Aslında baktığınızda hayat kimseye torpil yapmıyor. Mesela ne kadar paran olduğuyla ilgilenmiyor ya da yakışıklı olman güzel olman çok da önemli değil. Hayatın bizden istediği geçmişten kopmamız, yeni güne ne kadar, nasıl istekli başladığımızı ona göstermemizdir. Sana her gün yeni bir sahne kuruyor yeniden başlayabil diye.
Kimi zaman sorumluklar değişiyor kimi zaman insanlar değişiyor. Bunun nedeni sen her sabah kalktığında yüreğini fikrini tazele diye. Kimi zaman kış yaşatıyor kimi zaman bir sevda mevsiminde kelebekler uçuruyor dünyanızda, ama kimseyi de pamuklara sarıp sarmalamıyor hani. Düşünsenize her an mutlu olduğunuzu ya da işlerin sürekli istediğiniz gibi gittiğini çok saçma değil mi? O zaman nasıl anlayacaksın insan olduğunu nasıl hissedeceksin sevdiğini bu tezat olmasa.
Hayat, bir bakıma da ısrarla senin ne düşündüğünle neye konsantre olduğunla ilgileniyor. Sana, düşündüklerine senden daha çok değer veriyor. Bunu fark edip yaradanın sana verdiği gücü bil diye.
Bunların yanında tabii ki kafa karışıklıkları, kızgınlıklar, hayıflanmalar arasında ruhun gidip geliyor zaman içinde. Bu durumda ne kadar sakin kaldığınla , sorunlara ne kadar çözüm arayıp aramadığınla ilgileniyor. Senin kendini ne için kim için yıprattığın onun pek umurunda değil. Senin ne dilediğin ne istediğin önemli. ‘’AMA’’diye başlamamalısın mesela. Bak, düşün, inan ne diyor tüm yaratılmışlar ne mesaj veriyor sana. Sor mesela kendine : Yaşadıklarında , başına gelenlerde senin hiç parmağın yok mu? Kırılacağını bile bile kaç defa hamle yaptın, kaç kere kendine acımak daha kolay geldi? Tutkularını dualarını gerçeğe dönüştürmek için yeterli mücadeleyi verdin mi? Bunları sor ve unutma hiçbir tecrübe boşa değildir. En büyük korkunuz hayal kuramamak olsun. En büyük yasağında korkmak. Yaradanın mucizesine inanın. Sabret, sev, yılma ,takılma ve de gülümsemeni hiç eksik etme. Hayat senin!
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.