Nobel Kimya ödüllü Türk bilim insanı Prof. Dr. Aziz Sancar, "Türkiye'nin 2'nci yüzyılı için en çok bilime ihtiyacımız var. Bilimde kuvvetli olursak her şeyde kuvvetli oluruz. Bunun ispatını şimdiki jeopolitik dünyada görmek mümkündür." ifadelerini 100. yılımızda dile getirdi.
Nobel Kimya Ödülü'nü 2015'te kazanan ilk Türk bilim insanı olarak tarihe geçen Prof. Dr. Aziz Sancar, Cumhuriyet'in 100. yıl dönümüne ilişkin değerlendirmelerinde her zaman olduğu gibi Cumhuriyet vurgusu yaptı.
"Nobel Ödülü, Atatürk ve Cumhuriyet tarafından kazanıldı" diyen Sn. Sancar,
ABD'de North Carolina Üniversitesi'nde 2017'de Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla düzenlenen konferansta yaptığı konuşmayı hatırlatarak, burada dile getirdiği ifadelerini tekrar aktardı:
"Benim bilimsel olarak eğitilmem Türkiye'de gerçekleşti. Bilim metodunu Türkiye'de öğrendim. İlkokuldan liseye ve İstanbul Tıp Fakültesi'ne kadar olağanüstü hocalarım oldu. Okuduğum yıllarda İstanbul Tıp Fakültesi Avrupa'nın en iyilerinden biriydi. Bu nedenlerle inanıyorum ki aldığım Nobel Ödülü, Atatürk ve Cumhuriyet tarafından kazanıldı. Bu sebeple Nobel madalyası Anıtkabir'de."
Nobel Ödülü'nün sadece kendisini ve Türkiye Cumhuriyeti'ni değil, bütün Türk dünyasını temsil ettiğini belirten Sn. Sancar, "Toprağımız bize verilmez, toprağımızı biz alırız. Bunlar Atatürk'ün ve çalışma arkadaşlarının sayesinde oldu. Onların inançları ve onların yaptıkları devrimler sayesinde oldu. O olmasaydı, Mardin'in Savur ilçesinden Nobel alacak bir bilim adamı yetişmezdi." diye ekledi.
Sn. Sancar, Cumhuriyet'in kuruluşunun üzerinden geçen 100 yılda çok önemli aşamaların kaydedildiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Cumhuriyet'in ilk 100. yılında Türkiye, güçlü ülkeler seviyesine ulaştırıldı. Bu da Atatürk ve dava arkadaşlarının başlattıkları ve olmazsa olmaz devrimleri ve fikirleri sayesinde oldu. Türkiye Cumhuriyeti, kız ve erkek çocuklara sözde değil, fiilen eşit haklar sağlamak yolunda büyük adımlar attı. Örneğin Türkiye, Almanya'dan daha çok kadın fizik profesörü yetiştirmiştir. Ülkemiz, dünyanın öteki tüm ülkelerine nazaran daha çok fakirine de zenginine de eğitim olanağı sağlamıştır. Dünyanın her tarafında sözde büyük güçler tarafından her türlü zulüm ve haksızlık yapılırken Türkiye, her zaman barışçıl bir yol izledi ve gereğinde mazlumun hakkını savunmaya çalıştı.
Türkiye'nin 2'nci yüzyılı için en çok bilime ihtiyacımız var. Bilime savunmaya yaptığımız kadar yatırım yapmalıyız. Bilimde kuvvetli olursak her şeyde kuvvetli oluruz. Bunun ispatını şimdiki jeopolitik dünyada görmek mümkün."
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.