İnsan, hayattan vazgeçmemek için iyi veya kötü her şeyi yapabilir; bazen isteyerek, bazen de istemeden, çoğu zaman umut ederek iyi şeyler, nadiren kötü şeyler...
Buna tüm hataları ve alınabilecek maddi manevi bütün riskleri katabilirsiniz.
Hayatta birçok amaç varken bunların gerçekleşmesi için sadece fedakarlık ve hayal etmek yetmeyecektir, bunun için en başta kendini bir tane ve vazgeçilmez hissetmek şart.
Bu nedenle insan kendi hayatının vazgeçilmezi olmalı ki yapmak istediklerinin anlamı olsun ve yaptığı kötü şeyler bile anlam bulsun. Bu yüzden mekan ve zamanda değişken olmakla beraber insanlar birbirinin vazgeçilmezi olabilirler. Yeter ki amaçlar ve değerler ortak olsun. Kendinizi vazgeçilmez hissedemezseniz yaptıklarınızın geride bıraktığı gerçekler tartışılır; dolayısıyla vazgeçilebilen ortalama işlemler, hisler, düşünceler bırakırsınız miras olarak.
Vazgeçilmez olduğunuzu düşünürseniz, hayat, sizden vazgeçse de, insanlar kalıcı olarak bıraktıklarınızdan vazgeçemeyecektir.
Nasıl ki bir şeyler yemekten, nefes almaktan vazgeçemiyorsa...
Hayat, tüm durumları yönetme sanatıdır ve aynı hayat, bedensel olarak yok olacaksak da, kalıcı bir şeyler ve vazgeçilmezliği bırakmalıdır geride.
Bir insanın, kendini vazgeçilmez düşünmesi yada birilerinin ondan vazgeçememesi; aptallık değildir.
Eğer vazgeçemezsen, vazgeçemiyorsan ya da vazgeçilmez isen bu, güzel şeyler yaptıran zekice bir düşüncenin yolunu açar.
Hangimiz, bize ihtiyacı olmadan bizi yaratandan vazgeçebiliriz ki..
O'nun yarattıklarına vazgeçilmez ve kuşkusuz ihtiyacımız varken.
Dünyada birçok hayvan, bitki, taş gibi... Farklı şekil, renk, koku, yapısal özellikte.. Hepsi biricik ve bir tane aynı zamanda vazgeçilmez parçalardır düzen ve güzelliğin içinde. İnsanlar da böyledir.
Ve kimsenin aynısından yok bu dünyada boşuna aramayın!
Çünkü herkes bir tane ve biricik özelliklerle vardır, vazgeçilememesi için bu yeterli olacaktır.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.