Takip Et
  • 15 Şubat 2019, Cuma

HAMİLELİKTE ADAÇAYININ ZARARALARI NELERDİR?

Hamilelik dönemi, fizyolojik ve psikolojik açıdan birçok farklılığı aynı anda yaşadığınız bir dönemdir. Bir anne adayı olarak bu dönemde, yaşamınızın hiçbir döneminde dikkat etmediğiniz kadar dikkatli ve özenli olmaya başlarsınız.

Sizin sağlığınız ve buna bağlı olarak bebeğinizin sağlığı, her şeyden önemli bir hale gelir. En sağlıklı besinleri tüketip bebeğinize can olmak, faydalı ve organik yiyecekler ile beslenerek bebeğinizin sağlıklı gelişmesini sağlamak istersiniz.

Belki de ömrünüzde hiç adını dahi duymadığınız bitkilerin şifasından faydalanmak için tam zamanı olduğunu düşünüyorsunuzdur; ancak atlamamanız gereken çok önemli bir nokta var.

Her bitki, gebelik dönemi için uygun mudur? Yarar görmek isterken bilmediğiniz etkilerinden dolayı bu bitkiler sakıncalı olabilir mi?

Peki hamilelikte adaçayı tüketiminin ne gibi sonuçları olabilir?

Adaçayının Faydaları Nelerdir?

Adaçayı bitkisinin tarihçesi, ortaçağdan günümüze kadar uzanmaktadır ve asırlardır sağlıkla ilgili birçok konuda faydalarından yararlanılmaktadır.

 İçeriğindeki zengin mineraller sayesinde antioksidan kapasitesi çok yüksektir.

 Beyin fonksiyonlarının gelişmesine destek olurken hafızayı da kuvvetlendirir.

 Kan basıncını arttırma özelliği taşıdığından dolayı düşük tansiyonlu kişilerin tansiyonunu dengelemede yararlıdır.

 Doğal bir sakinleştiricidir. Strese ve yorgunluğa karşı iyi gelir.

 Soğuk algınlığı ve gribal belirtilerin ortadan kaldırılmasına yardımcıdır.

 Diş eti ve bademcik iltihaplarında olumlu etki gösterir.

 Menopoz dönemindeki kadınlarda, sıcak basmalarını gidermek için tercih edilebilir.

Görüldüğü gibi adaçayının faydaları saymakla bitmiyor; ancak gebelikte adaçayı tercih etmemeniz için de birçok sebep bulunuyor.

Örneğin, hamileliğiniz sürecinde adaçayının rahatlatıcı etkisinden fayda sağlamak isterken kan basıncı arttırma özelliği nedeniyle yüksek tansiyon sahibi olabilirsiniz. Yani normal zamanda fayda olarak görülebilecek bir etki, hamilelikte size zarar olarak geri dönüş yapabilir.

Bu sebeple sadece adaçayı bitkisi için değil, diğer tüm bitkilerle ilgili kendinize kür uygularken, anne-bebek sağlığı için dikkatli davranmanız tüm uzmanlar tarafından tavsiye edilmektedir.

 

Adaçayı ve Östrojen Hormonu Arasındaki İlişki

Adaçayı, içerdiği aktif bileşenler sebebiyle fitoöstrojen etki gösterir. Yani bitkisel kaynaklı bir östrojendir. Östrojen hormonuyla benzer etkiler gösteren fitoöstrojenlerin dikkatli kullanılması gerekir.

Östrojen Hormonunun Fazlalığı Ne gibi Sonuçlar Doğurur?

Östrojen hormonu, kadınların hayatını yüksek ölçüde etkileyen bir hormon olmakla birlikte bu hormon, gebelik döneminizde de büyük bir rol oynuyor. Normal koşullardaki bir kadının üzerinde bile ciddi şeyler yaratabilen östrojen, fazla salgılanması durumunda gebeler için de sorunlar oluşturabilmektedir.

 Vücutta artış gösteren östrojen seviyesi, vücudunuzun fazla miktarda su ve tuz tutmasına neden olur. Yani östrojen seviyeniz olması gereken seviyenin üzerine çıktıkça vücudunuzda ödem birikir.

 Vücutta aşırı ödem birikimi, akciğerlerde pıhtı oluşumuna veya safra kesesinde taş oluşumuna yol açabilmektedir.

 Östrojen hormonu, armut tipi dediğimiz şişmanlamaya sebep olmaktadır. Yağ dokusunun kalça ve basen bölgenizde birikimini arttırır. Bu da orantısız kilo artışına yol açar.

 Yüksek östrojen hormonu, kanser hücrelerini uyarıcı-tetikleyici etki gösterir.

 Östrojen fazlalığı, vücutta ağrı ve krampları uyararak artış göstermesine neden olur. Regl dönemlerindeki kasılma ve ağrıların sebebi de budur.

 Hamilelik döneminde östrojen seviyeniz normalin 50 kat üzerindedir. Hormon seviyeniz bu kadar yüksekken, üzerine bir de hormon salgısını arttıracak bir bitki tüketmek bir dizi sorunu da beraberinde getirecektir.

