Her hafta bu köşeden Aydın ile ilgili fikirlerimi, eleştirilerimi ve önerilerimi kaleme alıyorum. Aydın ile ilgili bir vatandaş olarak onca sorun göze batıyor ki bir de basın camiasının içerisinde mesai yapınca, ‘bu hafta ne yazarım yerine hangisini önce yazsam’ diye düşünmek zorunda kalıyorum.
Ama bu hafta Aydın’ın sorunları ve vatandaşların beklentilerini yazmamın hiçbir önemi olmadığını anladım. Çünkü Pazar günü gelen o acı haber ile ülke olarak sarsıldık. Yıllardır mücadele ettiğimiz hain terör örgütü PKK , hatta son dönemde bu örgütün siyasi kolunun kapansın mı kapanmasın mı tartışmaları devam ederken 13 vatan evladını yıllarca işkence edip bir mağarada tuttuktan sonra haince kalleşçe, korkakça ve alçakça şehit etti. 13 aileye ateş düştü 6 yıl önce yaşadıkları acıları tekrar yaşadı belki bir gün döner umuduyla bekleyen umutlarını da yıkmış oldu ve maalesef ki aynı acıları ulusça tekrar yaşadık.. Hatta bu vatan evlatları içerisinde 6 yıl önce PKK terör örgütü tarafından kaçırılan Aydınlı Uzman Çavuş Sedat Vardar’ın da yer aldığı iddiaları da yer aldı. Yapılan DNA testi sonrası 13. Şehidimizin Sedat Vardar olmadığı ortaya konuldu. Ateş düştüğü yeri yakıyor maalesef söylenecek söz bulamasak da sorulacak o kadar çok soru var ki ne söylense boş şehitlerimiz geri gelmiyor.. Ülke olarak yaşadığımız bu acının tekrar yaşanmaması dileğiyle, Şehitlerimiz Hava Savunma Uzman Çavuş Hüseyin Sarı, Jandarma Personel Astsubay Başçavuş Semih Özbey, Polis memuru Sedat Yabalak, Tankçı Er Adil Kabaklı, Polis Memuru Vedat Kaya, Jandarma Er Süleyman Sungur, Uzman Erbaş Mevlüt Kahveci, Topçu Er Müslüm Altıntaş, Hava Savunma Uzman Çavuş Hüseyin Sarı, Aydın Köse Muhammet Salih Kanca ve Er Sedat Sorgun’a Allah’tan rahmet, ailelerine ve tüm yurttaşlarımıza da başsağlığı diliyorum. Gerçekten bu acının tarifi yok ve sözün bittiği yer.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.