Devlet adabı olduğu gibi, devlet dairlerinin de bir adabı, bir kuralı vardır. Orası, her isteyenin, eline kılıç alıp, İnsanları toplayıp, baskın yapacağı, Şu saat de geliyorum. Hesap soracağım diyeceği yerler değildir. Hesabı, o kuruluşun amiri, kanun ve yönetmelikler çerçevesinde sorar. Tribüne oynayıp,kendi yandaşlarına şov yapmak isteyenlere,devlet geleneğinde müsaade edilmez.Diyelim ki,TUİK e gittiniz.Neyin hesabını soracaksınız?
Bizler de,TÜİK in açıkladığı enflasyon oranlarından memnun değiliz.Çeşitli ortamlarda bunu dile getiriyoruz.Mesele,TUİK in açıkladığı enflasyon oranları değil ki.O oranları tespit etmek için kullanılan yöntemdir.Enflasyon sepeti dediklerinin içi, diş Fırçası, Kadın Pedi, Pinpon Topu, gibi,alakasız şeylerle dolu.O malum sepete, domatesi, biberi, Ayçiçeği yağını, Zeytini, Peyniri, Ekmeği, Simit’i, Benzini, mutfak gazını koyun bakalım. Sonuç ne olur. İşte tam da Sıkıntı buradadır.
Ana muhalefet lideri yanlış işler yapıyor. Ona buna çatıyor. Gelirsem hesap soracağım diyor. Büyükelçilere mektup yazıyor. Esnafa, temel gıda maddelerine zam yapmayın. Biz iktidar gelence zararınızı ödeyeceğiz diyor.Bu ülkede yaşayan insanlar kimleri görmedi ki Rahmetliler,Ecevit,İnönü,Demirel,Özal,Mesut Yılmazı gördü. Hala hayatta olan Deniz Baykal’ı bile gördü. Hiç biri böyle yanlış yunluş şeyler yapmadı.Söylemedi.Bu işin bana göresi sana göresi var mı bilmem ama bildiğim kadarıyla Ana muhalefetin, devlet kurumlarını denetleme ve hesap sorma gibi,yetki ve yükümlülüğü yoktur.Kimlerin hesap soracağı kanunla bellidir. TUİK yöneticileri,doğrusunu yapmıştır. Bildiğim ve öğrendiğim kadarıyla herhangi bir lider, isterse muhalefette olsun, bir kuruluştan bilgi almak isteyebilir arayabilir. Geleceğini söyler ve kapıda karşılanır. Tıpkı Merkez Bankasında olduğu gibi. Ama;baskın yapacağım,Hesap soracağım derse,aksi olur.Adama sorarlar o zaman.Siz kimsiniz?Hakim misiniz?Yargıtay mısınız? Sayıştay mısınız?
Yazıma Konuya birebir uyan bir Nasrettin Hoca fıkrasıyla sonlandırayım
Gece uyurken, hocanın Bıyığının arasından bir Fare geçmiş. Ertesi gün hoca, bıyıklarını kesmiş. Görenler”Hocam. Hayırdır. Neden kestiniz?”diye sormuşlar. “Yıkardınız, temizlerdiniz. Olur, biterdi “diye de eklemişler. Hoca ise noktayı koymuş.”İyi güzel de, bunu gören başka Fareler, orayı yol zannedip geçerlerdi. Benim Bıyığım da yol olurdu.
Her önüne gelen siyasetçi, kurumlardan hesap sormaya kalkarsa, ipin ucu kaçar. İşte bu Nasrettin Hoca fıkrası, bunu en iyi şekilde anlatmaktadır. Demek ki, müsaade edilseydi, her parti, ya da lideri, yetkileri olmadığı halde kurumları basıp, hesap sormaya kalkarlardı. Sağlıcakla kalınız.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.