Malumunuz geride bıraktığımız 2020 yılı; depremler, pandemi, savaş çıkacak mı - çıkmayacak mı, petrol bulduk mu - bulmadık mı? Amerika seçimleri... derken geride kaldı .Yepyeni bir yıla girdik. Pandemi henüz bitmedi, bitmediği gibi bir çok belirsizlik ve bilgi kirliliği ile devam ediyor.
Halen maske takmalı mıyız- takmamalı mıyız? market poşetinden geçer mi-geçmez mi?, yok eldiven tak takma, virüs havada asılı kaldı- yok kalmadı tartışmaları... Tüm bunlar yaşanırken; her gün bilim kurulu üyeleri açıklama yaparken, bir de aşı olmalı mıyız- olmamalı mıyız?... tartışmaları aldı başını gidiyor. Gün geçmesin ki uzmanlar bu konuda açıklama yapmasın.
Pandeminin başına dönecek olursak; daha başında aşı bulunmalı, aşı şart, o kadar bilim adamımız var, neden aşıyı halen bulamadık... söylemleri yıl boyu devam etti .
Ve 2020'nin son aylarına doğru önce Almanya'dan Türk hekimlerinin bulduğu aşı denemelerine başlandı. Bu başarı göğsümüzü kabartsa da, Atatürk'ün bir sözünü anmadan geçemeyeceğim; "Beni Türk hekimlerine emanet edin". Yerli aşımızı bekler olduk. Müjdeli haberi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan verdi. Mart ayında kendi aşımızın denemelerine başlayacağız dedi.
Aşı karmaşası devam ederken sağlık bakanlığı 50 milyon doz Çin'den alınan aşının ülkemizde uygulanacağını duyurdu, duyurur duyurmaz da; çeşitli senaryolar üretilmeye başladı.
Güvenli değil, yok ucuz diye Çin'den aldık, yok 50 milyon doz kime yetecek önce kimler aşılanacak gibi bir sürü soru.
Pandeminin başında aşı olsa da kurtulsak diyenler bu defa biz aşı olmayız demeye başladı.
Bizim oralarda bi laf vardır:
'Çağırırlarsa gitmeyek, çağırmazlarsa küsek' ne demek istedim anlatayım.
Elazığlı iki ablamız mahallede kapının önünde oturuyorlarmış, o gün de mahallede düğün varmış, sohhbet ederlerken; biri diğerine demiş ki, düğüne gidecek misin? Diğer komşu cevap olarak, gız anam gidek de.. altın takmamız lazım bu pahallık zamanda ne takacaz en iyisi gitmeyek demiş. Diğer komşu da; o zaman şöyle yapalım, çağırırlarsa gitmiyek. çağırmazlarsa küsek! işte aşı da, tam böyle oldu. Aşı olalım da, bu hastalıktan kurtulalım diyenler, sırf muhalefet olsun diye aşı olmayacağız diyorlar. Kardeşim sormazlar mı adama aşı niye yok diye evzinip duruyordun?!
Demem o ki; bu aşı Çin aşısı ben olmam diyeceğimize, aşımızı olup, hem kendimizi hem de sevdiklerimizi kaybetmeyelim.
Son olarak 2021'de yapmak istediklerim:
her ortama maskesiz girebilmek,
İçinde pandemi, virüs entübe, mutasyon, aşı bulaş kelimelerinin geçmediği haberler okumak, sevdiklerime sarılmak,
kalabalık yemek davetlerine katılmak ve tabi ki en önemlisi sağ kalmak.
Sizler için de temennim, kalın sağlıcakla.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.