Kıymetli kardeşlerim cumamız mübarek olsun!
10 Mart çarşamba gününü perşembe gününe bağlayan gece Mirac Kandili’dir. Mirac, çıkılan yer ya da çıkma aleti ve merdiven demektir. Dini bir anlam olarak ise mirac şu manaya gelmektedir; Rasûlüllâh (s.a.s.’in Rabbimiz tarafından göklere yükseltilip kendi huzuruna çıkarılması ve bu arada birçok ilahi sırlara ve tecellilere mazhar kılınması olayını ifade eder.
Şüphesiz Efendimiz (s.a.s.)’e verilen en büyük mucize Kur’an-ı Kerim’dir. Bu büyük mucize ile beraber başka da mucizeler verilmiştir. Kur’an dışındaki mucizelerden bir tanesi de İsrâ ve Mirac hadisesidir. İsrâ, gece yürüyüşü demektir. Olay şöyle gerçekleşmiştir. Efendimiz (s.a.s.) peygamberliğinin 13. Yılında miladi 622’de Receb ayının 26’sını 27’sine bağlayan gece Kâbe’nin yanındaki Hatim denilen yerde uyuyordu. Uyku ile uyanıklık arasında Cebrail (a.s.) geldi, Efendimiz (s.a.s.)’in göğsünü yardı ve zemzemle yıkadı. Kalbini iman ve hikmetle doldurdu. Efendimiz (s.a.s.) merkepten büyük katırdan küçük Burak adlı beyaz bir bineğe bindirildi. Burak, adımını gözünün gördüğü son noktaya basmaktaydı. Burak’ın üzerinde Mescid-i Haram’dan başlayan yolculuk Beytü’l-Makdis’e yani Mescid-i Aksa’ya uzandı. Efendimiz (s.a.s.) orada iki rekât namaz kıldı. Bütün peygamberlere iki rekât namaz kıldırdı. Bazı rivayetlere göre peygamberlere Mirac’dan dönünce namaz kıldırdı ifadesi vardır. Her iki durumda da peygamberlere imam olmuş ve iki rekât namaz kıldırmıştır. Sonra kendisine birinde şarap diğerinde süt olan iki bardak getirildi. Rasûlüllâh (s.a.s.) onlara baktı ve sütü aldı. Bunun üzerine Cibrîl (a.s.), "Seni fıtrata (insan tabiatına) uygun olanı almaya yönlendiren Allah’a hamdolsun. Eğer şarabı alsaydın ümmetin azgınlaşırdı." dedi.”
Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksa’ya kadar olan kısım Kur’an-ı Kerim’de şöyle haber verilmektedir; “Kendisine âyetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu (Muhammed'i) bir gece Mescid-i Haram'dan çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa'ya götüren Allah'ın şanı yücedir. Hiç şüphesiz O, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.” (İsrâ Sûresi 1)
Bu mucizevi yolculuğun Mescid-i Aksa’dan sonraki kısmı ise hadis-i şeriflerde anlatılmaktadır. Efendimiz (s.a.s.) Mescid-i Aksa’dan göklere çıkarılmıştır. Göğün birinci katında Hz. Âdem (a.s.) ile ikinci katında Hz. İdris (a.s.) ile beşinci katta Hz. Harun (a.s.) ile altıncı katta Hz. Musa (a.s.) ile ve yedinci katta ise Hz. İbrahim (a.s.) ile görüşmüş. Hepsiyle konuşmuş ve Efendimiz (s.a.s.)’i güzel söz ve dualarla karşılamışlardır. Efendimiz (s.a.s.) Âdem (a.s.) ile karşılaşmasını şöyle anlatıyor; “Birinci kat semaya yükseltildiğim zaman baktım ki orada bir zât duruyor. Sağında birtakım karaltılar solunda da birtakım karaltılar gözüküyor. Bu zât sağına baktığında gülüyor, soluna baktığında ağlıyordu. Bana dönerek, "Hoş geldin sâlih peygamber, hoş geldin sâlih evlât." diyerek beni selâmladı. Ben, Cebrail’e onun kim olduğunu sorunca, "Bu Âdem’dir. Sağındaki ve solundaki karaltılar da onun çocuklarının ruhlarıdır. Sağındakiler cennetlikler, solundakiler de cehennemlik olanlardır. Bu nedenle sağına bakınca mutlu oluyor, soluna bakınca da üzülüyor." açıklamasını yaptı.”
