Sevenin çok sevdiği sevmeyenin de ağzına sürmekten bile çekindiği sebzelerden olan soğan, özellikle Türk mutfağının olmazsa olmazlarındandır.
Alium ailesindeki sebzelerden olan soğan, kükürtlü bileşikler ve quercetin gibi flavanoidler içermektedir. İçerisinde diğer alium sebzelere göre (sarımsak, pırasa, taze soğan vb.) daha da yoğun bulunan quercetin, soğanın kansere karşı koruyucu özelliğini daha da arttırmaktadır.
Yüksek bir antioksidan kaynağı olan soğan, aynı zamanda bağırsak bakterilerinin de gelişimine yardımcı olarak bağışıklığı destekler.
Son zamandaki araştırmalar, soğanın içerisinde yeni keşfedilmiş olan "onionin A (ONA)" bileşiğinin özellikle yumurtalık kanserine karşı koruyucu olduğunu göstermektedir. Kanserden koruyan bileşikler dışında soğan; C vitamini, B6 vitamini, manganez, folat, potasyum, fosfor ve B1 vitamini içerir.
Bu sayede;
• Bağışıklık sistemini güçlendirir.
• Kalp sağlığına korunmasını ve gelişmesini sağlar.
• Kan şekerini dengeler.
• Enfeksiyonlara karşı koruyucudur.
• Mide ve bağırsak şikayetlerini azaltır.
• İdrar yolları hastalıklarına iyi gelir.
• Kemikleri güçlendirir.
• Göz sağlığını korur.
Ancak, aşırı tüketimi mide problemlerine neden olabileceği için ölçüyü çok kaçırmamakta da fayda bulunmaktadır.
Nasıl tüketelim derseniz de, en iyisi çiğ olarak tüketilmesi olsa da yemeklerinize de soğanı dahil etmeyi unutmayın.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.