Öyle büyük acı ki bu, bir türlü geçmiyor.
Hiç bir şey teselli etmiyor ve hiçbir şey dindiremiyor yaralı ruhumuzu.
Her yaşanan manzara bizi götürüveriyor yaşadığımız depreminin korkunç manzaralarına. Çaresizliğe, bomboş bir geleceğe ve beklentisizce yaşamaya. Bilinçsizce ve nereye olduğunu düşünmeden kaçışa. Evet. Yaşadık. Aradan geçen 24 koskoca sene ardından hiç bir şey değişmeden binlerce kayıpla tekrar yaşadık. 17 Ağustos da o gün yeni doğan bebekler şimdi genç birer kız veya delikanlı. Aralarında birçoğunun annesi ya da babası yok. Onlara ne olduğunu bilmeden büyüdüler. Hatta son ki yaşanan deprem de enkazda kalan bile var. Ya şimdi, farklı mı yani? Yine aynı şeyler yaşanacak. Ve, çocuklar aynı acının zehrini tadacak. Biraz daha büyük çocuklarsa daha da ağırını yaşayacak. Anne ve babalarının göz bebeği, saçının telini sakındıkları biricik yavruları. Etraflarında neler oluyor. Neler, neler görüyorlar, duyuyorlar böyle. Enkaz ne demek?. Artçı ne demek?. Fay hattı nedir?. ölümden nede çok söz ediyor herkes.
Enkazda kalmış, kolu kopmuş, bacağı kesilmiş kişilerden konuşuluyordu yanlarında. Hep ağlıyordu büyükleri çokta üşüyorlardı buz gibi çadırlarda. Arkadaşları nerelerdeydi Sahiden ölmüş olabilirler miydi?. Buse, Merve, Hasan, Lale, Osman. Nereye saklanmışlardı acaba. Yoksa bir daha göremeyecekler miydi birbirlerini. Okulun bahçesinde, parkta birlikte oynamayacaklar mıydı?. Evleri de yok olmuştu çoğunun. Ne kat kalmıştı, ne balkon. Yine etrafındakilerden duyuyordu konuşulanları minik yüreği çarparak. Ailecek enkazın altında kaldıklarını.
Ama belki de evde yoklardı diye küçük bir sevinç geçiyordu aklından. Belki de tatile gitmişlerdi. Okullar açılırken dönerlerdi mutlaka. Bu çok konuşulan ölüm ne demekti sahiden. Babaannesinin Anneannesinin anlattığı masallarda çocuklar hiç ölmezlerdi ki. Hiç duymamıştı, görmemişti çevrelerinde bir çocuğun öldüğünü. Şaşkın, korkak ve çaresiz.
İşte böyle bence bir çocuk gözüyle depremin görünen diğer bir yanı. Ah çocuklar. Küçük canlar. Keşke hep gülseydiniz. Hep mutlu olsaydınız. Para hırsıyla yapılan çürük yapılar ezip geçemeseydi sizi. Dilerim hayatta bastığınız her adım sapasağlam olur. Geleceğin Türkiye'sini yıkılmaz güçlü temellerle inşa eder, korkusuzca yaşar, yaşatırsınız.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.