. II. Derece Doğal Sit alanları, korunması esas olsa da ilgili izinler dahilinde turizm faaliyetlerine açılabilecek ve mevcut tarım ve hayvancılık faaliyetlerinin sürdürülmesine olanak tanınacak alanlar olarak tanımlanıyor. III. Derece Doğal Sit alanlarında ise konut inşasına dahi izin verilmektedir. Ancak bu yapılaşma koruma amaçlı imar planı kapsamında gerçekleştirilmektedir.
Bu alanlarda izinsiz gerçekleştirilen her türlü kazı ve define arama faaliyeti ise kaçak kazı olarak nitelendirilir. Bu kazı ve sondaj çalışmalarından çıkarılan eserlerin bulundurulması ve satılması ise tarihi eser kaçakçılığı suçunu oluşturur.
*
Tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapan Aydın’da neredeyse her gün tarih eser kaçakçılığı ile mücadele kapsamında operasyonlar düzenlenmekte, bu eserler müzelere teslim edilmektedir. Son olarak Efeler’e bağlı İmamköy Mahallesi’nde bulunan taş sütunlara jandarma tarafından gerçekleştirilen bir operasyonla ele konuldu ve müzeye teslim edildi. Bunun tarihi eser kaçakçılığı operasyonu kapsamında değerlendirilemeyeceğini belirten mahalle halkı duruma tepki gösterdi.
Öte yandan, Germencik’te define kazısına izin verilmesi de çeşitli tartışmalara neden oldu. Mursallı Mahallesi’nde bulunan bir depoda gerçekleştirilecek kazı çalışması için ÇED raporuna gerek görülmezken, kazıda ulaşılması muhtemel eserlerin ilgili bakanlıklara teslim edilmesi bekleniyor.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.