Hayırlı cumalar kıymetli okurlar!
Bundan dört yıl önce Fetullahçı Terör Örgütü ülkemizin birliğine ve istikbaline saldırı da bulunmuştu. Halkımızın üstün gayretiyle umduğunu bulamadan mağlup olmuştur. Rabbim! 15 Temmuz’da yaşanan elim hadiseleri bir daha yaşatmasın, birliğimize ve istikbalimize kastedenleri maksatlarına eriştirmesin!
FETÖ’nün bu tarz eyleme girişebileceğini belki de birçok kimse tahmin edememişti. Çünkü alnı secdeye varanlar, bile bile bir insanın haksız yere öldürülemeyeceğini bilir diye düşünüyorlardı. Bakış açımıza göre, alnı secdeye varan kimse başkasını bırakalım öldürmeyi küçük bir rahatsızlık vermekten çekinir. Böyle bir alnı secdeli kimse eğer hakiki olarak İslam’ın şartlarını hayatına uygulayan biri ise, elbette Rabbi’nin emrettiği şekilde hareket eder. Eğer dini kendi kafasına göre anlar ve yaşamaya çalışırsa, bu tarz terör örgütlerinin ortaya çıkması kaçınılmaz olur.
Bildiğimiz gibi Allah Teala yüz yirmi üç bin başka bir rivayete göre iki yüz yirmi üç bin peygamber göndermiştir. Dört peygambere sahifeler, dört peygambere de kitap göndermiştir. Arada gelen bütün peygamberler, sahife ya da kitap verilen peygamberlerin izinden gitmiştir. Bu sahife ve kitaplarda inanç esasları aynıydı. Değişen ise ameli hükümlerdi. Yani günlük hayattaki emirler ve yasaklardı. Yoksa ilk insandan beri iman esasları aynıdır, değişmemiştir. Rabbimizin sahife ve kitaplardan fazla peygamber göndermesi bizlere bir şeyler anlatıyor. Dini anlatan, bizzat yaşayan, yerine göre bazı hükümler koyan peygamberler göndermiştir. Yani dinin nasıl yaşanması gerektiğini gösteren örnek insanlar. Eğer peygamberler gönderilmeseydi, sahife veya kitaplardan bir kısım konular ya doğru anlaşılmayacaktı ya da azıcık bilgisi olan kimseler istediği şekilde yorumlayacaktı. İşte peygamberlerin gönderilmesi bunun önüne geçmiştir. Şu ayet bunu açıkça gösteriyor; “Nitekim kendi aranızdan, size ayetlerimizi okuyan, sizi her kötülükten arındıran, size kitap ve hikmeti öğreten, ayrıca bilmediklerinizi de öğreten bir peygamber gönderdik.” (Bakara Suresi 151)
Eğer peygamberin dini anlatmasını hiç kabul etmez ya da işimize geldiği gibi kabul edersek, FETÖ gibi birçok örgütün ortaya çıkması kaçınılmaz olur. İslam Tarihi’nde Hariciler denen bir grup vardır. Bu grup, Hz. Ali (ra) ve Hz. Muaviye (ra) arasında meydana gelen bir savaşta, iki tarafın da hakem tayin etmesi üzerine iki tarafı da küfürle suçlayıp ayrılıp gittiler. Hariciler, kaba-saba, bilgisi olmayan, bedevi insanlardı. İçlerinde ilmiyle tanınan alim zatlar yoktu. Efendimiz (sas)’in hadislerini kabul etmeyip sadece kendi anladıkları şekilde Kur’an’la amel etmişlerdi. Birçok Müslümanın da kanını akıtmışlardı. Günümüzde ise bunun örneği DAEŞ’tir. Hariciler kafirlere dokunmazken, kendileri gibi inanmayan Müslümanları öldürüyorlardı. DAEŞ de hep müslümanlara zarar veriyor, şimdiye kadar Müslümanların kutsalına dokunan kafirlere karşı tek bir söz etmiş değil.
Bu iki gruba da benzeyen bir örgüt de FETÖ’dür. FETÖ belki hadisleri kabul ediyor göründü fakat, olduğu gibi değil istediği gibi kabul etti. Kendisini sevmeyen ve desteklemeyen bütün müslümanlara düşman kesildi. Hariciler ve DAEŞ gibi FETÖ de kafirlere tek bir söz etmedi. Her zaman müslümanlarla uğraştı. Kafirleri Müslümanlardan daha fazla sevdi. Kendisini sevmeyen Müslüman dahi olsa lanetler yağdırıp beddua seansları düzenledi. Hiçbir alimin fetva vermeyeceği haram-helal konularında pervasızca haramı helal yaptı. Bu gibi örnekleri haberlerde bolca izlemişsinizdir.
Karşılaştırdığımız üç grup, birçok yönden benzemesine karşılık bir yönden aralarını ayırma ihtiyacı hissediyorum. Hariciler, dıştan destekli olarak ortaya çıkmamıştı. Kıt anlayışlarının kurbanı olmuşlardı. Fazla da planları yoktu. Cahil kafalarıyla anladıklarıyla İslam’a hizmet etmek istiyorlardı. Fakat yanlış yaptılar ve tarihten silinip gittiler. DAEŞ ve FETÖ ise baştan beri dış desteklidirler. DAEŞ zaten şişirilmiş bir balondu. Şimdilerde de ise pek adı geçmiyor. Birileri tarafından organize edilip Müslümanların arasına fitne-fesat için sokulmuş şimdi ise ya bitti ya da derin bir uykudadır. Hangi seçeneği alırsanız alın, bizlere zarar vermiştir. FETÖ ise dört yıldan beri açıktan ülkemizde faaliyet yürütemese de başka ülkelerde işlerini yürütüyor. O kadar açık kanıta rağmen hala daha bir Müslüman, FETÖ’ye sevgi besliyorsa onun aklına şaşarım.
Bir ayetle bitirelim; “Onlara: Yeryüzünde fesat çıkarmayın, denildiği zaman, “Biz ancak ıslah edicileriz” derler. Şunu bilin ki, onlar bozguncuların ta kendileridir, lakin anlamazlar.” (Bakara Suresi 11-12)
Not: Haftaya Ayasofya Camii ibadete açılacak inşallah. Milletimiz ve İslam alemi için hayırlara vesile olmasını Rabbimden niyaz ederim.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.