Anladık, dünya tuhaf bir döneme evriliyor. Salgın dengeleri değiştirdi. Bütün dünyada hayat şartları ve yaşam düzenleri, algılar değişiyor. Fiyatlar artıyor. Tamam da buna kendi alanında çözüm düşünmek yerine fırsatçılığı da aşan sömürü boyutuna neden geliyor?
“Her şey değişiyor” deyip işini aynı şekilde yapıp zam üstüne zam yapan fırsatçılar kendilerini çok mu başarılı buluyorlar. Sektörlerinde yenilik düşünmeden, iş yapma şeklini değiştirmeden ne kadar devam edebilirler. Bu konuda ki önerilere kulaklarını neden tıkarlar? Hizmet verdikleri kesim bu duruma ne kadar dayanabilir?
Bu şekilde devam ettiklerinde hizmet verdikleri kişiler paralarını helal ediyorlar mı acaba. Helal edilmeyen paranın bereketi olur mu?
Ekmeğe devamlı zam var. Toplum ekmeğe yükleniyor. Yanındaki katık da almış başını gitmiş. Toplu ulaşım daha farklı olabilir mi? Çözüm bulunabilecekken neden hayatı birbirimize zorlaştırıyoruz.
Ülkesine bağlı olan insanlar, insanını sever, kollar, hayatını kolaylaştırır. Ama öyle bir duruma geldik ki fırsatçılar çoğunluk olmuş.
Uzun bir zamandır hani hep bahane ettikleri dolar arttı euro arttı diyip işi içinden çıkıyorlar ya eee onlarda uzun zamandır sabit peki bu Anlık olarak fiyat etiketi niye değişiyor. Yani keyfi değişiyor. Diyeceksiniz ki kontrol olmalı. Devlet kontrolü yapar, kontrolü yapan kimse gidince tekrar fırsatçı istediği gibi at oynatır. Yani çözüm, etik davranış, vicdan ve insan odaklı olmak.
Bencillik ile “daha çok kazanayım “ hırsı ile nereye varılabilir. Her birimiz toplum iyiyse iyi olabiliriz. Hepimiz tek tek toplumu oluşturuyoruz ve birbirimizi etkiliyoruz.
Herkesin birey odaklı olması, toplum için kısa ve uzun vadede iyi değil. “Günü kurtartma” durumu ile yaşamak çözüm değil.
Önerim herkesin yaptığı işi “toplum için nasıl daha farklı yapabilirim, maliyetleri nasıl düşürebilirim” diyerek farklı yapmaya odaklanması. Zor bir şey değil. Sadece bakış açısını değiştirmek gerekiyor. Böyle bir bakış vizyon gerektirir. Fırsatçılar ve başkasını sömürme düzeyinde düşünenler ve iş yapanların toplum odaklı bir vizyon düşüncesi yok. Ama olmalı. Fahiş fiyatla satıp “ne kadar akıllıyım” derseniz, her şeyi hep kendinize yontarsanız bir gün aklınız gidiverir.
Sözün özü; fırsatçılık sürdürülebilir değildir. Olmamalı. Toplum odaklı değilsen ülkeni de sevmiyorsun demektir. Başkasının işini kolaylaştır, insanını önemse, yokluğu ve yoksunluk halini hisset. Birimiz hepimiz için.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.