Efendimiz (s.a.s.) bu mucizevi gecede birçok olaylara şâhid olmuştur. Bazı peygamberler görmüş birkaç tane inananı ancak var, bazısının ise hiç inananı olmamış. Musa (a.s.) ve kavminin kalabalıklığını görmüş. Ufka baktığında ise büyük bir kalabalığın ufku tamamen kapladığını görmüş. Bu büyük kalabalık Efendimiz (s.a.s.)’in ümmetiydi.
Efendimiz (s.a.s.) varlıların varacakları son nokta olan Sidre-i Münteha’ya Cebrail’le beraber gitmiş. Oradan sonrasını ise Refref adlı bir binekle tek başına gitmiştir. Ve Rabbimiz Teâla ve Tekaddes Hazretleriyle konuşmuştur.
Mirac yolculuğunda, kendisini ziyarete gelen habibini boş çevirmeyen Yüce Allah ona birtakım hediyeler vermiştir. Elli olarak belirlenen namaz, beş vakit olarak takdir edilmiş ama elli namaz değerinde kabul edilmiştir. Bakara sûresinin son iki âyeti olan Âmenerrasûlü orada vahyedilmiş, ayrıca ümmetinden Allah’a şirk koşmayan günahkârların bağışlanacağı müjdesi verilmiştir.
Namazların oturuşlarında okuduğumuz tahiyyat duası da bu mucize gecede gerçekleşmiştir. Bu duanın manası ise şöyledir; “Bütün dualar, selamlar, senalar, bedeni ve mali ibadetler Allah Teâlâ’ya mahsustur. Ey Peygamber! Sana selam olsun, Allah’ın rahmeti ve bereketi üzerine olsun. (Ey Rabbimiz) Selam bize ve Allah’ın sâlih kulları üzerine olsun. Şunu bilir ve herkese açıklarım ki, Allah’tan başka ilah yoktur ve yine bilir ve herkese açıklarım ki Muhammed (s.a.s.) O’nun kulu ve peygamberidir.” Efendimiz (s.a.s.) bu dua ile ilgili şöyle buyurmuştur; “Bunu söylediğin veya yaptığın zaman namazın tamam olmuştur.” (Ebu Davud, Salat 178)
Miracda Efendimiz (s.a.s.)’e bildirilen on iki tane emir vardır. Onlar da şu şekildedir; “1-Allah’tan başkasına kulluk etmemek. 2-Ana ve babaya iyi davranmak. 3- Hısıma, yoksula ve yolda kalmışa hakkını vermek. 4- Cimri ve israfçı olmamak. 5-Evladını yoksulluk korkusuyla öldürmemek. 6- Fuhuş ve zinaya yaklaşmamak. 7- Cana kıymamak. 8- Yetimin malına doğru olmayan bir şekilde yaklaşmamak. 9- Söz verdiğinde yerine getirmek. 10- Ölçü ve tartıda doğruluğa dikkat etmek. 11- Hakkında bilgi sahibi olunmayan şeyin peşine düşmemek. 12- Yeryüzünde gurur ve kibirle yürümemek, büyüklük taslamamak.
İşte böyle mübarek bir gecede önce elli vakit olarak bildirilen namaz beş vakte inmekle beraber sevabı elli vakte eşittir. Mirac yükseğe çıkmanın adı ise, namaz da manevi olarak yükselmektir. Bu sebeple “Namaz, müminin miracıdır.”denmiştir.
Allahım! Receb ve Şaban aylarını hakkımızda hayırlı eyle ve bizi Ramazan’a ulaştır! Namazımızı, bizleri senin rızana ulaştıracak şekilde kılmayı nasip eyle! Ailemizdekilerin de devamlı şekilde namaz kılmalarını nasip eyle!
Selam ve dua ile…
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.