Takip Et
  • 8 Mayıs 2014, Perşembe

Mutluluk

Sabah uyandığınızda, işe başladığınızda ya da yolda yürürken fark etmez. İnsanların suratına bakın. Büyük çoğunluğun suratının asık olduğunu göreceksiniz. Hatta diğerlerinden önce aynaya da bakmayı ihmal etmeyin. Belki de o büyük çoğunluğu oluşturanlardan biri de siz olacaksınız.

Düşüncem, çoğunluğun güne mutsuz başladığı ve bu mutsuzların yüzdeye vursan yadsınamayacak bir kısmının da günü mutsuz bitirdiği. Hepimizin patronu çok kıl, hepimizin iş hayatında hakkı yeniliyor, öğretmenimiz bize taktı ya da ne bileyim sevgilimiz bizi tam olarak anlamıyor, o yüzden mutsuz oluyoruz sanıyorsak, burada adı koyulmamış ve farkına varılamamış bir hata olduğunu anlamak için âlim olmaya gerek yok. Peki bu hatalar… Bunları ele almadan bu mutsuzluktan kurtulmamız mümkün değil sanırım.

Albert Einstein’ın çok sevdiğim bir cümlesi var:

Siz bir balığın yeteneğini ağaca çıkmasıyla ölçerseniz, balık tüm ömrünü aptal olduğuna inanarak yaşayacaktır.

Şimdi kendimizi bir balık olarak ele alalım. Yapabileceğimiz şeyler, su altında durabilmek, yüzmek olsun. Şu an yaptığımız şey yüzmek ya da su altında durmak dışında bir şeyse bizim sorunumuz budur aslında. Eğer mutsuz olduğunuz bir işte çalışıyorsanız istifa edin!

Hayatınızda ailenizden çok zaman geçirdiğiniz bir yer varsa orası işyerinizdir. Orada mutsuz olmanız demek, mutsuzluğu alışkanlık haline getirmenize eşdeğer.

Yeteneklerinizi ortaya çıkarın!

İbrahim Tatlıses, şu an elleri nasır tutmuş şekilde bir inşaatta harç karıyor olabilirdi. Ama bunu yapmıyor. Neden olduğunu hiç düşündünüz mü?

Cesur olun!

Futboldan hoşlanıyorsanız, futbol oynayın. Belki bu Sergen Yalçın kadar iyi olmadığınız anlamına gelebilir, ama bir gün ondan daha iyi olmayacağınız anlamına gelmez, korkmayın!

Vazgeçmeyin!

Deneyin, yenilin. Yine deneyin, yine yenilin. Ama daha iyi yenilin. Gerçekten sevmediğiniz her şeyi hayatınızdan çıkarın. Yoksa size dikte edilen hayatı yaşamak zorunda kalabilirsiniz... 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.