Hayırlı cumalar kıymetli okurlar!
Zaman hızla akıp gidiyor. Üstelik bize verilen zaman ücretsizdi. Geçip gittikten sonra ise bütün her şeyimizi versek bir dakikasını bile geri getirmek mümkün olmaz. Zaman üçe ayrılır; geçmiş zaman, şimdiki zaman ve sonuncusu olan gelecek zaman. Zaman şöyle anlatılır; geçmiş zaman, zaten gelip geçmiştir. Bunu değiştirmek mümkün değildir. Hataları da silip atmak da elde değil. Gelecek olan zaman da gelip gelmeyeceği bilinmez. Adı üstünde gelecek. Ama hiçbir zaman o gelecek zaman bitmeyecek. Her zaman gelecek diye anılacak. Geldiğinde ise şimdiki zaman olacak. Gelecek kısmı çıkacak. O zaman elimizde kalan tek bir zaman vardır o da şimdiki zaman.
İnsan geçmişi geri getiremiyor, geleceğe ulaşacağını da bilmiyor, yapması gereken ise, içinde bulunduğu zamanı, o anın kıymetine uygun değerlendirmek. Bazı insanlar görürüz. Ne yaptıkları sorulunca da zaman öldürüyorum derler. Sormak gerek, yahu bu zaman dediğiniz şey zararlı bir şey mi ki öldürüyorsunuz, ucuz bir şey mi ki saçıp savuruyorsunuz? Bu sorulara “aman sen de !” diye cevap verirler belki. Bir dakikasını bile geri getirmeye kimsenin gücü yetmediği bir şeyi öldürmek diye söylemek, ne kadar insafsızca. Kıymetsiz olsaydı belki geri gelirdi. Ya da geçip gittiği için hayıflanılmazdı. Keşkelerin çoğu, içinde bulunulan zaman, gereği gibi yaşanmadığında söylenir. Pişmanlıklar boşa geçirilen zamanlar içindir. Hayatın tekrarı olmayacak.
Şöyle bir kısa yaşanmış hikâye anlatayım. Lise yıllarındaykenbirkaç arkadaşım,Trabzonspor maçlarını bazı kereler Avni Aker Stadyumu’na izlemeye giderdi. Tabi maçların çoğu kahve ve evlerde izlenir. Televizyondan izlerken golden veya önemli bir pozisyondan sonra tekrarı verilir. Seyirci de golü veya pozisyonu daha iyi görmüş olur. Arkadaşın birisi de Trabzonspor’un maçına gitti. Kale arkasından bilet bulmuş. Maçı izledi geldi, bize anlatıyor. Maçta gol olmuş, bu arkadaş da bekliyor ki golün nasıl olduğu tekrar verilsin. Aklı hala televizyon izlerken tekraren golün verilmesinde. Bir kere olmuş bitmiş artık.
Aynen burada olduğu gibi hayatta atılan ve yenilen gollerin bir daha tekrarı olmayacak. Zamanı geri alıp golü engellemek diye bir şey de olmaz. Her şey şimdiki zaman içinde gizli. En kıymetli şey de zamana uygun yapılan işlerdir. Karnı acıkanın yapacağı ilk iş kahve içmek değil, yemek yemektir. Hasta olanın yapacağı ilk iş doktora gidip tedaviye başlamaktır. İlk yapılması gerekeni yapmak, zamana uygun davranmaktır.
Buraya kadar bir sürü laf ettim biliyorum. Ama bir yere gelelim istiyorum. Şimdi son durağa yaklaştık ve beraber tabelayı okuyoruz. Bakın tabelaya ne yazıyor; “Andolsun zamana ki, insan gerçekten ziyan içindedir. Ancak, iman edip de sâlih ameller işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler, birbirlerine sabrı tavsiye edenler başka (Onlar ziyanda değillerdir).” (Asr Sûresi 1-3)
İnsanın iyi veya kötü yaptığı her şey zamanın içindedir. Mealini okuduğumuz üç ayetlik sureye Rabbimiz zamana yemin ederek başlıyor. Hem yemin var hem de bu yemin zaman üzerine yapılıyor. Unutmadan, yemini de Rabbimiz yapıyor. Neden zamana yemin edilir ki demeden diğer ayeti okuduğumuzda, bütün insanların ziyan içinde, zararda, hüsranda olduğu yazıyor. Kafamızdan aşağıya kaynar sular döküldü sanki. Ama sonunca ayet, ziyan içinde olmayan kişileri söylüyor. İman edenler zararda değildir. Sanki iman bir anahtar gibidir. O olmadan diğer şeylerin kıymeti yok gibi. Bundan sonra başta beş vakit namaz gibi Rabbimizin emrettiği güzel işleri (sâlih amel) yapmak geliyor. Birbirlerine hakkı tavsiye edenler de zarar-ziyan içinde değildir.Allah’ı tek ilah kabul etmek, ona ibadet etmek, gönderdiği kitaplara ve peygamberlerine uymak gibiinkârı mümkün olmayan kesin emirleri birbirine tavsiye edenler zarar eden insanlardan değildir. Ve birbirlerine sabrı tavsiye edenler. Günahları işlememeye sabır, ibadete devamlılıkta sabır, başa gelen bela ve musibetlerde birbirimize sabrı hatırlatıp destek olmak. İman ve salih amel sırf Allah için, hakkı ve sabrı tavsiye kulların hakkı içindir.
Kim olursa olsun bu dört sınıfın içinde yer almıyorsa bu dünyada da zarardadır ahirette de. Ben demeyrum, Çitap deyi Çitap! (Yani; Kitap diyor.)
Selam ve dua ile kalın kıymetli dostlar!
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.