Asrın felaketinin üstünden 23 yıl geçti, bu kez “ateş düştüğü yeri” yakmakla sınırlı kalmadı tüm insanlığı yaktı. Yıkım ve can kaybı Marmara bölgesini etkisi altına aldı.
Hatırlaması bile dehşet, bitmek bilmeyen süre. Herkes kendince ayrı anı biriktirmiştir, tek ortak anı yaşanılan kaygı ve acı. Çaresizlik karşısında verilen dramatik ağır sınavlar.
Acı ve gözyaşı ilk günkü tazeliğini korumakta, bir daha böylesi ağır acılar yaşamamak duası ve dileği dillerimizden hiç düşmedi.
Şimdi gelelim günümüze, 23 yıl süre içerisinde neler yapıldı.
Dilimize pelesenk olmuş bir söz “Deprem öldürmez, tedbirsizlik öldürür” yıllar yılı tekrarladık durduk, ne kadar yol kat ettik, işte sorgulanması gereken durum.
Önceki gün İzmir Kuşadası açıklarında 5 şiddetinde deprem oldu,ondan önce Türkiye’nin bir-çok bölgesinde depremler yaşanıyor.
Türkiye’de deprem gündemi sadece bir gün sürüyor. Eğer çok şiddetliyse, Allah korusun can kaybı varsa birkaç gün!
Sonra unutuluyor!
Koskoca 17 Ağustos depremi bile yılda bir kez hatırlandığına göre gerisini siz düşünün artık.
Sadece deprem değil, tüm afetlerde bu böyle değil mi?Sel oluyor, sel gündemi birkaç gün!
Orman yangınları oluyor, yangın sönene kadar gündem! Başımıza geldiğinde gündeme gelen sonra unutulup giden ve bir sonraki gelişinde yeniden gündemimiz olan afetler.
17 Ağustos tarihi yaklaştığında herkes hatırlar sonra herkes yeniden unutur! Vatandaşın da, yerel yönetimlerin de, devletin de hafızası ne yazık ki böyle işliyor memlekette!
Aydın'da depreme ne kadar hazırız, bunun ayrıntılı raporu ya da dökümü var mı? Ne hazırlık yapıldı?
yerel yönetimler hangi çalışmaları yaptılar? Bilen yok bence bunu düşünende yok.
Sağlam yapılar ve şehirler için kentsel dönüşüm gerçeği de artık kabul edilmeli ve bu yönde-ki projelere kararlılıkla başlanmalı ve destek verilmelidir. Yerel yönetimler ve devlet bu ko-nuda elini taşın altına koymalıdır.
Şehirdeki yapıların risk haritası çıkarılmalı, riskli yapılar yenilenmelidir. Bu konudaki en iyi yöntem de kentsel dönüşüm olacaktır. Müteahhitle vatandaşı baş başa bırakarak bu projele-rin başarılı olacağını düşünmüyorum, yerel yönetimler ve devlet de hem yönlendirici hem de destekçi olmalıdır.
Aksi halde deprem olacağını ve riskli yapıların bu depremde yıkılacağını bile bile seyirci kal-mak olsa olsa faciaya ortak olmak demektir.
17 Ağustos depreminin 23. yılında bu tartışmaları yapıyor olmamamız gerekirken nelerle uğraşıyoruz.
Deprem gerçeği ve bu gerçekle yaşamak zorunda olduğumuz kaçınılmaz bir durum, tedbir-sizlik öldürür gerçeğinden hareketle bu duruma son vermeli. Zaman kaybetmeden Aydın da kentsel dönüşüm sağlanmalı, iş işten geçmeden.
‘’Sesimi duyan var mı’’ çığlıkları birçoğumuzun kulağında çınlamakta.
Aynı acıları tekrar yaşamayalım
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.