Oyun, çocuk için çok ciddi bir uğraş, bir eğlence ve öğrenme kaynağıdır. Dünyanın her yerinde, çocuklar oyun oynarlar. Oyunların biçimleri, özellikleri, oyuncakları yıldan yıla değişse de çocuğun olduğu yerde oyun ve oyuncakların olmaması mümkün değildir. Oyun çocuğun hayatında yeme- içme kadar önemli bir ihtiyaçtır. Çocuklar her zaman zevkle ve istekle oyun oynarlar.
Oyunun çocuğun fiziksel, zihinsel, dil, motor, sosyal-duygusal gelişiminde destekleyici bir rol oynar. Oyun, çocuğun kendini, duygularını ifade edebildiği, becerilerini geliştirebildiği, çok yönlü düşünebildiği bir etkinliktir. Özetle oyun çocuk için en etkin ve kalıcı öğrenme ortamıdır. Eğitim, sadece okullar ile sınırlı değildir. Okul dışı alanlarda da eğitim devam edebilen bir etkinliktir. Okullar gibi, çocuk parkları, çocuk oyun alanları gibi çocukların oyun oynayabildiği benzeri yerler de eğitim sürecinin içinde yer alabilir.
Çocuk için bu kadar önemli olan oyun; çocuğa araştırma, gözlemleme, keşfetme, yeni beceriler geliştirme ve başarısız olma endişesi duymaksızın istediği kadar deneme yapma şansı verir. Ayrıca çocuk arkadaşlarıyla oyun oynayarak; paylaşmayı, yardımlaşmayı, işbirliği yapmayı, sıra beklemeyi, sorumluluk almayı, kurallara uymayı, başkalarına saygı duymayı ve kendi hakkını korumayı öğrenir. Oyun, çocukta merakı arttırır ve öğrenme süreçlerini destekler. Dahası özgüvenini arttırır, sosyal becerileri ve duygusal olgunluğu geliştirir. labilir. Oyun çocuğa problemlerle baş etmeyi de öğretir. Çocuk oyun oynayarak hayatı öğrenir.
Oyun sadece okul öncesi dönem çocukları için değil her yaştan çocuklar için bir ihtiyaçtır. Çocuklar kendilerini ve iç dünyalarını yetişkinler gibi sözcüklerle değil oyun ile ifade ederler. Oyun oynarken sadece kendilerine ait, güvenli bir dünya yaratırlar ve yaşadıkları deneyimleri yeniden canlandırarak bu deneyimler üzerinde bir güç ve kontrol duygusu kazanırlar.
Çocukların oynadığı oyun ve oyuncaklar yaşlarına ve gelişim dönemlerine göre değişebilir. Bebeklik döneminde çocuklar nesneleri ve çevreyi tanımak ister. Etrafında gördüğü her şeyi dokunarak, atarak, ağızlarına sokarak tanımaya çalışırlar. Daha sonra buldukları nesneler ile taklit oyunları oynarlar. Bu dönemde kendi başlarına oynarlar. Etrafta başka çocuk olsa bile onları sadece izler, iletişim kurmazlar.
3-6 yaş dönemi oyun dönemidir. Çocuklar 3 yaşına kadar nesneler ve çevreleri ile deneyim kazanırlar ve 3 yaşından sonra oyun kurmaya başlarlar. Fakat çoğu 3 yaş çocuğu hala oyuncakları paylaşmada, işbirliği yaparak oyun oynamada problem yaşar. Çocuklarda birlikte oyun kurarak oynama yaklaşık 5-6 yaş civarında görülür.
4-5 yaş çocukları çoğunlukla evcilik, askercilik gibi hayali oyunlar oynamayı tercih ederler, izledikleri filmlerdeki karakterleri taklit ederler. Ahşap bloklar ve legolarla çeşitli oyunlar oynarlar. 5-6 yaş çocukları masa oyunlarına daha çok ilgi duyarlar. Kesme yapıştırma ve resim yapmayı, rakamları yazmayı, yapbozlar ile oynamayı tercih ederler.
Oyun, çocuğun deneyimlerinin en büyük tamamlayıcısıdır. Çocuklar oyun oynarken geçmişte kazandıkları deneyimlerini daha üst seviyelere çıkarır, yaptıklarını anlamlandırarak kavrarlar. Çevrede gördüklerini yeni oyunlarına taşıyarak sürekli deneyim kazanmaya devam ederler.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.