Kıymetli kardeşlerim Ramazan-ı Şerifi’miz hakkımızda hayırlı olsun!
Oruç ibadeti senede bir kere olması sebebiyle oruçla ilgili ilmihal bilgilerimizi tekrar etmemiz yerinde olacaktır. Her oruç tutan kimsenin bilmesi gereken bilgileri kısa ve öz şekilde ve de anlaşılır bir üslupla yazmaya gayret edeceğim. Oruçla ilgili yazacağım bilgiler Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu’nun verdiği fetvalar doğrultusunda olacaktır. Din İşleri Yüksek Kurulu’muz, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın en yüksek karar danışma organıdır. Kurul’un verdiği fetvalar her zaman Kur’an, Sünnet ve ehl-i sünnet mezheplerin görüşleri çerçevesinde olmaktadır. Yeni gelişmelerle ortaya çıkan durumlarda ise kurulumuz, alanın uzmanlarıyla görüşerek en faydalı ve tartışmasız fetvalar yayınlamaktadır.
ORUÇ TUTMAKLA YÜKÜMLÜ OLANLAR
Oruç tutmakla yükümlü olmak için başta müslüman olmak gerekir. Müslüman olmayan kimseler dini yükümlülüklerden sorumlu değillerdir. Akıllı ve ergenlik çağına ulaşmış olmak da diğer şartlardır. Dolayısıyla akıllı olmayan ve ergenlik çağına gelmeyen kimseler diğer ibadetler gibi oruç ibadetiyle de sorumlu değillerdir. Ergenlik çağına gelmemiş çocuklar alıştırmak ve ısındırmak için namaz kılmaya ve oruç tutmaya teşvik edilebilirler. İbadetlerle yükümlü olduklarında zorlanmamaları için doğruyu yanlışı ayırt edebildikleri yaşlarda ibadetlere alıştırılmaları iyi olur. Bu da genellikle yedi yaş olarak kabul edilir.
ORUCA NİYET NE ZAMAN VE NASIL NİYET EDİLECEĞİ
Niyet etmek orucun şartlarındandır. Niyetsiz oruç sahih değildir. Oruca kalben niyet etmek yeterli ise de dil ile de ifade etmek güzel bir davranıştır. Oruç için sahura kalkılması da niyet sayılır. Ramazan orucuna niyet etmek, akşam namazından başlar yarın tutulacak olan günün öğle vaktinden az öncesine kadar devam eder. Akşam namazından sonra niyet edilmeyip sahura da kalkılmazsa gündüz de niyet edilebilir. Ancak niyet etmek gündüze kalmışsa imsak vaktinden sonra orucu bozacak hiçbir şey yapılmaması gerekir. “Yarın ki Ramazan orucunu tutmaya niyet ettim.” denmesi daha faziletlidir. Sadece “yarın ki orucu tutmaya niyet ettim” demek de yeterlidir. Ancak her gün için ayrı ayrı niyet etmek gerekir. Şafiî mezhebine mensup kardeşlerimizin niyetlerini akşam ezanı ile imsak vakti arasında yapması gerekir.
İMSAK NEDİR VE EZAN OKUNURKEN YEMEK YENİR Mİ?
Fecr-i sadıktan iftar vaktine kadar yemek, içmek ve cinsi münasebet gibi orucu bozacak şeylerden uzak durmaya imsak denir. Fecr-i sadık, takvimlerimizde imsak diye yazan vakittir. Ramazan aylarında ezanlara imsak vaktinde diğer zamanlarda güneş doğmasına bir saat kala okunur. Ezanın başlaması ile yemek içmek terk edilir. Ancak ezan okunurken ağızda olan lokmanın yutulmasında sakınca yoktur.
SAHUR YEMEĞİ VE TEHECCÜD NAMAZI
Rasûlüllâh (s.a.s.) sahur yemeğinde bereket olduğunu ifade etmiştir. Bir hurma ve bir bardak su bile olsa sahur yemeğinin bereketinden faydalanmak, sünnete uygun bir davranış olur. Rasûlüllâh (s.a.s.)’ e farz olan teheccüd namazı da bizim sahura kalktığımız vakitte kılınır. Teheccüd namazını yatsı namazını kılıp biraz uyuduktan sonra kılmalı. İki, dört, altı ve sekiz rekât olarak sabah namazının sünneti gibi kılınır. Teheccüd, çok kuvvetli sünnetlerdendir. Diğer zamanlarda kılamasak da Ramazan ayının faziletinden yararlanmak için en azında iki rekât ile bu namazı kılmaya gayret edelim. Rasûlüllâh (s.a.s.) teheccüd namazı ile ilgili şöyle buyurmaktadır; “Her kim geceleyin uyanır, ailesini de uyandırır ve iki rekât namaz kılarsa, Allah’ı çok zikreden erkekler ile kadınlardan yazılır.” (Ebû Dâvûd, Tatavvu’, 18) Başka bir hadiste de, “Farz namazlardan sonra en faziletli namaz gece namazıdır.” (Müslim, Sıyâm, 202) Bu hadislerde gece kılınan nafile namazların gündüz kılınan nafile namazlardan üstün olduğuna işaret edilmektedir. “Niyet ettim teheccüd namazı kılmaya” diye niyet edilebilir. İkişer rekât kılmak daha faziletlidir.
TERAVİH NAMAZI
Bildiğimiz üzere geçen yıl olduğu gibi bu yılda teravihi camilerde cemaatle kılamıyoruz. Ancak evimizde kılarak da teravih namazı sevabını alabiliriz. Hatta ev halkıyla cemaat de yapabiliriz. Teravih namazı erkeklere sünnet olduğu gibi kadınlara da sünnettir. Resûl-i Ekrem (s.a.s.) ashabıyla beraber cemaat hâlinde bu namazı kılmış, onların iştiyakını görünce farz olur endişesiyle cemaatle kılmayı terk ederek yalnız kılmaya devam etmiştir (Buhârî, Salâtü’t-terâvîh, 1). Yine Hz. Peygamber, “Kim inanarak ve sevabını Allah’tan bekleyerek Ramazan namazını (Teravih) kılarsa, onun geçmiş günahları bağışlanır.” (Buhârî, Salâtü’t-Teravih, 1) buyurarak teravih namazına teşvik etmiştir. Bu bakımdan teravih namazı, erkek ve kadınlar için sünnet-i müekkededir.
Teravih namazını dört rekâtta bir selam vererek kılmak caiz ise de, iki rekâtta bir selam vererek kılmak daha faziletlidir. Bu namazın her dört rekâtının sonunda bir miktar oturup dinlenmek müstehaptır. Bu dinlenmelerde tehlîl (lâ ilâhe illallah demek) ve salavât ile meşgul olunması uygundur.
Teravih namazının ve vitir namazının vakti yatsı namazının vaktidir. Ancak teravih ve vitir namazı yatsı namazının farzından sonra kılınır. Yatsı namazının farzından önce kılınan teravih ve vitir namazının tekrar kılınması gerekir. Eğer vakit çıkmış ise; teravihin kazası gerekmez fakat vitir namazının kaza edilmesi gerekir.
Teravih namazı bir bütün olduğundan her iki veya dört rekâtta selam verdikten sonra yeniden niyet etme zorunluluğu bulunmamaktadır. Başta yapılan niyet geçerlidir.
Rabbim tuttuğumuz oruçlarımızı, kıldığımız teravihlerimizi ve diğer ibadetlerimizi kabul eylesin. Selam ve dua ile…
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.