Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA), keneden insana bulaşan virüsün neden olduğu bir enfeksiyondur ve genelde ölümcüldür.
Hastalık 1940’lı yıllarda Kırım’da görüldüğünden Kırım hemorajik ateşi ve ilerleyen yıllarda Afrika ülkesi olan Kongo’da rastlandığından Kongo virüsü olarak adlandırılmıştır. İki virüsün aynı olduğunun tespitinin ardından Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi olarak tekrar isimlendirilmiştir. Hastalığa günümüzde de yakın coğrafyalarda sıkça rastlanmaktadır. Türkiye’de ise ilk kez 2000’li yılların başında görülmüştür ve iklimin de elverişli olması nedeniyle Tokat ve çevresinde daha çok görülmektedir.
Virüs, insana kene ısırması, yapışması ya da keneyi üzerinde taşıyan hayvanlarla temas sırasında bulaşır. Bu nedenle özellikle hayvanlarda birebir temasta olan tarım ve hayvancılık sektöründe yer alan insanlar risk grubundadır. Kısa bir kuluçka süresinin ardından ilk belirtileri gösterir. Çoğu kez kene ısırığı diğer böcekler ile karıştırılabilir. Ancak; halsizlik, yüksek ateş, bulantı, kusma, baş, karın ve kas ağrıları, cilt döküntüleri, hatta kanamalar görülebilir ve bu yönüyle diğer böcek ısırıklarından ayrılır.
Hastalıkta ilk müdahale kenenin vücuttan uzaklaştırılması ile yapılır. Ardından virüsün etkilerinin azaltılması amacıyla ilaç tedavileri uygulanır. Henüz, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) için geliştirilmiş bir aşı bulunmamaktadır ancak çalışmalar devam etmektedir.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.