Bazı insanlar hayatını ana metninde değil altındaki dipnotlarda yaşar.
"Anlat"dedi kadın". '' Ne anlatayım diye sordu, kalmadı bir şey" dedi adam sıkıntılı bir sesle.
''Yani her şeyi anlattın mı diye sordu kadın bu defa .''
''Mesele bu ya !'' dedi adam kadına dönerek , ''Ben aslında anlatmak istediğim hiçbir şeyi anlatamadım''
''E anlat işte diye üsteledi kadın.''
''Neyi ?'' diye sordu adam.
''Anlatamadıklarını'' dedi kadın.
''Anlatamadıklarını nasıl anlatabilirdiki insan? ''diye sordu adam kadına , belki o soru kadına değil de kendineydi, içinin derinliklerineydi.
Düşündü adam. Kıraç tarlalar , boynu bükük ayçiçekleri , uzak bir iğde ağacı,bir küçük köylü kızı ve hikayesi yükünün altında ezilen insanlar...Anlatamadıklarımız silinip gidiyor gözlerimizde. Evlerin içinde hayatlar , hayatların içinde sevgiler , acılar korkular ve mutluluklar...Bunlarla birlikte yollar ileriye doğru , hayatlar geriye doğru uzanıyor . Bazende kederli,tedirgin ve gidecek hiçbir yeri olmayan mektuplar yazıyoruz benliğimizle.
Biz dostlar , bilinmeyen bir çok şeyin içerisinde zamanın ağır gövdesini sırtımızda taşıyoruz .Yaşanan her şey , meçhul görünen bir maluma doğru süzülüp gidiyor.Aslında hayat , her gün bize bir şey söylüyor.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.