Ramazan ayı denince akıllara eski ramazanlar geliyor.En önemli sembol ise hiç kuşkusuz Ramazan davulu.
Osmanlı ve Cumhuriyet döneminde maniler eşliğinde davul sesiyle insanlar sahura kaldırılırdı. Çünkü insanları sahurdan haberdar etmek için başka bir çare yoktu. Bu uygulama zamanla çok sevildi. Ve gelenekselleşti. Günümüze kadar da geldi.
Ama ne yazık kı günümüzde davul çalanların derdi gelenek filan değil, para kazanmaktır. Gelenek kavramı burada istismar ediliyor.
Aydın da imsak saati 05:13 olarak Diyanet tarafından belirlenmiş.
Normal şartlarda Aydında yaşayan birisi saat 04:00 civarında uyanıp 20-25 dakikada yeme içme işini hallettikten sonra 05:13’de sabah ezanının okunmasıyla birlikte namazını kılıp uyumayı planlar.
Genellikle böyle yapılır. Ama istisnalar elbette doğal olarak var. Bazıları daha erken sahur yapıyor, bazıları ise benin gibi sahur vaktine kadar hiç uyumuyor. Ama genelde ve mantıklı olanı sahur vaktine yarım saat kala uyanmaktır.
Bu durumda davulun saat 03:30’ten sonra çalmaya başlaması lazım ki işe yarasın, amacına ulaşsın. Peki böyle mi oluyor?
Örneğin dün gece saat 02:00’ de davul çalmaya başladı.
Üstelik manilerle, melodilerle de çalmıyorlar davulu.
Tokmağı rastgele sanki tenekeye vuruyor.Vurabildiği kadar vuruyor. Hele ışıklar yanmamışsa biraz daha biraz daha…
O zaman bir şeyler yapmalı. Ramazan davulu Kur’an ayeti değil. Değiştirebilir, uyarlayabilir, faydalı hale getirebiliriz. Ramazanı, davulcunun insafına bırakırsak o da dengi dengine çalar. Yanlış anlaşılmasın Ramazan davulu kaldırılsın demiyorum
Çözüm bu değil. Geleneği sürdürmemiz lazım. Ama bu haliyle değil,orijinal haline döndürerek.
Öncelikle davulun saatinde ve doğru çalınmasını sağlamamız şart.
Aydın için bu yıl en erken 03.30’dan sonra insanlar davul sesi duymalı.
Mademki bir davulcu bir mahalleye yetmiyor.O halde süreyi kısaltmanın yolu, mesafeyi kısaltmaktır. Davulcunun her sokağa, her caddeye girmesine gerek yok çünkü zaten insanlar çalar saatle sahura kalkıyor.Burada amaç sembolik olarak bu geleneği aslına uygun devam ettirmek.
Bu amaç doğrultusunda mahallelerin iç kısımları ve ara sokakları yerine belirli ana caddelerde manilerle çalınması kültürel mirasın devamına da katkı sağlamış olur.
Davul geleneği, günümüz şartlarına uygun, ehil kişiler tarafından, geleneksel giysiler ve maniler eşliğinde uygulanırsa inanın güzel ve bir o kadar anlamlı olur.
Çünkü Ramazan rahmet ve mağfiret ayıdır.
İçinde olumsuzlukları değil, güzellikleri barındırır
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.