Adaçayı Tüketiminin Gebelikte Olası Etkileri

Tahmin edilebileceği gibi, adaçayı bitkisi içeriğindeki etken maddelerin fitoöstrojenik etki göstermesinden kaynaklı olarak östrojen seviyelerini değiştirebileceğinden gebelik dönemi için riskli bir bitki olacaktır. Bu riskleri temel olarak sınıflandıracak olursak;

1. Hamileliğin ilk aylarında adaçayı tüketilmesi düşük riskini artırmaktadır.

2. Hamileliğin son aylarında adaçayı tüketilmesi ise erken doğum riskine neden olmaktadır.

şeklinde sınıflandırabiliriz. Adaçayı tüketirken olası bu riskler dışında hamilelikte karşılaşılabilecek başka sorunlar da olabilir.

 Ağız kuruluğu

 Mide bulantısında artış

 Ağızda iltihaplanmalar veya tahriş oluşumu

 Baş dönmesi

 Düşük kan şekeri

 Yorgunluk, halsizlik

Bu sorunlardan başlıcalarıdır.

İlk Aylarda Adaçayı Tüketmek Düşük Riskini Arttırıyor!

Gebeliğin ilk ayları, anne adayları için en tehlikeli olabilecek aylardır. Çünkü vücudunuz bu değişime adapte olmaya çabalar. Vücut kimyanız değişir, hatta yeniden yapılanmaya başlar. Hormon seviyeleri değişkenlik gösterir ve bebeğiniz için uygun ortamı hazırlamaya çalışır.

Östrojen hormonu da bu çalışmanın en büyük parçası olarak bebeğin rahim içi duvarına tutunmasını sağlamaktadır. Gebelikte adaçayı içmek, rahim duvarlarının gevşemesine neden olacak ve embriyonun duvara bağlanmasını zorlaştıracaktır.

Çünkü adaçayı bitkisinde bulunan Thujone isimli bir etken madde, rahim üzerinde uyarıcı bir etki yaratmaktadır. Bu sebeple, gebeliğinizin ilk aylarında tükettiğiniz adaçayı düşük riskini de beraberinde getirecektir.

Hamilelik Döneminde Tüketilen Adaçayı Bebek Düşürür Mü?

Adaçayı, kan basıncını ve rahimin kimyasal yapısını bozabileceğinden dolayı böyle bir ihtimal maalesef ki bulunuyor, adaçayı tüketmek bebek düşürmeye neden olabilir.

Adaçayı tüketen hamileler üzerinde net bir bilimsel çalışma ne yazık ki mevcut değil. Ancak Amerikan Gebelik Derneği, yaptığı araştırmalar neticesinde hamilelik süresince adaçayı ve benzeri diğer bitkilerin (ökseotu, sinameki, biberiye, aloe vera, melisa, kediotu vb.) tüketilmemesi gerektiğini belirtmektedir.

Son Aylarda Rahatlayayım Derken Erken Doğumla Karşılaşmayın!

Doğum vakti yaklaşan ve heyecanlanan anne adayları için yatıştırıcı ve rahatlatıcı özelliği nedeniyle adaçayı, bitkisel bir destek olarak görülebilir.

Doğumun başlangıcı için östrojen seviyenizin belli bir eşiğe ulaşması gerekmektedir. Hamileliğin son dönemlerine geldiğinizde vücudunuzda östrojen seviyesi en yüksek noktasına ulaşır ve doğum serüveniniz başlar.

Ancak vücudunuz ve hormonlarınız normal seyrinde yoluna devam ederken son aylarınızda tüketilen adaçayı sizi erken doğum ihtimaliyle karşı karşıya bırakabilir.

Çünkü adaçayındaki etken maddeler kasılmalarınızı tetikleyecektir. Zaten yükselmiş olan hormonlarınızı fitoöstrojen etkisi yüzünden vaktinden önce iyice yükselterek sizi erken doğuma hazırlayacaktır.

Ayrıca içeriğindeki etkenlerden dolayı kanama riskini arttırma olasılığı da söz konusu olabilir ve gebeliğiniz riskli bir sürece girebilir. Bu nedenle, nasıl ilk aylarda düşük ihtimali ile karşılaşmamanız için uzmanlar adaçayı kullanmanızı önermiyorlarsa son aylarda erken doğum yaşanmaması için de önermemektedirler.

‘Yararları Çok, Az Miktarda İçmekten Bir Şey Olmaz’ Demeyin!

Hamilelik döneminde kafein tüketimini kontrol altına alarak ödem oluşumunu önlemeye çalışan anneler olarak çareyi bitki çaylarında arıyor olabilirsiniz. "Her şeyin fazlası zarar." mantığıyla günde bir bardaktan ne zarar gelir diye düşünmemenizi tavsiye ederiz. Bitki çaylarının tüketimi konusunda birçok kadın doğum uzmanı aynı fikri paylaşmaktadır.

Hamilelikte adaçayı tüketilmesi zararlıdır. Bebeğinizin sağlığını düşünerek böyle bir konuda riske girilmemesi gerekmektedir. Üstelik doğum sonrasında, yani bebeğinizi emzirdiğiniz dönemde dahi bu tarz bitkilerin kullanılması önerilmez.

Adaçayı, sütü azaltıcı etki yaratabilir. Sütümü arttırayım derken bebeğinizi düşündüğünüzden daha kısa süre emzirmek durumunda kalabilirsiniz. Bu tarz bitkisel desteklere ihtiyaç duyduğunuzda muhakkak doktorunuza danışmalı ve uzman bir kişiden bilgi edinmelisiniz.

Sporsuz ve sağlıksız kalmayın… Allaha emanet olun… 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.