Dinî hayatımızın en önemli dönemlerinden olan, ayların sultanı, hidayet rehberimiz olan Kur’an-ı Mübin’in nazil olduğu Ramazan-ı şerife girmenin heyecanını yaşıyoruz. Yaşadığımız Kahramanmaraş merkezli depremin de etkisiyle yaklaşık iki aydır gönüllerimiz buruktu. Nihayet camilerimizde teravih namazlarıyla, hep bir ağızdan coşkuyla söylenen tekbir ve salavatlarla farklı bir atmosfere ulaştı. İnşallah evveli rahmet ortası mağfiret ve sonunun günahlardan arınma günleri olan Ramazan, içinden geçtiğimiz bu sıkıntılı günlerde gönül dünyamıza ferahlık getirecek ve zorluklar karşısında dayanma gücümüzü artıracaktır.
Ramazan, esasen içerisinde nice hikmetler dolu ve orucun mana âlemine taşıdığı derin anlamları içinde barındıran bir takva ayıdır. Yani yemeden içmeden belirli bir süre geçirilen zaman oruç ibadetinin görünen kısmıdır. Esas oruç, bizim için nefsin terbiyesiyle başlar ruhun arınmasıyla devam eder ve nihayetinde gönlümüzün kemale ulaşma çabasıyla zirveye ulaşan bir süreçtir. Kur’an aşkımız ve şuurumuz Ramazanda okunan mukabelelerle pekişirken Kur’an-ı Kerim’in manasıyla hayatımız yeniden inşa etme gayretimiz manevi değişim ve gelişimimize eşlik eder.
Ramazanın manevi havasının yanında bir de maddi olarak toplumsal hayatımıza önemli katkısı olmaktadır. Ramazan, birlik, beraberlik, paylaşma ve dayanışma ayıdır. Depremde 50 bini aşkın vatandaşımızı kaybetmenin derin üzüntüsünü yaşarken milyonlarca kardeşimizin de evlerinden ocaklarından uzak çadır kentlerde, yurtlarda ya da evlerde hayata tutunma gayretine şahit oluyoruz. İşte tam da bu süreçte bir yandan omuz omuza kılacağımız namazlarla daralan ruhlarımız feraha kavuşup huzur bulurken öte yandan zekât, fitre ve sadakalarımızla bunun yanında iftarlarda kuracağımız sofralarla nice kardeşlik köprülerinin kurulmasına vesile olabiliriz.
Ramazan’ın tamamında sahur ve iftar sofralarımız Ramazan’ın ruhuna uygun şekilde düzenlenmelidir. Bir tabak çorbanın, bir dilim ekmeğin kıymetini deprem bölgesindeki zorlu süreçte tecrübe ettik. Paranın bir anlam ifade etmediği sadece merhamet ve yardımlaşmanın bir anlam ifade ettiği günler yaşadık ve yaşıyoruz. Dolayısıyla Ramazan ayında çok masraflı iftar sofralarının ve şatafatın Ramazan’ı ruhundan uzaklaştırdığını unutmayalım. Gösterişli sofralarda bir araya geleceğimiz bir ay olmamalıdır. Zenginin zengini, davet ettiği, fakirin yine tek başına kaldığı bir Ramazan geçirmekten şiddetle kaçınmak gerekir. İbadetleriniz makbul, sofralarınız bereketli olsun. Selam ve dua ile…
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.