Bu kadar kötü olacak ne var? Daha deprem yeni olmuş… Tüm Türkiye seferber olmuş.
Bir yandan da devlet yok feryatları yükseliyor belli bir kesimden. Sonra bakıyoruz ki bunların hiçbiri deprem bölgesinde bile değil.
Orada olmadan Nişantaşı, Yunanistan, Amerika bilmem nereden sosyal medyada deformasyon yapan tipler. Vay efendim nasıl olurda twiter yavaşlar diyip deprem bölgesine koşmayıp ta BTK nın önüne koşanlar.Enkaz altından çıkan vatandaşın tekbir getirmesinden rahatsız olanlar var da var nasıl yapalım da ülkeyi karıştıralım derdine düştüler.
Afet yaşıyoruz ve insanlarımız acı içinde, belki de çaresizlik içinde. Yardım bekliyor destek bekliyor. Devlet eksik kaldıysa sen koş eksiği tamamla. Ulaşılmadık yer varsa sen ulaş.
Tutulmadık el varsa sen tut. Boş boş dezenformasyon yaparak ne kazanacaksın.
Devlet güçsüz kalırsa, devlet yetmezse, devlet aciz kalırsa mutlu mu olacaksın?
Çok şükür Türk devleti var olduğu günden beri en güçlü zamanlarını yaşıyor.
Milleti de dayanışmanın ne demek olduğunun dersini veriyor.
Bu günler geçer. Yarın bu yapılanlar unutulmaz ama birileri mücadele etmenin huzuruyla sürdürür yaşamını birileri yaptıklarının utancı ve vicdan azabıyla tabi varsa vicdanları.
Niyeti iyi olan zaten laf üretmek yerine gidip merhem olmaya çalışıyor bölgeye.
Bu milletin sanatçıları, sporcuları örneğin anında reaksiyon gösterdiği gibi bölgeye giderek ellerinden geleni yapmanın gayreti içinde oldular.
Avrupa’da oynayan futbolcularımız oynadıkları takımı ve ülkedeki spor camiasını harekete geçirerek yardım kampanyaları düzenliyor. Dünyaca ünlü sporcular şarkıcılar sanatçılar üst üste destek mesajları veriyor. Düne kadar hasımlık yapan Yunanistan Ermenistan gibi ülkeler bile elden geldiğinde yardım sağlamaya destek olmaya çalışıyor.
Milyonlarca insan eksik bulmaya değil eksik kapatmaya yöneldi. 90’lık ninelerimiz elindeki üç kuruşu veriyor devlete, 5 yaşındaki minik çocuklarımız kumbaralarını patlatıyor yardımcı olmak için.
Kötülüğü büyütmek için gayret niye? Eksik varsa eksiği kapatmak için uğraş.
Yanlış varsa onu konuşacak günler var daha. Kalkıp bir yere giden yok. Hesap soracaklarımızdan günü gelince sorarız. Ama o gün acıların gözyaşlarının arza yükseldiği gün mü?
Gün siyaset yapma günümü?
Acıyı istismar ederek siyaseten ne elde edebilirsin ki? Bu rezilliğiyle iktidarı mı düşüreceksin? Hükümet düştü diyelim bunun faydası kime? Seçim mi kazanacaksın? Bugün bile her şeyi devletten bekleyen bu zihniyet, elini bir türlü taşın altına koymayan, bir türlü lüksünden bir türlü keyfinden geri gelemeyen ve her defasında bozgunculuk için mücadele eden bu zihniyet mi ülkeyi hak ettiği yere taşıyacak. Orada tekbir getirenler vardı, orada Allah Allah diyenler vardı, tanrım diyenler vardı.
Müslümanı, Hristiyanı, Yahudisi, ateisti bile vardı. Siz nasıl bir ırksınız ya da nasıl bir yaratıksınız acaba? Kaos ülkeye de millete de zarar verir her şartta. Kim ister kaosu.
Millet düşmanları devlet düşmanları ülkemde gözü olanlar, işgal meraklıları, teröristler. Hangisine giriyorsunuz acaba?
Hangi oyuna hangi plana hizmet ediyorsunuz? Neyi hedefliyor hangi yolu tutuyorsunuz?
Kendiniz çalıp kendiniz oynuyorsunuz. Onca dezenformasyona rağmen kendi kitleniz dışında inanan yok. Olsa o yardımlar her gün artarak sürmez, seferberlik el birliği ile büyütülmezdi.
Bir grup gerizekalıya inanmadı milletimiz.
Soytarıya verdiği değer ancak soytarı kadardır onu da görmüş olduk.
Kötü her zaman kötüdür ve kötü ne söylerse söylesin hesabı kötüdür.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.